Erdoğan: Elinde silahla dolaşanlarla barış olur mu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu PKK yanlıları ikide bir diyorlar ki 'barış, barış, barış.' Lafla barış olur mu? Elinde silahla dolaşanlarla barış olur mu?" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu PKK yanlıları ikide bir diyorlar ki 'barış, barış, barış.' Lafla barış olur mu? Elinde silahla dolaşanlarla barış olur mu? Biz inşa ediyoruz. Biz ihya ediyoruz. Biz, Diyarbakır Belediyesi'nin önünde hüngür hüngür ağlayan, çocukları dağa kaçırılmış anaları unutmuyoruz. Onlara 'barış' diyenler nasıl baktılar? Haince baktılar. Ama biz şefkatle baktık, merhametle baktık. Barışın fedaileri biziz, özgürlüklerin fedaisi biziz ve bundan sonra da böyle olacak." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, valilik önünde düzenlenen toplu açılış törenindeki konuşmasına, "Yaklaşık on aylık bir aradan sonra bir kez daha sizlerle bir araya gelmenin memnuniyeti içindeyim." sözleriyle başladı.
Son gelişinde Diyarbakır Havalimanı'nın ve çeşitli hizmetlerinin açılış törenini gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, alandaki vatandaşlara havalimanından memnun olup olmadıklarını sordu.
Şehre böyle bir havalimanının yakıştığını belirten Erdoğan, 14 yıl önceki Diyarbakır'ı hatırladığını, Diyarbakır'a 30 milyar liraya yakın yatırım yaptıklarını vurgulayarak, "Şimdi bu PKK yanlıları, ikide bir diyorlar ki 'barış, barış, barış'. Lafla barış olur mu? Elinde silah dolaşanlarla barış olur mu? Biz inşa ediyoruz, biz ihya ediyoruz, biz Diyarbakır Belediyesi'nin önünde hüngür hüngür ağlayan, çocukları dağa kaçırılmış anaları unutmuyoruz. Onlara 'barış' diyenler nasıl baktılar? Haince baktılar ama biz şefkatle baktık." diye konuştu.
Barışın, özgürlüklerin fedaisi olduklarını, bundan sonra da böyle devam edeceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yapılan yatırımların toplam bedelinin 280 katrilyon lira olduğunu vurguladı.
"SİZİN HAKKINIZA EL UZATMAYA KALKAN KARŞISINDA BENİ BULUR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de Diyarbakır'da 676 trilyon liralık kamu ve özel sektör yatırımlarının toplu açılışını yapacaklarını bildirdi.
Diyarbakır'ı geliştirmenin, kalkındırmanın, yeni iş ve aş kapılarıyla güçlendirmenin çabasında olduklarını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Biz, sizi öyle gizli saklı değil alenen sevdik. Biz, bu şehri, şehrin güzel insanlarını Allah için sevdik. Bunun için de ülkemizin diğer 80 vilayeti ile birlikte Diyarbakır'a da aşkla sevgiyle tutkuyla hizmet veriyoruz. Biz, Diyarbakır'ı seviyoruz seveceğiz. Tarihinle medeniyetinle güzelliklerinle ve sıkıntılarınla her şeyinle başım üstüne Diyarbakır. Bu kardeşiniz, ülkenin yönetiminde sorumluluk sahibi olduğu sürece ne terör örgütünün çapulcuları ne de başka bir musibet size dokunamaz. Sahip olduğunuz hakların, hürriyetlerin, ihtiyacınız olan ekonomik kalkınmanın teminatı bizzat biziz. Sizin hakkınıza, hukukunuza el uzatmaya kalkan karşısında beni ve arkadaşlarımız bulur."
"TÜRKİYE ASLA DİYARBAKIR'SIZ OLMAZ, OLAMAZ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye nasıl İstanbul’suz, İzmir'siz, Trabzon'suz, Antalya'sız, Erzurum'suz olamazsa asla Diyarbakır'sız da olamaz çünkü Diyarbakır bizim kalbimiz. Bu coğrafyayı, bu halkı bizden koparmak isteyen, kalbimizi söküp almaya çalışıyor demektir." dedi.
Erdoğan, "Türkiye nasıl İstanbul'suz, İzmir'siz, Trabzon'suz, Antalya'sız, Erzurum'suz olamazsa asla Diyarbakır'sız da olamaz çünkü Diyarbakır bizim kalbimiz. Bu coğrafyayı, bu halkı bizden koparmak isteyen, kalbimizi söküp almaya çalışıyor demektir. Diyarbakır, Türkiye'nin mührüdür, el uzatılmasına asla izin vermeyiz. Rabbim kaderimizi bu coğrafyada birlikte yazmış, bizim geçmişimiz gibi geleceğimiz de ortak. İnşallah aydınlık bir gelecek bizleri bekliyor." diye konuştu.
16 Nisan'ın Türkiye ile Diyarbakır için de yepyeni bir dönemin müjdecisi olacağını ifade eden Erdoğan, tören alanını dolduranlara, "Şimdi Diyarbakır'dan öyle bir seslenelim ki tüm Türkiye duysun, tüm dünya duysun. Büyük Türkiye için evet mi? Güçlü Türkiye için evet mi? Müreffeh Türkiye için evet mi? İstikrarlı Türkiye için evet mi?" diye seslendi.
Konuşması sırasında Kürtçe "Hezar caran ere (Binlerce kez evet)" diyen Erdoğan, "Bu sesi duymayanın sadece kulağı değil, kalbi de kapalı demektir. Diyarbakır'ın 16 Nisan'da işte bu mesajları duymayanlara duyuracağına, görmeyenlere göstereceğine inanıyorum." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 3 yıldır çok zorlu günlerden, çok zorlu sınamalardan geçtiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bin yıldır birlikte yaşadığımız bu coğrafyada tarihin her döneminde varlığımıza ve birliğimize yönelik saldırılara beraberce karşı koyduk. Sultan Alparslan önce Diyarbakır'a geldi. Buradan aldığı güç ve destekle Malazgirt Zaferi'ni kazandı. Selahaddin Eyyubi, Haçlı ordularının karşısına çıkarken arkasında neresi vardı? Yavuz Sultan Selim Mısır'ı fethe giderken önce nereyle kucaklaştı biliyor musunuz? Diyarbakır ile kucaklaştı. Cumhuriyetimizi kurarken de Diyarbakır maddi ve manevi tüm gücüyle Ankara'nın yanında yer aldı.
Diyarbakır'ın, Diyarbakırlı kardeşlerimin kafasını bulandırmak isteyen olmadı mı? Elbette oldu. Bunlar fırsat buldukları her dönemde fitneleriyle, zehir kusan dilleriyle, sahte gülüşleri ve vaatleriyle ortaya çıktılar. Özellikle darbe dönemlerinde, sıkıyönetim dönemlerinde Diyarbakır'a yanlış yapılmamış mıdır? Elbette yapılmıştır. Hem de ne yanlışlar yapılmıştır. Aslında bu dönemlerde ülkemizin her köşesinde insanlar inançları ve düşünceleri yüzünden eziyet çekmiştir, baskı görmüştür. Bizzat kendim bu sıkıntılara maruz kalmış, belediye başkanlığım elimden zorla alınmış, cezaevine düşmüş birisiyim. Hiç süphesiz Diyarbakır, bu zulmü çok daha ağır şekilde yaşadı. O güzel Diyarbakır türküsünde ne diyor? 'Gazi köşkü serindir, Dicle Nehri derindir, sen ağlama garip anam, Kadir Mevlam kerimdir.' Evet, sizler de 'Mevlam kerimdir.' diyerek sabrettiniz."
"SÜRATLİ VE KARARLI BİR REFORM SÜRECİ BAŞLATTIK"
Erdoğan, 2001'de bir araya gelerek parti kurmaya karar verdiklerini, bu sebeple adını da adalet ve kalkınma kavramlarıyla ifade ettiklerini anlattı.
2002'nin Kasım ayında iktidara geldiklerinde hemen kolları sıvadıklarını, bir yandan geçmişin hatalarını telafi ederken diğer taraftan da geleceğin Türkiyesini inşa etmenin gayreti içine girdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Koalisyonlarla, çekişmelerle, krizlerle milletin yıllarını çalmışlar, sırtına yük üzerine yük bindirmişlerdi. Bir yandan demokraside diğer yandan ekonomide yaşanan sorunlar insanımızı adeta hayatından bezdirmişti. Biz işte tüm sorunların çözümü için kararlı ve süratli bir reform süreci başlattık. Ekonomide yatırımları artırarak, büyük projeleri ardı ardına hayata geçirerek, mali disiplini sağlayarak ülkemizi üç kat büyüttük."
Erdoğan, eğitimde 270 bin yeni derslik yaptıklarını, 560 bin yeni öğretmen atadıklarını ve 76 olan üniversite sayısını 181'e çıkardıklarını belirterek, üniversitesi olmayan il bulunmadığını, burs ve kredi imkanlarını genişlettiklerini anımsattı.
3 bin 500 yeni sağlık tesisi, 7 bin 600 aile sağlığı merkezi yaptıklarını, 500 bin yeni sağlık çalışanı istihdam ederek, hastaneleri her türlü araç ve gereçle donatarak büyük bir dönüşüme imza attıklarını ifade eden Erdoğan, bu dönüşümü şehir hastaneleriyle daha ileriye taşıdıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır Kayapınar'da da şehir hastanesinin kuruluşuyla ilgili çalışmaların sürdüğünü belirterek, "Hastaneye gireceksiniz, evelallah şifayı bulmuş olarak çıkacaksınız. Öyle hijyen itibarıyla rezil, rezalet hastaneler olmayacak." diye konuştu.
"İŞ BİLENİN KILIÇ KUŞANANIN"
Yasal yollardan atanan yeni belediye başkanları sonrası her yerin değiştiğini söyleyen Erdoğan, "İş bilenin kılıç kuşananın. Bu iş aşk meselesidir, dertli olmak gerek. 'Aşk ile koşan yorulmaz'. Bunu böyle biliniz, şimdiden hayırlı olsun." dedi.
Diyarbakır'ı şanına yakışan bir stadyuma kavuşturmak istediklerini dile getiren Erdoğan, inşaatı devam eden stadyumun Ağustos ayında hizmete gireceğini aktardı.
Erdoğan, GAP'ın en önemli sulama projelerinin Diyarbakır'da olduğunu vurgulayarak, 2019'a kadar 1 milyon hektar alanı sulamaya açacak baraj ve tesislerin inşasının hızla sürdüğünü kaydetti.
Toplu konutta bugüne kadar ülke genelinde 762 bin konutu, sosyal tesisleri, alt yapısıyla tamamlayıp vatandaşlara teslim ettiklerini belirten Erdoğan, Diyarbakır'da teslim edilen konut sayısının ise 11 bine ulaştığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2015'teki çukur eylemlerinde yıkılan evleri ve iş yerlerini ayağa kaldırdıklarını anımsatarak, Suriçi'ni Diyarbakır'a ve Türkiye'ye yakışır bir yer haline getirmek istediklerini, bölgede çok fazla tarihi eser olduğu için çalışmaların hassas ve yavaş ilerlediğini aktardı.
Buna rağmen şu ana kadar 3 bin 695 bağımsız birimin yıkımı ve enkaz kaldırma işlemlerinin tamamlandığının, bölgenin alt yapısının baştan sona yenilendiğinin altını çizen Erdoğan, sokaklar ve dükkanlar dahil her şeyin tümüyle elden geçirildiğini ifade etti.
"SURİÇİ'NE 2 BİN DİYARBAKIR EVİ YAPACAĞIZ"
Erdoğan, "Suriçi'ne ilk etapta 44, toplamda 2 bin Diyarbakır evi yapıp turizm sektörünün hizmetine sunacağız. Niçin Diyarbakır turizmde patlama yapmasın, neden? Terör olursa buraya ajan teröristler gelir, turist gelmez. Ajan teröristler buraya geliyor mu? Gelirler. Onların işi, gücü karıştırmak. Onlar mikserdir mikser ama terör mikseri." diye konuştu.
Cazibe Merkezleri Programları kapsamında Diyarbakır'da 6 milyar 200 milyon liralık yatırımla, 37 bin 300 kişilik istihdam hedeflediklerine dikkati çeken Erdoğan, Diyarbakır'ın ihracatı ve ithalatıyla Türkiye'nin 65'inci şehri olduğunu kaydetti.
Diyarbakır'ın ilk 15 içinde yer alması gerektiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunun yolu nedir? Bunun yolu istikrar ve güvendir. Terörün olduğu yerde istikrar olur mu? Terörün olduğu yerde güven olur mu? Huzurun ve istikrarın olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Kimse gelip terörün, kavganın eksik olmadığı bir yere yatırım yapmaz, yatırım olmayınca da istihdam olmaz, iş olmaz, aş olmaz. Bölücü terör örgütü, ülkemizin ve milletimizin huzurunun baş düşmanıdır. Adeta parasını verenin dilediği gibi kullandığı bu kiralık katiller şebekesinden ülkemizi ve Kürt kardeşlerimizi kurtarmakta kararlıyız. Hak, hukuk, adalet tanımayan zalimlere karşı mücadelemizin bedelini tehditlerle, kumpaslarla hatta darbe teşebbüsleriyle ödeme pahasına nasıl verdiğimizin en yakın şahidi sizlersiniz. Bugün de bedeli ne olursa olsun Kürt kardeşlerimizi bölücü terör örgütünün zulmünden kurtarmaya söz veriyoruz."
"BU ALÇAK ÖRGÜT HİÇBİR VATANDAŞIMIZIN EVLADINI ZORLA ELİNDEN ALAMAYACAK"
Erdoğan, "Bu hain örgüt artık hiçbir vatandaşımızın evini başına yıkamayacak. Bu alçak örgüt hiçbir vatandaşımızın evladını zorla elinden alamayacak. Bu kalleş örgüt artık çocuğuyla, kardeşiyle, anası babasıyla tehdit ederek kimsenin siyasi iradesini rehin alamayacak. Alırlar, nerede alırlar? Avrupa'da, Almanya'da, Hollanda'da, Avusturya'da, Belçika'da, İsviçre'de alırlar ama Türkiye'de alamayacaklar." diye konuştu.
Bu ülkelerin sosyal demokrat, sosyalist partileri ile PKK terör örgütü mensuplarının, birlikte polis koruması altında yürüyüş yaptıklarını anlatan Erdoğan, Alman polis teşkilatının araçları içerisinde terör örgütü mensuplarının oturduğunu, camdan da terör örgütünün posterlerini taşdıklarını söyledi.
"Böyle bir demokrasi, özgürlük, hak, hukuk olur mu?" diye soran Erdoğan, "İsviçre'de parlamentonun önünde dev bir poster, üzerinde benim resmim var. Şakağıma silahı dayamış, 'öldürün' diyor. Yürüyüş yapıyorlar. Yapanlar kim? PKK terör örgütüyle, DHKP-C'si ve onun yanında onların sosyalist partisi. Kardeşlerim, Allah'ın verdiği bu canı, O'ndan başka kimse alamaz. Ne bir an ileri, ne bir an geri. Biz buna inanmışız. Öyle yürüdük bu yolda. Yola çıktığımızda kefenimizi giydik, öyle yürüdük." ifadelerin kullandı.
"Siz 15 Temmuz gecesi meydanları dolduranlar değil misiniz? Siz 15 Temmuz gecesi F-16'lardan, helikopterlerden kaçtınız mı? Tanklara karşı duran sizdiniz değil mi?" sorusunu yönelten Erdoğan, devletin askeri, polisi, korucusu ve tüm kamu görevlileriyle vatandaşların yanında olduğunu vurguladı.
Erdoğan, her vatandaşın can ve mal güvenliğinin devletin güvencesi altında olduğunu kaydederek, "Bölücü örgütle iş birliği içinde sizleri bizar eden FETÖ'nün hainlerini de devletten temizledik, temizliyoruz. Allah'ın izniyle artık devletin içinde sizi örgütün kucağına atacak kimse kalmıyor." dedi.
Sadece vatandaşı muhatap aldıklarına işaret eden Erdoğan, "Şundan emin olun, bugüne kadar Kürt kardeşlerime sağlanan ve zaten hakkınız olan demokratik, insani, kültürel imkanlardan geriye doğru, en küçük bir adım söz konusu değildir. Ne dille ilgili, ne isimlerle ilgili, ne kurslarla ilgili, ne kitaplarla ilgili, ne televizyon yayınlarıyla ilgili, ne akademik çalışmalarla ilgili, ne diğer hususlarla ilgili en küçük bir endişeniz olmasın." diye konuştu.
"Başbakanlığım döneminde Kürtçe yayın, kurslar serbest oldu mu? Anneler evlatlarıyla cezaevlerinde Kürtçe konuşabildi mi? Seçim kampanyaları Kürtçe yapılabildi mi?" diye soran Erdoğan, özgürlüklerin teminatı olduklarını vurguladı.
Şu anda bile terör örgütünün insanları tehdit yolları aradığını ifade eden Erdoğan, 16 Nisan'da bunlara fırsat verilmeyeceğine inandığını aktardı.
Bütün yaptıklarının, vatandaşlara annelerinin sütü gibi helal haklar olduğunun altını çizen Erdoğan, "Biz söyleyecek sözü olan, projesi olan, derdi olan herkesle konuşmaya, görüşmeye, birlikte yol yürümeye hazırız. Tek bir şartımız var, kimsenin elinde silah olmayacak, kimse bu ülkeyi bölmeye, bu milleti parçalamaya kalkmayacak." dedi.
Bunun için Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Roman, Boşnak demediklerini, hepsini birden içerisine alan bir ifade kullanarak "Tek millet" dedikleri belirten Erdoğan, yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdiklerini, ayrım yapmadıklarını söyledi.
Alandakilere "Bu şehirde, sözüm ona kendini Kürtlerin temsilcisi olarak tanıtan bir parti, tarihinin en yüksek oyunu aldığı, 7 Haziran seçimlerinin ertesi günü Diyarbakır sokaklarında, kendileri gibi düşünmeyen insanların katledilmesine ses çıkardı mı?" ifadesini kullanan Erdoğan, olaylarda 53 kişinin öldüğünü belirtti.
"DEVLETİN KENDİLERİNE VERDİĞİ İMKANLARI TERÖR ÖRGÜTÜNE TESLİM ETTİLER"
Ölenin de öldürenin de Kürt olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu alçaklar, bu katiller, hemen yapılan ilk seçimde tokadı yediler. Şimdi bu oyunlara bir daha gelmeyeceğiz. Tam tersine, demokrasinin, hukukun, Meclisin, devletin kendilerine verdiği imkanları götürdüler terör örgütüne teslim ettiler.
Çukur eylemleri. Devletin imkanlarıyla, vatandaşımın sokaklarını, caddelerini, kanallarla delik değişik ettiler. Senin görevin benim vatandaşıma modern imkanlar hazırlamak, onların yaşam koşullarını bozmak değil ama bozdular. Terör örgütünün dediğini yapmadıkları için alçakça katlettiler."
"Bizim arkamızda PKK, PYD, YPG var" denilerek milletin tehdit edildiğini anımsatan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sizlere bu zulmü reva görenlerin, bıraktım 80 milyonluk Türkiye'ye sadece şu Diyarbakır'a en küçük bir faydası oldu mu, olabilir mi? Elinde silahıyla milleti katleden teröristle, onu arkasına alıp milleti tehdit eden sözde siyasetçi arasında ne fark var? Bizim bugüne kadar yaptığımız reformlardan, hangisinin yanında durdular? En son 16 Nisan'daki tavırları ortada. Düştüler marjinal örgütlerin peşine, düştüler CHP'nin peşine, düştüler Avrupa'daki ırkçı yönetimlerin peşine. Şu anda 'hayır' deyip dolanıyorlar. Halbuki sizlerin yaşadığı sorunların, sıkıntıların en önemli sebebi mevcut yönetim sistemi değil mi? Bu, 1980'deki hazırlanan anayasa değil mi? O zaman buna 'hayır' dediklerini söyleyenlere, biz şimdi 'gelin ona madem ki hayır dediniz, gelin bu defa evet diyelim' diyoruz. 'Değiştiriyoruz, hazırlayalım' dedik. Katılmadılar. "