Donanma Komutanlığı'ndaki darbe girişimi davası

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlerine ilişkin, haklarında ağırlaştırılmış müebbet ile 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen 92 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 52'si tutuklu, 13'ü firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde özel olarak yapılan 250 kişi kapasiteli salondaki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve bazı yakınları katıldı.

Duruşmayı, Memur Sen Kocaeli İl Temsilcisi Şahin Yaşlık, Büro Memur Sen Kocaeli Şube Başkanı Ömer Türk, bazı STK temsilcileri ve vatandaşlar da takip etti.

Duruşmada, Donanma Komutanlığı’nda tutuklu sanık eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, Donanma Komutanlığı’nda gözaltına alınarak etkisiz hale getirilen Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal ve Harp Filo Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ın cezaevi aracına konularak İstanbul’a gönderilmesi ile diğer personelin etkisiz hale getirilmesi ve gözaltına alınmasında aktif rol aldığı öne sürülen Güvenlik Tabur Komutanlığı personeli tutuklu sanık uzman çavuş Emre Kıvrak savunma yaptı.

Kıvrak, 15 Temmuz akşamı televizyondan İstanbul'da askerlerin "Boğaz Köprüsü"nü kapattığını ve bazı olayların yaşandığını gördüğünü, WhatsApp grubundan acil olarak Donanma Komutanlığı "kapı 4"e gelmesi yönünde mesaj aldığını ve görev yerine gittiğini söyledi.

"Kapı 2"de Semih yüzbaşının kendisini beklettiğini, kapının önünde halkın toplanmaya başladığını anlatan Kıvrak, "Ben kapının arkasında bekliyordum. O sırada askerler havaya ateş açtı. Halk biraz sakinleşince, İmren, uzman çavuşlara 'sen sen gel' diyerek, aracına bindirdi. 15-20 dakikada bir geliyor, askerleri alıyor ve üssün belli noktalarında görevlendiriyordu. Ben donanmaya sabotaj olduğunu düşündüm. Beni de işaret ederek, Albay Muharrem Aslan'ın yanına götürerek, burada kalmamı emretti. Bu arada İmren, Albay Uğur Çelikten'e bağırarak, 'sen benim emrimi nasıl dinlemezsin' diye çekiştirerek, nezarete götürdü." diye konuştu.

İmren'in askerlere, "Vur emri var. Emrimi dinlemeyenleri acımadan, gözünün yaşına bakmadan vururum." şeklinde konuştuğunu dile getiren Kıvrak, şöyle devam etti:

"Ben usulsüz ve kanuna aykırı bir emir yerine getirmedim. Komutanlarım bana 'İmren'in emrini dinleme, o darbeci' deseydi ben kesinlikle orada olmazdım. Benim FETÖ ve darbe ile ne işim olabilir. Ben uzman çavuşum, karşımdaki koskoca amiral. Nasıl karşı gelebilirdim. Ben devletime, milletime bağlı biriyim. İmren, kaçınca suç işlediğini anladım ama hala darbe olduğundan haberim yoktu. Bizi kandırdı."

Söz alan tutuklu sanık İmren, "Ben uzman çavuşlara çok yakın davranırdım. Albaylarla onları hak hukuk konusunda hep eşit tutardım. Onlardan şefkatimi esirgemezdim. Her gün onlarla birlikteydim. Aramızda mesafe yoktu. Onlar için canımı feda ederim. Onlar da benim için canlarını feda eder. Bu yüzden bu çocuklar benim emrimi dinledi." dedi.

Cumhuriyet savcısının, "Bir amiral, 'emirlerimi dinlemezsiniz vururum' diyor, amiralleri, rütbelileri tutuklatıyor. Siz darbe olduğunu anlamadınız mı?" şeklindeki sorusuna, sanık Kıvrak, "Hayır anlamadım. Daha önce hiç darbe görmedim." şeklinde cevap verdi.

Kıvrak, darbeci olmadığını, kanunsuz bir emri uygulamadığını öne sürerek, tahliyesini talep etti.

Donanma Komutanlığı’nda yaşanan olaylarda İmren ile hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, İmren'in gözaltına alınmasını istediği kişileri gözaltına aldıkları, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, İmren'in ateş emri vermesi üzerine bu emre uyarak ateş eden grubun içerisinde olduğu belirlenen tutuklu sanık uzman çavuş Erdal Çetin de savunmasında suçlamaları reddetti.

Donanma Komutanlığı'ndan arandıklarını, İmren'in tatbikat yapacağını söyleyip, acil üsse çağırdıklarını ileri süren Çetin, "Üsse gittiğimde, İmren askerlere konuşma yapıyor, terör saldırı olduğunu söyleyerek, 'Emirleri benden alacaksınız. Lojmanlarda herkesi buraya çağırın.' dedi. Bu arada dışarıdan sesler geliyordu. Vatandaşlar kapı önünde toplanmış, içeri girmeye çalışıyordu. Kırmızı alarm verildi. Kapının girişine tel örgüler çekildi. İmren kapının önünde saf tutmamızı istedi. Havaya ateş emri verince biz de ateş ettik." ifadelerini kullandı.

İmren'in bağırarak, "MG3 getirin buraya. Bakalım buradan kimse geçebilecek mi?" dediğini ifade eden Çetin, MG3'ün arızalı olduğu söylenince İmren'in çok sinirlendiğini dile getirdi.

O sırada salaların okunduğunu kaydeden Çetin, İmren'in "Biz daha Müslümanız" diyerek, askerlere diz çöktürdüğünü söyledi.

İdris astsubayın, "Donanma Komutanımızın haberi var mı?" şeklindeki sorusuna İmren'in çok kızdığını aktaran Çetin, "İmren, 'sen bunu nasıl sorarsın' diye bağırdı. İmren'in, 'Donanma Komutanı gelirse vururum' dediğini duymadım. Sadece, 'Komutan gelirse bana haber verin' dediğini duydum. Askerlere konuşma yaptı. 'Vur emri var gerekirse vurmaktan çekinmeyin' dedi." ifadelerini kullandı.

Sabah 06.00'da sicil amiri Halil astsubaya mesaj gönderip durumu ilettiğini aktaran Çetin, "Kimseye ateş etmeyin. Oradan kaçın." şeklinde cevap aldığını belirtti.

İmren'in diğer amirallerle birlikte sahil güvenlik botuna binerek kaçtığını belirten Çetin, "Sicil amirlerimiz darbe girişimini 23.00'te bildikleri halde, bize bilgi vermediler. Sakarya tank taburunda komutanlar, askerlerine, 'hemen geri dönün bu bir darbe girişimi' diye mesaj atmışlar ama bizim komutanlarımız sabahı bekliyor." diye konuştu.

Mahkeme heyeti başkanı Yusuf Sevimli'nin, "Telefonun yanında değil miydi? Neden internete girip neler olduğunu öğrenmedin?" şeklindeki sorusuna Çetin, "Telefonum yanımdaydı ama internetten bakmadım." cevabını verdi.

Sanık Çetin, FETÖ okullarında okumadığını, dershanelerine gitmediğini, evlerinde kalmadığını, Bank Asya'da hesap açtırmadığını ve "ByLock" kullanmadığını savunarak, tahliyesini istedi.

Sanık avukatı, müvekkilinin daha önce darbe görmediği ve öyle bir ortamın olmadığı için, darbe olduğunu anlayamadığını iddia etti.

Donanma Komutanlığı’nda yaşanan olaylarda tutuklu sanık İmren ile birlikte hareket ettiği öne sürülen tutuklu sanık uzman çavuş Hakan Türker ise savunmasında, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

İmren'in, emrine karşı gelenlere silah çekip gözaltına aldığını, bir yüzbaşıyı bu şekilde görünce korktuğunu ifade eden Türker, "Karşımızdaki bir amiral. Yüzbaşıya bunu yapan bize neler yapmaz diye düşündüm. Ben babamdan korkmadığım kadar komutanlarımdan korkardım. Ortalık karışınca neler olduğunu anlamaya çalıştım. Rusya veya Suriye ile savaş çıktı sandım. Halk savaş istemiyor acaba onun için mi donanmanın önünde toplandı diye düşünüyordum." ifadelerini kullandı.

Sabah olunca darbe olduğunu anladığını ileri süren Türker, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Amiraller İmren, Ekici ve Bay sabah botla kaçtı. O sırada donanmaya giren rütbelilere teslim olduk. Meğerse gece darbe olduğunu herkes biliyormuş. Kimse bize bir şey demedi. Akşamdan donanmadaki darbecilere operasyon yapılacakmış. Sabah yaptılar. İmren ve yanında emir astsubayı var. Ellerinde tabanca. Bunları nasıl alamadılar. Sanki Beyaz Saray'dan Trump'ı alacaklar. Bana deseler bunlar darbeci, ben alır gelirdim. Kimse bize bir şey demedi."

Mahkeme başkanı Sevimli'nin uzman çavuş Adem Metin'in, "Hakan Türker'e, Hayrettin İmren darbeci çıktı dedim" şeklindeki ifadesini hatırlatması üzerine Türker, "Adem Metin bana öyle bir şey demedi. Fısıldamış olabilir, ben duymadım." diye konuştu.

Türker, kanunsuz bir emri yerine getirmediğini ve darbeden haberinin olmadığını ileri sürerek, tahliyesini talep etti.

Duruşma salonunda kurulan büyük ekranda, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde Donanma Komutanlığı önünde vatandaşların gerçekleştirdiği protesto görüntüleri izletildi.

Mahkeme, ara kararında tutuklu sanıklar Emre Kıvrak, Erdal Çetin ve Hakan Türker'in tahliye taleplerinin reddine karar vererek, duruşmaya çarşamba gününe kadar ara verdi.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı şüpheli olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18 sivil ve 1 asker öğretmenin de aralarında yer aldığı 92 şüpheli bulunuyor.

İddianamede, Gülen hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor.

Şüpheli askerlerle irtibatlı olan, onları darbe toplantılarına götüren ve kaçtıkları dönemde saklayan, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18'i sivil, 1'i asker öğretmen ile Donanma Komutanlığı'nda darbe girişimini yönettiği belirtilen tutuklu sanıklar Hakan Üstem, Hayrettin İmren, Ömer Faruk Harmancık, Nazmi Ekici, Süleyman Yarayan, Tezcan Kızılelma, Gürel Kaynak, Muharrem Aslan ve Murat Erdem ile firari sanık Ayhan Bay hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların ise ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl altışar aydan yirmi dokuzar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.