Doğu Akdeniz Doğal Gaz Savaşları

Son yıllarda Doğu Akdeniz'de Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin, Mısır, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'ni ilgilendirecek şekilde doğal gaz rezervleri keşfediliyor.

Bu rezervler bölgedeki dengeleri yeniden şekillendirecek boyuttadır.  Amerika, Fransa, İngiltere, Rusya ve Türkiye savaş gemileri bölgeyi yakından takip ediyor.

Kıbrıs açıklarında bulunan Afrodit bölgesinde 130 milyar metreküp civarında, İsrail, Filistin ve Lübnan açıklarında bulunan Tamar,Kariş, Leviathan, Mari-B gibi  yataklarda ise 933 milyar metre küp civarı doğal gaz bulunmaktadır.

2017 yılında Türkiye 53 milyar 484 milyon metre küp doğal gaz rezevervi tüketmiştir. Türkiye'nin geçen yıl kullandığı doğal gaz miktarı dikkate alındığında Doğu Akdeniz'de keşfedilen yataklarının önemi anlaşılacaktır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetimizin de hak iddia ettiği 12. parsel diye numaralandırdıkları Afrodit bölgesinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Sisi'nin başında bulunduğu Mısır'a doğal gazı boru hatlarıyla götürüp, Lng tesislerinde sıvılaştırıp Avrupa'ya satma girişimi içindedir.

Güney Kıbrıs'ın sözde parsellere bölüp sahiplendiği alanlara Türkiye ve KKTC'nin de alanları dahil edilmiş durumda. Güney Kıbrıs Türkiye'nin hak iddia ettiği alanda İtalyan ENİ şirketi aracılığıyla doğal gaz araması yapmak isteyince Türk savaş gemileri duruma müdahale etmiştir.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tutarsız hareketlerine karşılık olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkiye'ye sınırlarında petrol ve doğal gaz arama izni vermiştir.

İsrail bölgesinde keşfedip çıkarttığı doğal gazı hali hazırda Mısır ve Lübnan'a satmaktaydı.

Mısır karasularında bulunan Zohr doğal gaz yatağını keşfetti. Burada 850 milyar metreküp rezerv olduğu söylendi. Son zamanlarda Mısır Zohr'dan 3 kat daha büyük olan Noor doğal gaz yatağı daha keşfettiğini duyurdu. Bu keşiflerin ardından Mısır doğal gaz ithalatını durdurması kaçınılmaz. Hatta yakında birçok ülkeye doğal gaz ihraç eden ülke konumuna gelecektir.

Avrupa ülkeleri doğal gaz ithalatında çoğunlukla Rusya'ya bağımlı. Bu durumdan kurtulmak isteyen Avrupa ülkeleri Doğu Akdeniz'de keşfedilen doğal gaz rezervlerine büyük önem veriyor.

İsrail ve Kıbrıs'ın doğal gazı Avrupa'ya ihraç etmek için 3 yolu var. Birincisi Mısır'da Lng tesislerinde sıvılaştırıp ihraç etmek, ikincisi ''East-Med'' dedikleri İsrail'den başlayıp Güney Kıbrıs-Girit Adası-Yunanistan-İtalya olmak üzere boru hattı ki bu büyük bir masraf oluşturuyor, üçüncüsü ve masraf açısından en uygun olanı Türkiye üzerinden ihraç etmek. İsrail üçüncü yolu pek benimsemesede tercih edebileceğide yönünde girişimleri mevcut. Türkiye İsrail'in böyle bir isteğini hem gelir sağlama hem de Avrupa'ya giden bu gazın vanasını elinde tutabilmek için red etmemesi gerekmektedir.

İsrail, sınır komşusu olan Filistin ve Lübnan ile keşisen sınır noktalarında daha fazla yer kapmak suretiyle sondaj yapma çabası içindedir. İran destekli şii Hizbullah örgütü Lübnan'ın doğal gaz haklarını korumada İsrail'e karşı destek vereceğini belirtiyor.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken KKTC'nin Türkiye ile sıkı iletişim içinde olup geçmiş yıllardaki bağımsız hareket etme girişimlerini terk etmesi önemlidir.

İthalatımızın büyük bir kısmını kaplayan doğal gaz bugün KKTC çevresinde yoğunlukla bulunmaktadır. Buralarda sismik arama ve sondaj gemilerimiz faaliyetlerini sınırsız sayıda icra etmelidir. Tabi envanterimizde bulunan sismik arama ve sondaj gemilerimiz yetersiz olduğu için yabancı konsorsiyumlarıda yapılacak ihaleler ile faaliyete başlatmamız gereklidir.

HAYRULLAH DESTEGÜL