Geçen hafta yazdığım ilk yazıma sevgili golfçü arkadaşlarım teveccüh gösterdiler, umarım değerli Ajans Haber okurları da aynı hisler içerisindedir. Destek, motivasyon ve nezaketleri için öncelikle camiaya ve tüm okurlara teşekkür ederim.
Aldığım bu pozitif rüzgarla, en sevdiğim spor olan golfle ilgili yazmaya devam ediyorum. Golf tutkuyla, aşkla yapılan, kendine karşı mücadele verilen bir spordur. Yaptığın her hatalı vuruşta kendine kızıp, pişman olurken, her başarılı vuruşta tarifi imkansız hazlar içinde, kendinle gurur duyarsın.
Başarılar hedefe ulaşmışlık olarak algılanıp, bir son olarak kabul edilmez. Aksine 12-15 kilometre uzunluğundaki uçsuz bucaksız sahalar tekrar tekrar, her gün, her hafta turlanır, sahadaki tüm detaylar, mesafeler, zorluklar, ağaçlar, çalılar, kum havuzları kısaca oyuncuyu sınayan her unsur ezberlenmeye çalışılır. Mümkün müdür ezberlemek? Pek değildir. Allah’ın insanlığa bahşettiği doğa her an, her gün değişir.
Birgün gözünüzü kamaştıran güneşle vurduğunuz topun nereye gittiğini bile takip edemezken, birgün sağanak halinde yağan yağmura karşı iliklerinize kadar ıslanarak vuruş yapmaya çalışır, bir gün sahayı kaplayan uğur böcekleri ya da kelebekleri, bir gün önünüzden sinirli bir şekilde tıslayarak geçen yılan ya da daldan dala zıplayan sincapları görür, ne koyduğunuzu tam aynı yerinde ne de doğanın sahiplerini aynı ruh halinde bulursunuz.
Bu sebepledir ki, her sahaya çıktığımda kendimi sanki bambaşka diyarlara seyahat etmiş, dünyanın 7 harikasından birini gezen, aval aval nereye bakacağını şaşıran turist gibi hisseder, her bir çiçeği, her bir böceği sevgiyle izler, her biri ayrı bir mimari/peyzaj harikası olan çukurları hayranlıkla incelerim.
Kıyamam dalına yaprağına dokunmaya, ödüm kopar bir karıncanın rahatsız olmasından. Başarılı vuruşun göstergesi yerden çim parçası kaldırmaktır golfte,(divot deriz) benim için başarı değildir, doğanın yüzüne atılmış bir tırnak, bırakılmış bir yara izidir sanki.
Güzel ülkemizde, aynı zamanda her biri değerli birer golf oyuncusu olan iş insanlarımızın yaptıkları yatırımlar ve devletimizin teşvikleri ile her geçen gün saha sayımız artmaktadır. Bugün sayısı 40’ı aşan birbirinden şaheser sahalarımız ülkemizin yüzünü ağartıp, spora, doğaya, yeşile verdiğimiz önemi gösterirken, turizmimize bambaşka bir boyut katmakta, en fazla döviz bırakan, kadir kıymet bilen, yıkıp dökmeyen kaliteli bir kitleyi güzel beldelerimize çekip, ekonomimize büyük katkı sağlamaktadır.
Başta Antalya-Belek olmak üzere, Bodrum, İzmir/Kuşadası, Ankara, Samsun ve İstanbul’da bulunan bu yatırımlar peyzajın, özel mimarinin, doğanın, yeşilin, özenin ülkemize, dünyamıza, gelecek nesillere bırakılmak istenilen miraslarıdır ve bu sebepledir ki golf sporunun icrası için çalışan herkes doğanın gizli koruyuculuğunu yapan bir STK gibidir.
Hergün itinayla bakımı yapılan yeşil sahalara gözü gibi bakan greenkeeper ekipleri, her bir ağacın, böceği, çiçeğin derdini dinlerler adeta. Golfçüler de en az onlar kadar dikkat ederler, şehrin her türlü kirliliği, kalabalığı, gürültüsü içinde onları bağrına basan bu cennet sığınaklarına. Müteşekkirdirler, bilinçsizlik ve hırslarla her an her gün bir parçasını kaybeden, sonu hızla yaklaşan mucizevi dünyamızda, her türlü teknoloji, her türlü zamansızlık ve sosyal medya çağının umursamazlığına rağmen ilahi bir güç onları bu sporun içinde tutar.
Şehir, mesafe, zaman, işler, eşler, çocuklar engel değildir bu birlikteliğin yaşanmasına. Onun içindir ki, güzel bir vuruş sonrası purosunu tüttüren bir oyuncu orman yangınından korkar, purosunu arabasının önünde bulunan içi su dolu şişeye atar, her vuruşta yerden kaldırdığı çimeni onarmak için yanında taşıdığı içi çim tohumlu kumu yaralı yüzeye serpip, hızla onarım yapar, tek bir böceği, çiçeği dahi incitmemek için çaba harcar, topunu alıp kaçan kargaya, çalıların arasında gözgöze geldiği yılana dokunmaz, şikayet etmez. Mesnevi sabrı vari bir kabulleniş, saygı, sevgi ve paylaşımla bir bütündür bahşedilen bu anlar. Korur, kollar, kendi haline bırakır bu güzel vahaları.
Golfün benim için bir sporun ötesinde, bir meditasyon, doğaya, yaradana olan bir hayranlık, bir şükür ve ödül olduğunu düşünüyorum. Duygusal boyutunun yanında ise rasyoneli ile tam teşekküllü, profesyonel ekiplerce, ışıl ışıl, dünya standartlarındaki golf sahalarımız tüm dünyadan gelen profesyonel oyuncuları ağırlamakla beraber, tüm golf severlere iyi birer ev sahipliği yapmakta, övünç kaynağımız, doğaya, spora, sporcuya verdiğimiz önemi ve global bakış açımızı yansıtmaktadır. Lakin, bunca emeğin, emekçinin, yatırımın hakettiği değeri alamadığını düşünüyorum, söylemeden geçemeyeceğim. Tüm bunları konuşmaya devam edeceğiz.
Önümüzdeki haftasonu Kıbrıs Golf Kulubü’nün daveti üzerine Klassis Golf Kulubü(benim home kulubüm) olarak Kıbrıs’a gidiyoruz. Güzeller güzeli, sıcacık, tarih dolu yavru vatanımızda ilk kez golf oynayacağım için çok heyecanlıyım. Korineum Golf Kulup’te, daha önce bir çok kez İstanbul’da biraraya geldiğimiz değerli golfçü dostlarımızı görecek, bambaşka bir şaheser olan sahalarında 3 gün dolu dolu golf oynayacağız.
Kasım soğuğunun İstanbul’u sardığı, gri puslu günlerin hakim olduğu bu mevsimde, Kıbrs’ta güneşli, ılık rüzgarlar eşliğinde yine farklı bir mutluluk bizleri bekliyor. Çok yorulacağız, hatta sokakta oynayıp, kir toz içinde eve döndüğümüz çocukluk günlerimizdeki gibi otelimize sokak çocukları gibi aç bilaç dönüp, karnımızı doyurup, sızlayan kaslarımızla yorgun fakat huzur içinde uyuyacağız.
Sizler için anılar, güzel fotoğraflar getirip, müsabakaların kazanan ekiplerini haftaya paylaşacağım. Çok güzel bir haftasonu geçirmenizi, bedeninizin oksijen, kalbinizin sevgi ve şevkat dolmasını dileyerek, sevgi ve saygılarımızı sunuyorum.