Diyarbakır "Dünya Kültür Mirası" olmaya hazır
Diyarbakır, Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu'nun (UNESCO) "Dünya Kültür Mirası" listesine girmeye hazır.
Kentin simgesi olan, üzerindeki yazıtlar, kitabeler ve kabartma figürlerle tanıklık ettiği tarihin izlerini yansıtan, yaklaşık 5 bin 700 metre uzunluğunda, 12 metre yüksekliğinde, 4 metre genişliğindeki surlar ile özgün işlevini binlerce yıldır koruyan Hevsel Bahçeleri'nin dünya mirası olmasının önündeki engeller bir bir kaldırıldı.
Yapı rezerv kararı mahkeme kararıyla kaldırılan alanda 3 HES projesinin iptal edildiği belirtilirken, Kültür ve Turizm Bakanlığınca aslına uygun olmadığı gerekçesiyle surların durdurulan restorasyonu için bilim kurulu oluşturuldu.
Kurul tarafından hazırlanan koruma master planı, bu ay UNESCO'ya sunulacak.
NİHAİ KARAR HAZİRAN'DA...
Tanıtım çalışmalarına başlanan Diyarbakır'ın, haziran ayında Almanya'nın Bonn kentinde gerçekleştirilecek UNESCO Genel Kurulu'nda verilecek kararla, Dünya Kültür Mirası olarak tescillenmesi bekleniyor.
Diyarbakır Kalesi ve Surları Alan Başkanı Nevin Soyukaya, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan Alan Yönetim Birimi ile valilik, kentteki tüm kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin desteğiyle "Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı" ismiyle hazırlanan dosyanın Kültür ve Turizm Bakanlığı aracılığıyla UNESCO'ya sunulduğunu hatırlattı.
Adaylık sürecinin devam ettiğini belirten Soyukaya, 2000 yılında başlayan ve 3 yıl önce hızlanan süreçte nihai karar için çalışmalarda sona gelindiğini söyledi.
"DİYARBAKIR KALESİ, KALELERİ ŞAHI"
"Diyarbakır kalesi, kalelerin şahı. Üstün evrensel değeri çok yüksek. Hevsel Bahçeleri de öyle. İkisi de çok nadir örnekler" diyen Soyukaya, Diyarbakır kalesinin sadece bir savunma yapısı değil aynı zamanda belge yapı niteliğindeki mimari bir şaheser olduğunu vurguladı.
Soyukaya, üzerindeki kitabeler, yazıtlarla surlardan bölgenin tarihinin çok rahatlıkla okunabildiğine, kabartmalardan farklı dönemlerin sanatsal özelliklerinin takip edilebildiğine işaret ederek, şunları dile getirdi:
"Diyarbakır Kalesi, bütün olarak özgünlüğünü koruyarak günümüze gelmiş bir yapı. Hevsel Bahçeleri de doğduğu yerde büyüyerek, yaşayarak gelişen bir kentte binlerce yıldır yaşamını sürdüren, işlevini hiçbir şekilde değiştirmeden devam eden bir öge. Kale ve Hevsel bahçeleri birbirini besleyen ögeler. İkisinin de üstün evrensel değeri yüksek."
"RİSKLER ORTADAN KALKTI"
Binlerce yıldır yaşamın olduğu kentin özellikle son 30 yıldır meydana gelen göçle baskı altında kaldığını ifade eden Soyukaya, bu baskının surlara, tarihi eserlere ve Dicle Vadisi ile Hevsel bahçelerine de yansıdığını vurguladı.
Soyukaya, bu kapsamda alanın bütünüyle ilgili projelerde de bu süreçte değişikliğe gidildiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Alandaki yapı rezerv kararı mahkeme kararıyla kaldırıldı. Dicle Vadisi Projesi askıya alındı. Bunlar, Hevsel Bahçeleri ve Dicle Vadisi'nin özgünlüğü ve bütünlüğünü tahrip edecek, kırsal peyzajına zarar verecek projelerdi. Bu riskler ortadan kalktı. Vadideki HES projeleri alanın ekosistemini tamamen tahrip edecekti. 2 nolu HES iptal edildi, 1 ve 3 nolu HES'in de iptali için Devlet Su İşleri Müdürlüğünün Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna müracaatı var. Bu HES'lerin de iptal olduğu belirtiliyor."
Alanın bütününe müdahalenin olacağı projelerin uygulanması söz konusu olmayınca noktasal tahriplerin giderilmesi için alan yönetim planının yapıldığını anlatan Soyukaya, bu planda alanın yeniden özgünlüğüne dönmesi ve rehabilitesine yönelik önerilerin yer aldığını belirtti.
Soyukaya, surların restorasyonunda geçmiş yıllarda bazı hatalar yapıldığını, bu hataların devam etmesinin UNESCO için sorun teşkil edeceğini anlatarak, " UNESCO'nun da talebi doğrultusunda ilgili üniversite ve disiplinlerin yer aldığı bir bilim kurulu oluşturuldu. Bu kurul öncelikle surların koruma master planını hazırladı. Böylece surların nasıl korunacağına dair bir yol haritası oluştu. Surlara yönelik belgeleme, projelendirme ve onarım çalışmaları artık bu bilim kurulunun gözetimi ve denetiminde sürecek. Bu sayede risklerin önüne geçilmiş oldu. Bu ay sonunda bu belgeler UNESCO'ya beyan edilerek, risklerin bertaraf edildiği belirtilecek" diye konuştu.
Soyukaya, kentin kültür mirası listesinde yer almasının ciddi bir tanıtım aracı olacağını vurguladı. Nihai kararın bu yıl Almanya'da açıklanacağını hatırlatan Soyukaya, "Haziranda sonuçlanacak UNESCO'dan çok umutluyuz. Diyarbakır dünya insanlık mirası olarak tescillenecek" diye konuştu.
Yapı rezerv kararı mahkeme kararıyla kaldırılan alanda 3 HES projesinin iptal edildiği belirtilirken, Kültür ve Turizm Bakanlığınca aslına uygun olmadığı gerekçesiyle surların durdurulan restorasyonu için bilim kurulu oluşturuldu.
Kurul tarafından hazırlanan koruma master planı, bu ay UNESCO'ya sunulacak.
NİHAİ KARAR HAZİRAN'DA...
Tanıtım çalışmalarına başlanan Diyarbakır'ın, haziran ayında Almanya'nın Bonn kentinde gerçekleştirilecek UNESCO Genel Kurulu'nda verilecek kararla, Dünya Kültür Mirası olarak tescillenmesi bekleniyor.
Diyarbakır Kalesi ve Surları Alan Başkanı Nevin Soyukaya, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan Alan Yönetim Birimi ile valilik, kentteki tüm kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin desteğiyle "Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı" ismiyle hazırlanan dosyanın Kültür ve Turizm Bakanlığı aracılığıyla UNESCO'ya sunulduğunu hatırlattı.
Adaylık sürecinin devam ettiğini belirten Soyukaya, 2000 yılında başlayan ve 3 yıl önce hızlanan süreçte nihai karar için çalışmalarda sona gelindiğini söyledi.
"DİYARBAKIR KALESİ, KALELERİ ŞAHI"
"Diyarbakır kalesi, kalelerin şahı. Üstün evrensel değeri çok yüksek. Hevsel Bahçeleri de öyle. İkisi de çok nadir örnekler" diyen Soyukaya, Diyarbakır kalesinin sadece bir savunma yapısı değil aynı zamanda belge yapı niteliğindeki mimari bir şaheser olduğunu vurguladı.
Soyukaya, üzerindeki kitabeler, yazıtlarla surlardan bölgenin tarihinin çok rahatlıkla okunabildiğine, kabartmalardan farklı dönemlerin sanatsal özelliklerinin takip edilebildiğine işaret ederek, şunları dile getirdi:
"Diyarbakır Kalesi, bütün olarak özgünlüğünü koruyarak günümüze gelmiş bir yapı. Hevsel Bahçeleri de doğduğu yerde büyüyerek, yaşayarak gelişen bir kentte binlerce yıldır yaşamını sürdüren, işlevini hiçbir şekilde değiştirmeden devam eden bir öge. Kale ve Hevsel bahçeleri birbirini besleyen ögeler. İkisinin de üstün evrensel değeri yüksek."
"RİSKLER ORTADAN KALKTI"
Binlerce yıldır yaşamın olduğu kentin özellikle son 30 yıldır meydana gelen göçle baskı altında kaldığını ifade eden Soyukaya, bu baskının surlara, tarihi eserlere ve Dicle Vadisi ile Hevsel bahçelerine de yansıdığını vurguladı.
Soyukaya, bu kapsamda alanın bütünüyle ilgili projelerde de bu süreçte değişikliğe gidildiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Alandaki yapı rezerv kararı mahkeme kararıyla kaldırıldı. Dicle Vadisi Projesi askıya alındı. Bunlar, Hevsel Bahçeleri ve Dicle Vadisi'nin özgünlüğü ve bütünlüğünü tahrip edecek, kırsal peyzajına zarar verecek projelerdi. Bu riskler ortadan kalktı. Vadideki HES projeleri alanın ekosistemini tamamen tahrip edecekti. 2 nolu HES iptal edildi, 1 ve 3 nolu HES'in de iptali için Devlet Su İşleri Müdürlüğünün Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna müracaatı var. Bu HES'lerin de iptal olduğu belirtiliyor."
Alanın bütününe müdahalenin olacağı projelerin uygulanması söz konusu olmayınca noktasal tahriplerin giderilmesi için alan yönetim planının yapıldığını anlatan Soyukaya, bu planda alanın yeniden özgünlüğüne dönmesi ve rehabilitesine yönelik önerilerin yer aldığını belirtti.
Soyukaya, surların restorasyonunda geçmiş yıllarda bazı hatalar yapıldığını, bu hataların devam etmesinin UNESCO için sorun teşkil edeceğini anlatarak, " UNESCO'nun da talebi doğrultusunda ilgili üniversite ve disiplinlerin yer aldığı bir bilim kurulu oluşturuldu. Bu kurul öncelikle surların koruma master planını hazırladı. Böylece surların nasıl korunacağına dair bir yol haritası oluştu. Surlara yönelik belgeleme, projelendirme ve onarım çalışmaları artık bu bilim kurulunun gözetimi ve denetiminde sürecek. Bu sayede risklerin önüne geçilmiş oldu. Bu ay sonunda bu belgeler UNESCO'ya beyan edilerek, risklerin bertaraf edildiği belirtilecek" diye konuştu.
Soyukaya, kentin kültür mirası listesinde yer almasının ciddi bir tanıtım aracı olacağını vurguladı. Nihai kararın bu yıl Almanya'da açıklanacağını hatırlatan Soyukaya, "Haziranda sonuçlanacak UNESCO'dan çok umutluyuz. Diyarbakır dünya insanlık mirası olarak tescillenecek" diye konuştu.