Bahçeli MHP kongresi için tarih verdi!

MHP lideri Devlet Bahçeli, MHP'de kongre için yeşil ışık yakmadı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, "MHP'nin kongre tarihi 18 Mart 2018'dir" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin kurultay süreciyle ilgili  "MHP'nin kongre süreci 18 Mart 2018 tarihinde olacaktır. Ondan öncesi bizi ilgilendiren bir konu değildir. İmzayı kim ne kadar toplarsa toplasın müracaatı halinde kabulü mümkün olmayacak ve yasal haklarını kullanma yolu da açık olacaktır. Bizimle değil, mahkemelerle haklarını savunmalarını tavsiye ederiz" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başkanlık sistemi için de sert eleştiriler yöneltti. Türkiye'deki sorunun Anayasa değil, sistemin çalıştırılamaması olduğunu belirten Bahçeli,  "Biz Anayasa yoluyla millet olmadık. Anayasa yoluyla da devlet kurmadık. Bu yolla ne milletimizi ne de devletimizi kaybetmeye yeni baştan 36 etnik kimlik çürümüşlüğüne göre bina etmeye tahammül edemeyiz. Yeni Anayasa bir ihtiyaçtır.Türkiye'de sorun sistem değil, varolan sistemin çalıştırılmamasıdır.Ak Parti başkanlık hayalinden vazgeçmeli.Davutoğlu'nun ise Erdoğan'ın oyununa gelmemesi görüşündeyiz.Anayasa'nın ilk 4 maddesinin hunharca alaşağı edilmesine ve tahrip edilmesine karşıyız." dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli Partisinin Kızılcahamam kampının ardından basın toplantısı düzenledi.Bahçeli'nin açıklamasından satırbaşları:

VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ...

BAHÇELİ KONGRE TARİHİNİ VERDİ | TIKLA-İZLE

Tarih geçmişine sırt dönmüş özdeğerlerine yabancılaşmış nice devlet ve milletlerin çöküşüne şahit olmuştur.Nasıl ki geçmişteki hatanın faturasına bugün katlanılıyorsa bedel gün gelecek ağır bir şekilde ödenecektir.Maddi rahatlık yaşarken manevi çöküş oluşmuştur.18-19-20.yy boyunca güç ve paylaşım dalgalarının daha canisi bugünlerde yaşanmaktadır.İnsanlık vicdanı çoraklaşmıştır.Hangi develt ve milletin daha çok parası varsa onun güç göstergesi yaşadığı bir durum karşımızdadır.Uluslararası hukuku tanıyan pek yoktur.Şiddet politika haline gelmiştir.Özgürlük rafta kalmaktadır.Ortadoğu'yu yeniden bölmek istiyorlar.Ülkemiz neye maruz kaldıysa bu dünün eseridir.Ortadoğu'yu sömürmeyi insan ve kaynakları eritmeyi planlıyorlar.Büyük ortadoğu projesinin çıkış gayesi budur.El Kaide, Pkk, Pyd ,Işid gibi örgütler kiralık örgütlerdir.Cinayet projelerini destekleyen AK Parti zalimlerle aynı safta yer almıştır.

"TÜRKİYE'NİN ÇIKARLARINI PKK'YA BIRAKAN AK PARTİ'DİR"

Türkiye'nin tüm komşularını karşısına alan Batı'nın çıkarlarına karşı geldiği için şöhret kazandırılan Erdoğan'ın yaptıkları gözden uzak tutulamaz.Türkiye Suriye'deki sonuçlarını ve çatlaklarını her şekilde her düzeyde yaşamaktadır.Türkiye'nin dış politikası kalmamıştır.Ak Parti'nin eli kolu düğümlenmiştir.Hükümetin hiçbir sözü adresi bulmamıştır.4 Temmuz 2003'te askerlerimizin başına çuval geçirildiğinde Ak Parti'nin inandırıcılığı sona ermiştir.Barzani'ye yanaştığı gün milli vicdanlarda mimlenmiştir.PYD ve PKK 'ya cömertçe yardımları izleyen Ak Parti'dir.Türkiye'nin milli çıkarlarını Barzani'ye ve PKK'ya bırakan da Ak Parti'dir.YPG terörü geçen hafta Fırat'ın batısına geçmiş, Teşrin Barajı'nı ele geçirmiştir. Buna karşılık hem Erdoğan hem Davutoğlu ısrarla bu terör kuşatmasını inkar etmiş, bölgeden haberlerin doğruları yansıtmadığını vurgulamışlardır. Gerçekler saptırılmış, milletimiz kandırılmıştır.

TÜRKİYE AK PARTİ'DEN İBARET DEĞİLDİR

Türkiye'nin etnik ve mezhep olarak ayrılıp karışması hız kazanmıştır.Kazılan hendeklerin içine bin yıllık kardeşliğin imhasını sağlayacak etnik dinamitler döşenmiştir. İşin daha vehamet yanı bugünlere açılım, çözüm, barış, tavizlerle gelinmesidir. Erdoğan'ın baldıran zehri içecek kadar gözünü kararttığı çözüm süreci hendek olmuş, kahraman mehmetçik ve polislerimizi şehit etmiştir.Davutoğlu hendekler bitene kadar operasyonların devam edeceğini söylemiştir.Davutoğlu samimi değildir.PKK'nın süreç ihanetinden istifade edip olan biteni izleyip hemde kamu düzenini sağlamaya çalışırlar.Bunlar yalancı korkak ve iki yüzlüdür.Türkiye Ak Parti'den ibaret değildir.Türkiye Sur ve Silopi'de hala egemenlik kuramamışken Başbakan Davutoğlu'nun söyledikleri samimi değildir.Davutoğlu polislerimiz direk hedeftir görmüyor musunuz.Sağımıza solumuza ölüm çukuru açılmışken Erdoğan ve Davutoğlu'nun hakikat konuşmaları günahtır.Yeni Anayasa bir ihtiyaçtır.Türkiye'de sorun sistem değil, varolan sistemin çalıştırılmamasıdır.AK Parti başkanlık hayalinden vazgeçmeli.Davutoğlu'nun ise Erdoğan'ın oyununa gelmemesi görüşündeyiz.Anayasa'nın ilk 4 maddesinin hunharca alaşağı edilmesine ve tahrip edilmesine karşıyız.Dava arkadaşlarım sinsi akıntıya kapılmayacaktır.Sebebi ne olursa olsun fırsat vermeyecektir.Üzerimizde oynanan oyunları birlikte bozacağız.

"YENİ ANAYASA GEREKMEKTEDİR"

Biz Anayasa yoluyla millet olmadık. Anayasa yoluyla da devlet kurmadık. Bu yolla ne milletimizi ne de devletimizi kaybetmeye yeni baştan 36 etnik kimlik çürümüşlüğüne göre bina etmeye tahammül edemeyiz. Yeni Anayasa bir ihtiyaçtır. Türkiye'nin yeni Anayasa kılıfı altında başkanlık sistemine geçmesine, parlamenter sisteme kilit vurmak için her kumpastan medet uman ilkel zihniyetlere ortak olamayız. Türkiye'ye seçilmiş despot değil, yeni Anayasa gerekmektedir.

BAHÇELİ: MHP'NİN KONGRE SÜRECİ 18 MART 2018 TARİHİNDE OLACAK

Bahçeli, "MHP'nin kongre süreci 18 Mart 2018 tarihinde olacaktır. Ondan öncesi bizi ilgilendiren bir konu değildir. İmzayı kim ne kadar toplarsa toplasın müracaatı halinde kabulü mümkün olmayacak ve yasal haklarını kullanma yolu da açık olacaktır. Bizimle değil, mahkemelerle haklarını savunmalarını tavsiye ederiz" dedi.

BAHÇELİ: BUGÜNE KADAR OLAĞANÜSTÜ KONGRE TALEBİNDE BULUNAN OLMAMIŞTIR

Bahçeli, "Bugüne kadar genel merkezimize olağanüstü kongre talebinde bulunan yasaya ve tüzüğe uygun tarzda imzaları toplanıp gönderilmemiştir. Önümüzdeki günlerde bu uygulanırsa MHP, Siyasi Partiler Yasası ve tüzük çerçevesinde gereğini yapacaktır. Bu ille de imzalar geçerli kabul edilip olağanüstü kongre yapacağız anlamı taşımaz. Başkalarının imza toplama hakkı kadar parti yönetimi de partiyi kargaşaya, birtakım kırgınlıklara sebebiyet vermeyecek bir anlayış içinde hareket etme görevi vardır" dedi.