Devlet Bahçeli '' Ülkemizin saygınlığı kalmamıştır''

Bahçeli, partisinin Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitinginde yaptığı konuşmada, Burdur'da MHP'lilerle buluşmaktan bahtiyarlık duyduğunu söyledi.

Genel seçimlerin ülkenin birliğine, milletin dirliğine ve insanların refahına katkı sağlamasını dileyen Bahçeli,  bu sürecin barış, huzur ve demokratik yarış içinde geçmesini ümit ettiğini belirtti.

Milletin, yakın tarihin en büyük tahribatının yaşadığı bir dönemi geride bırakmak üzere olduğunu ifade eden Bahçeli, "AKP ile geçen yıllar huzur ve kalkınma arayan milletimiz için fırsatların kaçtığı, göz göre göre heba edildiği bir dönem olmuştur. AKP ile geçen yıllar, gerilim ve çatışmaların yaşandığı, kaynakların israf edildiği, israf ve hüsran dönemi olarak akıllarda kalacaktır. Bu kara dönem tarihimizde ikinci Fetret Devri olarak anılacaktır. AKP'yi bu duruma geride kalan yıllarda içine düştüğü gönüllü teslimiyet düşürmüştür. İnsanımıza karşı vurdum duymazlık düşürmüştür. Hıyanet boyutuna gelen gayri milli politikaları düşürmüştür. Bugün AKP ihanet, gaflet ve teslimiyet üçgenindeki hassas bir denge noktasında salınıp durmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

''TÜRKİYE'NİN DIŞ POLİTİKASI ÇÖKMÜŞTÜR''

AK Parti'nin artık milli karar verme imkanı kalmadığını savunan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Milli hiçbir vasfı bulunmamaktadır. Gözü ve kulağı dışarıdadır. Yıllardır deliğe süpürülme korkusuyla yaşamaktadır. 13 yılı bulan dönemde Türkiye'nin dış politikası çökmüştür. İç politika tamamen çözülmüştür. Milli ve manevi değerler çok boyutlu saldırıya uğramıştır. Ülkemizin saygınlığı kalmamıştır. Ülkemizin yaptırım ve caydırıcılığı ortadan kalkmıştır. Burdurlu her şeyi görmektedir. AKP ile varılacak bir gelecek yoktur. Dik durmaktan bahsettiler, önüne gelene el pençe divan durdular. 'Hayaldi gerçek oldu' dediler, hakikaten de her rezalete imza attılar."

Bahçeli, "Büyüyen Türkiye" iddiasını dillendiren AK Parti'nin alçalma ve seviye kaybında sınır tanımadığını ileri sürdü.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Denizli'de "Elif gibi dik durduk" dediğini anımsatan Bahçeli, "Davutoğlu ya bilmiyor ya da bile bile gerçekleri çarpıtıyor. Bizim bildiğimiz AKP, bırakınız Elif gibi dik durmayı, önüne gelene neredeyse eğilmiş, dahası namertlere, nankörlere, nimet bilmeyenlere diz çökmüştür" diye konuştu.

''İKİSİ DE TÜRKİYE'NİN KUYUSUNU KAZMAKTADIR''

Bahçeli, 7 Haziran'da kendisinin ve partisinin sandığa çakılacağını gören Davutoğlu'nun kafasının karışık, zihni melekelerinin de yerinde olmadığını öne sürdü.

Davutoğlu'nun bu nedenle hezeyandan hezeyana koştuğunu dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti:

"Bir tarafta kendisi miting düzenlerken, diğer yanda Erdoğan siyasi kapkaççılık yaparak kanunsuz ve ahlaksız açılış ve temel atma törenleriyle anayasa suçu işlemektedir. İkisi de müştereken başkanlığa çalışmaktadır. İkisi de Türkiye'nin kuyusunu kazmaktadır. İkisi de yeni Türkiye kepazeliğine, bölünme anayasasına ve çözülme sürecine hizmet etmektedir. Davutoğlu, 'helikopter yaptık' diyor. 'Uçak yaptık, yapıyoruz' diye anlatıyor. TSK'nın kendi dönemlerinde onurlu olduğunu, kullanılan silahların milli olduğunu açıklıyor. Bitlis'ten Muş'a giderken sağ ve sol tarafında yüzde 100 Türk yapımı Atak helikopterlerinin uçtuğunu söylüyor. Bunu da şerefli olmakla izah ediyor. Biz milli olan her şeye saygı duyar, yanında oluruz. Çünkü bunu, var oluşumuzun gereği olarak görürüz. Fakat anlayamadığımız husus şudur. Davutoğlu yerli helikopter yapmakla övünürken, samanı bile ithal etmesini, etten patatese kadar yabancı ülkelere el açılmasını nasıl izah edecektir?"

Bahçeli, "Türkiye iğneden ipliğe yabancının eline bakarken, Davutoğlu hangi alemde gezmektedir?" diye sordu.

Davutoğlu'nun ne söylediğinin anlaşılmadığını ifade eden Bahçeli, "Davutoğlu bu kabiliyetle, bu beceriyle Başbakanlık'tan sonra komedi filmlerinde veya güldürü programlarında başrol oynamayı hak edecektir. En azından sarayda dalkavuk olmak yerine milletimizi tebessüm ettirmeye devam etmesi hayrına olacaktır" dedi.

''SİLAH YAPMAK DEĞİL, MİLLİ ONURA SAHİP ÇIKMAK ŞEREFTİR'' 

Bahçeli, Davutoğlu'nun şeref konusunda kör cahil olduğunu iddia ederek, silah yapmanın değil, milli onura sahip çıkmanın şeref olduğunu anlattı.

"PKK ile pazarlık yapmak değil, cesurca mücadele etmek şereftir" ifadesini kullanan Bahçeli, "Burdurlu işsizlikten kırılırken, yoksulluk Burdur'a çöreklenmişken, saray yapılmasını izlemek değil, itiraz etmek şereftir. Diyarbakır'da bayrak indirilirken sessiz kalmak değil, ayağa kalkmak şereftir. Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu'nun hayasızca, korkakça taşınmasını başarı değil, hüsran olarak görmek şereftir" şeklinde konuştu.

"Saymadıkları etnik yapı koymayan, darbelemedikleri tarihi ve kültürel miras bırakmayan Davutoğlu ve çevresinin, vatan, millet, bayrak istismarına yönelmesi yapay ve yalandır" şeklindeki görüşünü paylaşan Bahçeli, şunları söyledi:

"PKK, Doğu ve Güneydoğu'da alan hakimiyeti kurup, kurtarılmış bölgelerde hendekler kazarken, teröristler sözde şehitlik açarken, militanlardan asayiş birlikleri kurulurken bu Davutoğlu neredeydi, ne yapıyordu? Uşak'ta atıp tutmak kolaydır. Aydın'a gidip Yörüklük'ten bahsetmek zahmetsizdir. Sayın Davutoğlu, Diyarbakır'da Kobani'yi selamlarken aklın neredeydi? Kürtçe konuşurken seni kimler uyuşturmuştu? Barzani'ye methiyeler düzüp, Kandil'e göz kırparken hangi maskeni takıyordun? Fotokopi Başbakan, Erzurum'da Dadaş Ahmet, Sivas'ta Yiğido Ahmet, Elazığ'da Gakgoş Ahmet, Burdur'da Toros'un evladı Yörük Ahmet, Ağrı'da Ahmet Hani, Osmaniye'de Ahmet Sani olduğunu söylüyor. Peki Sayın Davutoğlu, İmralı'da ne oluyorsun, Kandil'de sana ne diyorlar? Obama seni parmakla çağırırken, Barzani'ye abi derken ne oldun, neye benzedin?"