Bahçeli'den muhaliflere: 10 Temmuz dışındaki hiçbir tarihi tanımıyoruz

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tartışmalı kurultay tarihi için 'Biz 10 Temmuzdaki kurultayda tüzüğümüzü değiştirip, seçim yapacağız. Bunun dışındaki hiç bir tarihi tanımıyoruz' dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Biz 10 Temmuzdaki kurultayda tüzüğümüzü değiştirip, seçim yapacağız. Bunun dışındaki hiç bir tarihi tanımıyoruz. Şerefin tavizi ve namusun hiçe sayılması asla olmayacaktır." dedi.

VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis'teki grup toplantısında konuştu.

Devlet Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları;

Dürterek uyandırılan etnik tahrikler sonucu, terörizm alan tutmuş ve kanlı boğuşma ülkenbin geneline yayılmıştır. Türk vatanıının bir yöresi resmen bölünme ameliyatına alınmıştır. Milli birliğimizi bölmek isteyen hainler Türkiye'yi kıskaca almışlardır. Ve korkarız ki bu kıskaç daha da daralacaktır. Gelişmeler ve öngörülerimiz malesef bu yöndedir. Türkiye içeride hırpalanacak ve kan kaybedecektrir. Dışarıda ise sıkışıp mevzi yitirecektir. 

"SİYASET TÜCCARLARI HIZLA SONA YAKLAŞMAKTADIR"

Devlet ve toplum hayatımızın içten içe kemirilmesine karşı ilgisiz kalmak, tarihin asla affetmeyeceği bir gaflet olacaktır ve Türk milleti bu gafleti bozacaktır. Türk milleti sağduyu ile bu badireyi atlatmalıdır. Bir dönüm noktasına yaklaştığımızı belirtmek istiyorum. Siyasi ihtiraslarını her türlü maneviyatın önüne koyan siyaset tüccarları hızla sona doğru gitmektedir. Kaygımız Türkiye Cumhuriyeti'nin içine çekildği tuzaktan nasıl kurturulacağı ile ilgilidir.

"ŞEHİTLERİN KANLARININ HESABINI KİM SORACAK"

Bölücü örgüt her gün evlatlarımızı 3'er 5'er şehit etmektedir. Ele geçirilen bazı teröristlerin ana babalarıyla buluşması sanki büyük birşeymiş gibi boy boy gösterilmiştir. Madem canilerin ana baba sevgisi vardır, o zaman şehitlerimizin kurumamış kanlarının hesabını kim soracaktır. Bu vefasızlığa bu nankörlüğe bu vicdan yozlaşmasına ortak mı olalım? Aleyhimize sürdürülen kara kampanyalara karşı hiç yolumuzdan dönmedik. Herşeye rağmen kahraman asker, polis ve korucumuzu desteklemeye devam edeceğiz. Teröristler helikopter düşürür, hükümet çıkmaz. Bir bakarsınız Davutoğlu gider, Yıldırım gibi vesayet gelir. 

"ÜLKEDEN ÇIKMASINA GÖZ YUMULAN KATİL, İLK FIRSATTA KANLI MESAİSİNE DEVAM EDECEKTİR"

Sayın Erdoğan 180 derece dönüş yapmıştır. Ne demek silahları gömüp, parlamentoda siyaset yapmak. Sayın Erdoğan'a bu sufleyi kim vermiş. Erdoğan'ın sözleri çözülme sürecinin güncelleştiğine işarettir. Sayın Erdoğan Fetih Şöleni'nde şöyle demişti, "silahları gömüp, koordinatları gömecekler". Bir yandan silahları gömün bir yandan ülkeyi terk edin öte yandan da parlamentoya gelin gibi cümleleri Cumhurbaşkanı Erdoğan kurmuştur. Biz çok değil bundan 3 yıl evvel silahların gömülmesine itiraz etmiş ve silahların yeniden çıkarılacağını ifade etmiştik. Biz kanlı silahların mutlak surette güvenlik güçlerine teslim edilmesini söylemiştik. Sayın Erdoğan bunu bir kez daha diline dolamaktadır. Ülke dışına çıkan katil, ilk fırsatta daha kalabalık şekilde gelip kanlı mesaisine devam edecektir.

"TERÖRİSTLERE HAKKI YENMİŞ İNSAN MUAMELESİ YAPILAMAZ"

Erdoğan'ın marjinal önerileri ulu orta seslendirmesi ahlaki ve milli değil. Hainler affedilemez, hoş görülemez. Teröristlere hakkı yenmiş insan muamelesi de yapılamaz. Bunu yapanın üzerinde milletin bedduası eksik olamayacaktır. Terörle müzakere değil sonuna kadar mücadele bekliyor ve bu olursa desteğimizi sonuna kadar vereceğimizi söylüyorum. Türkiye siyaseti bozuk pusula ve kırık dümenle yol almaya çalışmaktadır. Türkiye adı konmamış buhranlı bir ddevreden geçmektedir. Yeni bir onarım sürecinden geçmek, Türkiye'nin ertelenmeyecek bir ihtiyacıdır. Kim var olan kargaşanın kaosu doğurmadığından söz edebilir? Kim temel özgürlüklerin korkusuzca yaşandığından söz edebilir?

"YENİ KURULAN HÜKÜMETİN, ESKİLERİ MUMLA ARATACAĞINI BİLİYORUZ"

Bu süreç içinde milli birliğimizi savunmaya çalışanları ayıplayanların iftiralarıyla karşılaştık. Türkiye'nin dibe vurduğunu ve bu sürecin devam etmesi halinde Türk milletinin birliğinin kalmayacağını korkusuzca söyledik. İç huzur ve dayanışma ruhunun yara alacağını ve tuzaklarla dolu yola hızla gidildiğini yüksek sesle ifade ettik. Allaha şükür biz halkın ve hakkın yanında durduk, bundan sonra da yolumuza devam edeceğiz. Yeni kurulan hükümetlerin, eskileride mumla aratacağını iyi biliyoruz. Yeni hükümete herşeye rağmen başarılar diliyorum. Sayın Yıldırım'ın gündemi, Cumhurbaşkanı'nın gündemine adeta çivilenmiştir. Yeni hükümetin meşru yönüde zayıf ve arızalıdır. Yeni hükümetin yalnızca "Erdoğan'ı nasıl başkan yaparız?" derdi vardır. 

"MÜTTEFİKİMİZ ABD, PKK İLE YAN YANADIR"

Başbakan anayasanın ihlal edildiğini bilmektedir. Sayın Yıldırım baya akıllı ve tedbirlidir. AKP'nin vicdan sahibi vekilleri şu sorularımızın muhasebesini yapmalıdır: Her şey bitmiştirde yalnızca başkanlık sistemini inşa etme ihtiyacı mı kalmıştır? AKP hızlandı da onları tutan mı oldu? Parlamenter sistemle büyüyenler şimdi kalkmış imhadan medet umuyor. Mesele Türkiye'nin büyümesi değil sadece bir kişiye yeni bir koltuk vermektir. Bakınız ABD'li askerler IŞİD'e karşı yapılan operasyonlarda PYD arması ile objektiflere yakalanmıştır. Müttefikimiz Amerika, PKK ile yan yanadır. ABD'nin PKK ile ilişkisi düşmanlık değilde nedir?

"KOLTUK İÇİN ÜLKÜMÜZÜ SATACAĞIMIZI SANANLAR, BEREKETSİZLERDİR"

Ülkemizin imajı sarsılmakta ve saygınlığımız kurşuna dizilmektedir. 2 Haziran'da Almanya'da görüşülecek sözde 'Ermeni Soykırımı' da ayrı bir problem. Olağanüstü kurultayımızın engellenmesi karşılığında başkanlık sistemine onay verdiğimiz söyleniyor. Bunları söyleyenler, içimizden kiralanmış kiralanmış köşe yazarları ve sermaye artıkları hep bir ağızdan bize çamur attılar. MHP'yi tanımayan namertler, sıra sıra karşımıza dikilip düştüğümüzü ifade ettiler. Bizden hesabı ancak Türk Milleti sorar. Yalnızca oturacağımız koltuklar için ülkümüzü satacağımızı iddia edenler, bastıkları yerden ot çıkmayan bereketsizlerdir. 

"HERŞEYE RAĞMEN YARGI KARARINA SAYGI DUYACAĞIZ"

Biz dava dedik ve siyasetten daha fazlasına gönül verdik. Türk - İslam dedik ve en güzel ülküye bağlandık. Toprağa düşmüş ülküdaşlarımızı, kalbimizin mihverine koyduk. 24 Mayıs'ta yargıtay olağanüstü büyük kongre kararını açıkladı ve savunmamızı kabul etmedi. Bize düşende üzerimize düşeni yapmaktı ve bizde yaptık, kurultay tarihini 10 Temmuz olarak ayarladık. Bilinsin ki yargıtayın bu adaletsizliği teyit edilmiştir. Sayın Erdoğan'ı böylesine destekleyen bir kuruluştanda başka bir hareket beklenmezdi. Ama herşeye rağmen yargı kararına saygı duyacağız. 

Biz 10 Temmuzdaki kurultayda tüzüğümüzü değiştirip, seçim yapacağız. Bunun dışındaki hiç bir tarihi tanımıyoruz. Şerefin tavizi ve namusun hiçe sayılması asla olmayacaktır.