Devlet Bahçeli ''Hesaplaşmadan helalleşme olur mu?''
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim sürecinde uzun süre ara verdiği Twitter’a seçim değerlendirmeleriyle geri döndü.
Bahçeli şunları kaydetti:
DÜNÜ UNUTMAK MÜMKÜN MÜ
“Farkındayım, Twitter ortamında sizlerle görüşmeyeli uzun bir süre geçti. Hatırlarsanız en son 1 Mayıs’ta düşüncelerimi paylaşmıştım. Zaman nehri ne kadar da hızlı akıyor değil mi? Geceler gündüzleri nasıl da kovalıyor! Kopan takvim yaprakları sanki ruhumuza düşüyor. Acaba huzurun şafağında mıyız, yoksa günbatımında mı? Umuda yelken mi açıyoruz, ya da uçuruma doğru yol mu alıyoruz? Ne derseniz? Önümüzde beliren ufuk çizgisinin kurtuluşun müjdesi olmasını ümit ediyorum. Aksi takdirde toplumsal kuruma, kayma ve kavrulma kaçınılmazdır. Malumunuz, Türkiye tarihi bir seçimden çıktı. 7 Haziran’da milli irade sandıkta sözünü söyledi, mesajını verdi, siyasete istikamet çizdi. Her seçim bir yenilenme ve önümüzdeki yıllar için yepyeni bir sayfa açılması demek. Fakat bu temiz sayfa yazılırken dünü unutmak ne mümkün!
VARLIĞIMIZDAN YA DA HAYSİYETİMİZDEN OLURUZ
Hafıza kaybına uğramamışlar için bütün dünler bugünleri ve yarınları aydınlatan fenerlerdir. Bu fener yandığı sürece baht ve yol açıktır. Siyaset çok bilinmeyenli bir denklemi sabır ve olgunlukla çözüme kavuşturmaktır. Fakat önce herkes kendi muhasebesini samimiyetle yapmalıdır. Telaşa kapılmaya lüzum yoktur. Kaygı ve korku tacirlerine fırsat vermeden, kriz ve kaos tetikçilerine göz açtırmadan mesafe alınmalıdır. Hiçbir koltuk, hiçbir makam, hiçbir rütbe ilkelerin, ülkülerin, geçmişteki söz ve sağlam duruşların önüne geçmemelidir, geçemeyecektir. Türkiye’nin 13 yıllık karanlık bilançosu ortadadır. Bu kötü mirasın müsebbipleri adımlarını atarken özeleştiri yapmayı unutmamalıdır. Hesaplaşmadan helalleşme olur mu? Menfaatin çekim gücüne kapılıp da fedakârca yapılan mücadeleler bir kalemde silinir mi? Önümüze bakalım derken geçmişi ihmal edersek ya varlığımızdan ya da haysiyetimizden oluruz. Buna da kimsenin hakkı olmayacaktır.
BUGÜN DÜNDEN DAHA UMUTLU
Bir şairin dediği gibi; iki tür nokta var, biri önüne ve ardına bakar; biri ardına bakmaz, ardını noktalar. Her karanlık gecenin isini bir sabah aydınlığı siler. Her kışı bir bahar izler. Hüzünlü bakışları ferah bir çehreyle kapatacak, yılgın ve umutsuz anıları diri ve heyecanlı bir istikballe örtecek bir iradeye ihtiyaç vardır. Yusuf’u kuyudan çıkaran muhteşem kudret, Yunus’u balığın karnından kıyıya ulaştıran muazzam hikmet doğrunun yanındadır. Musa’yı Firavun’un elinden alıp hükümran yapan yüce el, mazlumun ahını yerde bırakmayacak, sabredeni mutlaka zaferle buluşturacaktır. Meraklanmayın, bugün dünden daha umutlu, bugün dünden daha olumludur.”
DÜNÜ UNUTMAK MÜMKÜN MÜ
“Farkındayım, Twitter ortamında sizlerle görüşmeyeli uzun bir süre geçti. Hatırlarsanız en son 1 Mayıs’ta düşüncelerimi paylaşmıştım. Zaman nehri ne kadar da hızlı akıyor değil mi? Geceler gündüzleri nasıl da kovalıyor! Kopan takvim yaprakları sanki ruhumuza düşüyor. Acaba huzurun şafağında mıyız, yoksa günbatımında mı? Umuda yelken mi açıyoruz, ya da uçuruma doğru yol mu alıyoruz? Ne derseniz? Önümüzde beliren ufuk çizgisinin kurtuluşun müjdesi olmasını ümit ediyorum. Aksi takdirde toplumsal kuruma, kayma ve kavrulma kaçınılmazdır. Malumunuz, Türkiye tarihi bir seçimden çıktı. 7 Haziran’da milli irade sandıkta sözünü söyledi, mesajını verdi, siyasete istikamet çizdi. Her seçim bir yenilenme ve önümüzdeki yıllar için yepyeni bir sayfa açılması demek. Fakat bu temiz sayfa yazılırken dünü unutmak ne mümkün!
VARLIĞIMIZDAN YA DA HAYSİYETİMİZDEN OLURUZ
Hafıza kaybına uğramamışlar için bütün dünler bugünleri ve yarınları aydınlatan fenerlerdir. Bu fener yandığı sürece baht ve yol açıktır. Siyaset çok bilinmeyenli bir denklemi sabır ve olgunlukla çözüme kavuşturmaktır. Fakat önce herkes kendi muhasebesini samimiyetle yapmalıdır. Telaşa kapılmaya lüzum yoktur. Kaygı ve korku tacirlerine fırsat vermeden, kriz ve kaos tetikçilerine göz açtırmadan mesafe alınmalıdır. Hiçbir koltuk, hiçbir makam, hiçbir rütbe ilkelerin, ülkülerin, geçmişteki söz ve sağlam duruşların önüne geçmemelidir, geçemeyecektir. Türkiye’nin 13 yıllık karanlık bilançosu ortadadır. Bu kötü mirasın müsebbipleri adımlarını atarken özeleştiri yapmayı unutmamalıdır. Hesaplaşmadan helalleşme olur mu? Menfaatin çekim gücüne kapılıp da fedakârca yapılan mücadeleler bir kalemde silinir mi? Önümüze bakalım derken geçmişi ihmal edersek ya varlığımızdan ya da haysiyetimizden oluruz. Buna da kimsenin hakkı olmayacaktır.
BUGÜN DÜNDEN DAHA UMUTLU
Bir şairin dediği gibi; iki tür nokta var, biri önüne ve ardına bakar; biri ardına bakmaz, ardını noktalar. Her karanlık gecenin isini bir sabah aydınlığı siler. Her kışı bir bahar izler. Hüzünlü bakışları ferah bir çehreyle kapatacak, yılgın ve umutsuz anıları diri ve heyecanlı bir istikballe örtecek bir iradeye ihtiyaç vardır. Yusuf’u kuyudan çıkaran muhteşem kudret, Yunus’u balığın karnından kıyıya ulaştıran muazzam hikmet doğrunun yanındadır. Musa’yı Firavun’un elinden alıp hükümran yapan yüce el, mazlumun ahını yerde bırakmayacak, sabredeni mutlaka zaferle buluşturacaktır. Meraklanmayın, bugün dünden daha umutlu, bugün dünden daha olumludur.”