Devlet Bahçeli: Bu nasıl bir fıtrattır?
Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
İşte Bahçeli'nin konuşmasından satır başları
19 Mayıs'tan önceki yıllar boyunca toprak kayıpları milletimizi umutsuzluğa sürüklemişti. Sanki Türk milletinin üstüne ölü toprağı serilmişti. Uzun süreli savaşlar, kayıp ve yenilgiler milletimizi bıkmış ve yılmış bir hale getirmişti. Vatanımızı paylaşmak için haritalar üzerinde planlar yapıldığı, İstanbul hükümetinin yabancı emellere boyun büktüğü karanlık bir devrin gerçekleri henüz akıllardan çıkmamıştır.
"19 MAYIS'I ANLAMAK..."
9. Ordu müfettişliği Türkiye'nin kurtuluşuna öncülük etmiştir. Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkış nedeni hazırlanan raporla gözönüne serilmiştir. Türk milliyetçiliği Samsun kıyılarından Ankara'ya uzanan yürekli iradenin ölüm kalım sürecisindeki güvencesidir.Milliyetçilik meydanlardaki kahramanlık ve Cumhuriyeti kuran kararlılıktır. 19 Mayıs 1919'u anlamak milliyetçiliği anlamaktır.
"ACI TECRÜBELERİMİZLE ANLADIK..."
Başbakan ve hükümetin 19 Mayıs'ı anlamsızlaştırmak için pervasızca çabaladığını görüyoruz. Türkiye'yi tehlikeye atacak her türlü yozlaşmış teklifin patentinin Başbakan'da olduğunu yıllardır acı tecrübelerle görüyoruz. 19 Mayıs 1919'un 95. yılında Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimiz bir kez daha anıyorum.
"TÜRK GENÇLİĞİ BEZGİN DURUMDA"
İyi yetişmiş, iyi eğitim almış, maneviyatından uzaklaşmamış genç kuşağımız söylenecek sözlerimizdir. Türkiye'nin genç nüfusu bütün ülkelere göre fazladır. Ekonomideki istikrarsızlık döngüsü gençlerimizi olumsuz etkilemektedir. Bugün ülkemizdeki genç nüfus 13 milyona ulaşmış durumda. Milyonlarca gencimiz iş ve gelir sahibi olmayı talep etmektedir. Türk gençliği bezgin durumdadır.
"BAŞBAKAN GENÇLERDEN KORKMAMALI"
Başbakan gençlerden korkmamalıdır. onların çağrısına kulak kapamamalıdır. Gezi olayından beri gelişen her olayı kendine saldırı olarak görmemelidir. Gençlerimiz iradelerini birilerine rehin vermemeleridir. Sokaklarda toma ile cebelleşmek yerine sandık başında ne istediklerini ortaya koymalıdırlar.Gençlerin hakkını yandaşlarına yediren bu hükümete Türk gençliği cevabını vermelidir.Türk gençliği doğrunun ve çağa yön vermenin tarafındadır.Gölgesinden korkan Başbakan'ın 12 yıllık serüvenini mahkemeyle sonlandırmalıyız. Ben Türk gençliğine güveniyorum ve her daim yanlarında olacağımızın sözünü veriyorum.
"TARİHİN EN BÜYÜK İŞ KAZASI"
Soma'da Türkiye tarihinin en büyük iş kazası gerçekleşti. Soma'ya hüzün çöktü. Sadece Soma değil 77 milyon göz yaşı döktü. Buradan tekrar Soma'da kaybettiğimiz şehitlerimize rahmet diliyor, Soma'lı kardeşlerimize başsağlığı ve sabır diliyorum. Ekmeğini kömürden çıkaran ter döken kardeşlerimiz ebediyete göçmüştür. Acımızı tarif etmek için kelimeler kifayetsizdir. Yaralılarımıza geçmiş olsun dileklerimiz tekrarlıyorum. Yüce Allah bize böyle acıları bir daha yaşatmasın diye dua ediyorum.
"SOMA HERŞEYİ GÜN YÜZÜNE ÇIKARDI"
Menhus ve menfur maden kazası uzun yıllar hafızalardan çıkmayacaktır. Daha az üşüyelim diyerek fedakarca ve zor şartlara göğüs gererek çalışan madencilerimizin hakkını ödememiz kolay değildir. Soma'daki elem verici olan o kardeşlerimizin ne kadar büyük tehlike ve ihmallerle karşı karşıya olduklarını göstermesi bakımından ibretliktir. Örtbas etmeye kimse kalkışmasın. Maden işçilerinin hayatı çilelidir akşam eve dönmelerinin garantisi yoktur. İş garantileri ve can güvenlikleri hepimizi isyan ettirecek kadar sorunlu ve yetersizdir. Soma faciası herşeyi gün yüzüne çıkardı. Hem yer altı hem yer üstünde emek yoğun şeklinde çalışan kardeşlerimizin feryatlarına tepkisiz kalmak mümkün değildir.
"O KÖPRÜNÜN ALTINDAN ÇOK SULAR AKTI" Madendeki iptidai şartlara göz yummak bu kazalara sebebiyet vermektir. Dönemin padişahı taraıfndan beş kese altınla ödüllendirilmiş gemici Hacı İsmail'in devirleri geride kalmıştır. Uzun Mehmet'in Karadeniz'de ilk kez taş kömürü buluşunun üzerinden 185 uzun yıl geçmiştir. Köprünün altından çok sular akmıştır. Türkiye'nin nüfus artışıyla enerji bağımlılığı yükselmektedir. Kömür hala en büyük enerji kaynağıdır. İş kazalarının yaşanıyor olması ve dünyada ilk sırada olmamız insanlıkla medeni olmakla uygarlığın ana temasıyla bağdaşmamaktadır.
"ENERJİ BAKANI'NA TEŞEKKÜRLER"
13 Mayıs günü gerçekleşen maden felaketine devlet anında müdahale etmiş tüm imkan ve gücüyle seferber olmuştur. Enerji bakanı olayın başından sonuna kadar pozitif sabırlı iyi niyetli tutumunu korumuştur. Başta Enerji bakanı olmak üzere Soma'ya gelerek arama kurtarmaya çalışan can kurtarmak için çırpınan STK'ların değerli temsilcilerine uzman ekiplerine teşekkür ediyorum. Soma'da 301 işçimizin hayatını kaybetmesine neden olan maden sahasının TKİ tarafından Soma Kömür İşletmeleri isimli firmaya kiralandığı bilinmektedir. BU firma ürettiği ihaleleri ihalesiz TKİ'ye satmaktadır. Çıkarılan kömürlerin yüzde 65'i elektrik üretiminde kullanılmaktadır. Hükümet hukuken oldukça kuşkulu bir tartışmanın tarafı olmuştur. Mağdur ve muhtaçların aklını çelmek için mevzuata aykırı işlemlere imza atılmıştır. Bunlar elbette bilinmesi gerekli ayrıntılardır.
"İKİ ŞEY DE CİNAYET" Soma'daki iş kazasının nasıl gerçekleştiği henüz tam manasıyla vuzuha kavuşmamıştır. özel firma ve yetkililer ilk başta trafo patlamasından çıkan yangının kazaya sebep olduğunu ileri sürmüştür. Ancak kazın ayağının öyle olmadığı netleşmiştir. Kömürün oksitlenip ısındığı ve karbonmonoksit gazının ocağı kapladığı iddia edilmektedir. Farklı uzmanar kömür yanmasının aniden olmayacağını bir hafta 10 gün öncesinden madendeki sensörlerin gazı tespit edeceğini belirtmektedir. Eğer kömür aniden yanmıyorsa aklımıza iki husus geliyor. Ya bu sensörler arızalıdır ya da iş yerinde tehlike hafife alınmıştır. Bize göre bu iki şey de cinayettir. Sorumluluar hiyerarşik olarak en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
"NE GEREKİYORSA YAPILMALI" Denetim eksiklerinin had safhada olduğu anlaşılmaktadır. Düşük mekanizasyonla çalışılmış üretim maliyetini azaltmak için iş güvenliği ilkelerinedn ahlaksızca taviz verilmiştir. Maden ocağının yaşam odalarının olmayışı vardiya değişimlerinin aynı anda gerçekleşmesi: Yanmaz kabloların kullanılmaması, gaz maskelerinin eski olması, ikaz sisteminin çalışmaması, yangın esnasında işçilerin tahliyesindeki yanlışlar ağır ve katlanılamaz bir fatura çıkarmıştır. Özel firmanın biz denetledik herşey iyiydi demesi trajikomik bir beyandır. Çalışma Bakanı'nın ilgili maddenin mart ayındaki denetimlerinde herhangi bir sorunun belirlenmediğini söylemesi ise akla ziyandır. Madem bir sorun yok teftişlerde herşey normal o halde 301 işçinin ölümü nasıl izah edilecektir? Ölüm madeninde çalışanların aleyhinde tüm olumsuzluklar varken bu madene uygun raporu veren her kim ve kimlerse teşhis edilip haklarında gerekli işlemler gecikmeksizin yapılmalıdır.
"301 KİŞİNİN VEBALİ VAR" 301 canın kaybında kimlerin doğrudan ya da dolaylı parmağı varsa gereken yapılmalıdır. Ortada 301 kişinin vebali vardır. Başbakan ve hükümeti yandaş medya vasıtasıyla suçu tamamen üzerinden atmaya kalkmasın. Soma Kömür İşletmelerinde sağlıklı ve objektif yapılmayan denetimlerden dolayı hükümet ve sendikalar sorumludur.
"ENERJİ BAKANINI BU YÜZDEN TAKDİR ETTİK"
Bir konuyu hatırlatmak isterim. 57. hükümet kurulduktan sonra, 17 Ağustos 1999'da ve 12 Kasım 1999'da iki büyük deprem yaşadık. Yedi tane bakanımız deprem felaketlerinin önlenmesi acıların sona ermesi için sorumlu bakanlıklar olarak dikkat çekmiştir. Fakat özellikle iki bakanımız Soma'da gördüğüm zaman aklıma gelen iki kardeşimiz, biri sağlık bakanı Osman Durmuş diğeri Bayındırlık Bakanı Koray Aydın aynen Enerji Bakanı gibi gecesini gündüzüne katarak mücadele etmiştir. Sayın Başbakan bu gerçeği görmezden geliyor. Bu yüzden Enerji Bakanı'nı da takdir ettiğimizi söyledik. Bir kez daha yedi bakanımızla beraber iki sorumluluğu üstüne almış gecesini gündüzüne katmış iki değerli arkadaşım eğer bu salondalarsa MHP olarak bir kez daha teşekkür ediyorum.
"ÖNERGE VERECEĞİZ"
Bir tek insanın canı emniyette değilse bir tek işçimiz zarar görüyorsa orada o iş yerinde apaçık bir eksiklik vardır. Önce güvenlik önce sağlık önce insanca şartları inşa etmek asıl olmalıdır. Bunu da temin edecek siyasi sorumluluk taşıyan hükümetten başkası değildir. Soma'daki iş kazası en küçük ayrıntısına kadar incelenmelidir. Biz de sözkonusu facianın sebepleri ile alınması gereken tedbirlerin ve kaza sonrası kamuoyunu rahatsız eden gelişmelerin belirlenmesi için meclis araştırma komisyonu kurulma önergesi vereceğiz.
"BU NASIL BİR FITRATTIR" Başbakan'ın "bunlar olağan şeylerdir, fıtratında var" demesi acımasız ve kalpsiz bir şahsiyetin zırvasıdır. Başbakan benzer ifadeleri 17 Mayıs 2010'da Zonguldak'taki Karadon'daki maden ocağında kaybettiğimiz 30 kardeşimiz arkasından da söylemiştir. Bu nasıl bir ftırat? Bu nasıl bir olağan şeydir ki sadece emeğiyle geçinen vatan evlatlarını vurmaktadır. Başbakan'ın fıtratında hortumlayarak zenginleşmek Somalı madencinin fıtratında can vermek vardır. Başbakan'ın fıtratında koruma ordusuyla gezmek tokat atmak küfür etmek, Somalı madencinin fıtratında zehirlenmek vardır. Başbakan'ın fıtratında aşağılık müşavirlerin yerdeki insana tekme vurması, Somalı madencinin fıtratında ezilmek vardır. Başbakan'ın fıtratında milyarlarca lirayı götürmek, Somalı madencilerin fıtratında gömülmek vardır.
"TITANIC'TEN ÖRNEK VEREBİLİRDİ" Bu nasıl bir fıtrattır, nasıl bir düzendir. Başbakan SOma'da terör estirmiş, Somalılara meydan okumuş ulu orta vatandaşlarımızla yumruk yumruk dövüşmüş ringe çıkan boksörler gibi gardını almıştışr. Başbakan'da merhamet tölerans kalmamıştır. Ucube bir ftırata mahkum olmuştur. Hükümet yandaşları utanmasa Soma'daki felaketi paralel örgüte havale edecek sabotaj diyecektir. Erdoğan manen bitmiş, aklen tükenmiş kalben iflas etmiştir. Erdoğan Soma'daki kayıpları normal göstermek için 1862, 1906, 1914 ve 1942'lerde yaşanan maden kazalarını örnek vermiştir. Bu misallerin veriliş şekli Türkiye'yi nasıl bir kafa yapısının yönettiğini göstermektedir. Yani Başbakan'a göre 301 kişinin ölümü literatüre uygundur. Allah'tan Başbakan 14. yy'daki veba salgınından bahsetmemiştir. Allah'tan grip salgını aklına gelmemiştir. Başbakan eğer dur durak bilmeseydi eğer önüne konulsaydı Titanic isimli yolcu gemisinin 1912'de buz dağına çarpıp denize gömülmesinden örnek verebilirdi.
"HÜKÜMET KORKAKLIĞI" Nasılsa saçmalamak moda ve maliyetsizdir. Nasılsa yandaş taife onun saçma konuşmalarından bir hikmet çıkaracaktır. Tekerleği bulan insanlar aya çıkanı kıyaslamak, atı evcilleştirenle otomobili bulanı kıyaslamak kadar hezeyandır. Başbakan zamanda yolculuk yapmak isterken yanlış butona basmış ve duvara toslamıştır. Açıkça söylüyorum Başbakan'ın fıtrat dediğine gelişmiş ülkeler cinayet demektedir. Tedbir olmadan tevekkül olmaz. Başbakan bunu anlamıyor. Yaşanan acıyı istismar için bekleyenler Somalıların hayatını zehir etti. Soma'nın karantinaya alınması ganimet avcısı fırsatçıların eseri hükümetin de korkaklığıdır. Sokak müdavimi marjinal unsurların Soma'yı mesken tutması ve olağanüstü hale sebebiyet vermeleri vicdansızlıktır.
"HATIRALARI UNUTULMAYACAK"
Soma'daki acıyı gidermek dayanışma ve kardeşlik ruhundan ödün vermemek zorundayız. Soma şehidiyle ve yaşayanıyla bize çok şey öğretmiştir. Sedye kirlenmesin diye çizmesini çıkarmak isteyen madencinin, avcunda oğlum hakkını helal diyen babanın, Senem annenin, ayaklarında yırtık çorapla ruhunu teslim eden, arkadaşını kaybettiği için sevinemeyen emekçinin, oğlluyla kucak kucağa ölen madencinin hatırası unutulmayacaktır. Onların geride bıraktıkları millet vicdanına emanettir. Bundan sonraki facialar için tedbirler alınmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği yaptırımları ağırlaştırılmalıdır. Geride kalanlar mağdur edilmemelidir. İşçilerin hayatına mal olan iş kazalarını kökten bitirmek en aza indirmek için modern çalışma yöntemleri tatbik edilmelidir. MHP Soma'daki yaraların sarılmasına ön şartsız katkı ve destek verecektir.
19 Mayıs'tan önceki yıllar boyunca toprak kayıpları milletimizi umutsuzluğa sürüklemişti. Sanki Türk milletinin üstüne ölü toprağı serilmişti. Uzun süreli savaşlar, kayıp ve yenilgiler milletimizi bıkmış ve yılmış bir hale getirmişti. Vatanımızı paylaşmak için haritalar üzerinde planlar yapıldığı, İstanbul hükümetinin yabancı emellere boyun büktüğü karanlık bir devrin gerçekleri henüz akıllardan çıkmamıştır.
"19 MAYIS'I ANLAMAK..."
9. Ordu müfettişliği Türkiye'nin kurtuluşuna öncülük etmiştir. Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkış nedeni hazırlanan raporla gözönüne serilmiştir. Türk milliyetçiliği Samsun kıyılarından Ankara'ya uzanan yürekli iradenin ölüm kalım sürecisindeki güvencesidir.Milliyetçilik meydanlardaki kahramanlık ve Cumhuriyeti kuran kararlılıktır. 19 Mayıs 1919'u anlamak milliyetçiliği anlamaktır.
"ACI TECRÜBELERİMİZLE ANLADIK..."
Başbakan ve hükümetin 19 Mayıs'ı anlamsızlaştırmak için pervasızca çabaladığını görüyoruz. Türkiye'yi tehlikeye atacak her türlü yozlaşmış teklifin patentinin Başbakan'da olduğunu yıllardır acı tecrübelerle görüyoruz. 19 Mayıs 1919'un 95. yılında Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimiz bir kez daha anıyorum.
"TÜRK GENÇLİĞİ BEZGİN DURUMDA"
İyi yetişmiş, iyi eğitim almış, maneviyatından uzaklaşmamış genç kuşağımız söylenecek sözlerimizdir. Türkiye'nin genç nüfusu bütün ülkelere göre fazladır. Ekonomideki istikrarsızlık döngüsü gençlerimizi olumsuz etkilemektedir. Bugün ülkemizdeki genç nüfus 13 milyona ulaşmış durumda. Milyonlarca gencimiz iş ve gelir sahibi olmayı talep etmektedir. Türk gençliği bezgin durumdadır.
"BAŞBAKAN GENÇLERDEN KORKMAMALI"
Başbakan gençlerden korkmamalıdır. onların çağrısına kulak kapamamalıdır. Gezi olayından beri gelişen her olayı kendine saldırı olarak görmemelidir. Gençlerimiz iradelerini birilerine rehin vermemeleridir. Sokaklarda toma ile cebelleşmek yerine sandık başında ne istediklerini ortaya koymalıdırlar.Gençlerin hakkını yandaşlarına yediren bu hükümete Türk gençliği cevabını vermelidir.Türk gençliği doğrunun ve çağa yön vermenin tarafındadır.Gölgesinden korkan Başbakan'ın 12 yıllık serüvenini mahkemeyle sonlandırmalıyız. Ben Türk gençliğine güveniyorum ve her daim yanlarında olacağımızın sözünü veriyorum.
"TARİHİN EN BÜYÜK İŞ KAZASI"
Soma'da Türkiye tarihinin en büyük iş kazası gerçekleşti. Soma'ya hüzün çöktü. Sadece Soma değil 77 milyon göz yaşı döktü. Buradan tekrar Soma'da kaybettiğimiz şehitlerimize rahmet diliyor, Soma'lı kardeşlerimize başsağlığı ve sabır diliyorum. Ekmeğini kömürden çıkaran ter döken kardeşlerimiz ebediyete göçmüştür. Acımızı tarif etmek için kelimeler kifayetsizdir. Yaralılarımıza geçmiş olsun dileklerimiz tekrarlıyorum. Yüce Allah bize böyle acıları bir daha yaşatmasın diye dua ediyorum.
"SOMA HERŞEYİ GÜN YÜZÜNE ÇIKARDI"
Menhus ve menfur maden kazası uzun yıllar hafızalardan çıkmayacaktır. Daha az üşüyelim diyerek fedakarca ve zor şartlara göğüs gererek çalışan madencilerimizin hakkını ödememiz kolay değildir. Soma'daki elem verici olan o kardeşlerimizin ne kadar büyük tehlike ve ihmallerle karşı karşıya olduklarını göstermesi bakımından ibretliktir. Örtbas etmeye kimse kalkışmasın. Maden işçilerinin hayatı çilelidir akşam eve dönmelerinin garantisi yoktur. İş garantileri ve can güvenlikleri hepimizi isyan ettirecek kadar sorunlu ve yetersizdir. Soma faciası herşeyi gün yüzüne çıkardı. Hem yer altı hem yer üstünde emek yoğun şeklinde çalışan kardeşlerimizin feryatlarına tepkisiz kalmak mümkün değildir.
"O KÖPRÜNÜN ALTINDAN ÇOK SULAR AKTI" Madendeki iptidai şartlara göz yummak bu kazalara sebebiyet vermektir. Dönemin padişahı taraıfndan beş kese altınla ödüllendirilmiş gemici Hacı İsmail'in devirleri geride kalmıştır. Uzun Mehmet'in Karadeniz'de ilk kez taş kömürü buluşunun üzerinden 185 uzun yıl geçmiştir. Köprünün altından çok sular akmıştır. Türkiye'nin nüfus artışıyla enerji bağımlılığı yükselmektedir. Kömür hala en büyük enerji kaynağıdır. İş kazalarının yaşanıyor olması ve dünyada ilk sırada olmamız insanlıkla medeni olmakla uygarlığın ana temasıyla bağdaşmamaktadır.
"ENERJİ BAKANI'NA TEŞEKKÜRLER"
13 Mayıs günü gerçekleşen maden felaketine devlet anında müdahale etmiş tüm imkan ve gücüyle seferber olmuştur. Enerji bakanı olayın başından sonuna kadar pozitif sabırlı iyi niyetli tutumunu korumuştur. Başta Enerji bakanı olmak üzere Soma'ya gelerek arama kurtarmaya çalışan can kurtarmak için çırpınan STK'ların değerli temsilcilerine uzman ekiplerine teşekkür ediyorum. Soma'da 301 işçimizin hayatını kaybetmesine neden olan maden sahasının TKİ tarafından Soma Kömür İşletmeleri isimli firmaya kiralandığı bilinmektedir. BU firma ürettiği ihaleleri ihalesiz TKİ'ye satmaktadır. Çıkarılan kömürlerin yüzde 65'i elektrik üretiminde kullanılmaktadır. Hükümet hukuken oldukça kuşkulu bir tartışmanın tarafı olmuştur. Mağdur ve muhtaçların aklını çelmek için mevzuata aykırı işlemlere imza atılmıştır. Bunlar elbette bilinmesi gerekli ayrıntılardır.
"İKİ ŞEY DE CİNAYET" Soma'daki iş kazasının nasıl gerçekleştiği henüz tam manasıyla vuzuha kavuşmamıştır. özel firma ve yetkililer ilk başta trafo patlamasından çıkan yangının kazaya sebep olduğunu ileri sürmüştür. Ancak kazın ayağının öyle olmadığı netleşmiştir. Kömürün oksitlenip ısındığı ve karbonmonoksit gazının ocağı kapladığı iddia edilmektedir. Farklı uzmanar kömür yanmasının aniden olmayacağını bir hafta 10 gün öncesinden madendeki sensörlerin gazı tespit edeceğini belirtmektedir. Eğer kömür aniden yanmıyorsa aklımıza iki husus geliyor. Ya bu sensörler arızalıdır ya da iş yerinde tehlike hafife alınmıştır. Bize göre bu iki şey de cinayettir. Sorumluluar hiyerarşik olarak en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
"NE GEREKİYORSA YAPILMALI" Denetim eksiklerinin had safhada olduğu anlaşılmaktadır. Düşük mekanizasyonla çalışılmış üretim maliyetini azaltmak için iş güvenliği ilkelerinedn ahlaksızca taviz verilmiştir. Maden ocağının yaşam odalarının olmayışı vardiya değişimlerinin aynı anda gerçekleşmesi: Yanmaz kabloların kullanılmaması, gaz maskelerinin eski olması, ikaz sisteminin çalışmaması, yangın esnasında işçilerin tahliyesindeki yanlışlar ağır ve katlanılamaz bir fatura çıkarmıştır. Özel firmanın biz denetledik herşey iyiydi demesi trajikomik bir beyandır. Çalışma Bakanı'nın ilgili maddenin mart ayındaki denetimlerinde herhangi bir sorunun belirlenmediğini söylemesi ise akla ziyandır. Madem bir sorun yok teftişlerde herşey normal o halde 301 işçinin ölümü nasıl izah edilecektir? Ölüm madeninde çalışanların aleyhinde tüm olumsuzluklar varken bu madene uygun raporu veren her kim ve kimlerse teşhis edilip haklarında gerekli işlemler gecikmeksizin yapılmalıdır.
"301 KİŞİNİN VEBALİ VAR" 301 canın kaybında kimlerin doğrudan ya da dolaylı parmağı varsa gereken yapılmalıdır. Ortada 301 kişinin vebali vardır. Başbakan ve hükümeti yandaş medya vasıtasıyla suçu tamamen üzerinden atmaya kalkmasın. Soma Kömür İşletmelerinde sağlıklı ve objektif yapılmayan denetimlerden dolayı hükümet ve sendikalar sorumludur.
"ENERJİ BAKANINI BU YÜZDEN TAKDİR ETTİK"
Bir konuyu hatırlatmak isterim. 57. hükümet kurulduktan sonra, 17 Ağustos 1999'da ve 12 Kasım 1999'da iki büyük deprem yaşadık. Yedi tane bakanımız deprem felaketlerinin önlenmesi acıların sona ermesi için sorumlu bakanlıklar olarak dikkat çekmiştir. Fakat özellikle iki bakanımız Soma'da gördüğüm zaman aklıma gelen iki kardeşimiz, biri sağlık bakanı Osman Durmuş diğeri Bayındırlık Bakanı Koray Aydın aynen Enerji Bakanı gibi gecesini gündüzüne katarak mücadele etmiştir. Sayın Başbakan bu gerçeği görmezden geliyor. Bu yüzden Enerji Bakanı'nı da takdir ettiğimizi söyledik. Bir kez daha yedi bakanımızla beraber iki sorumluluğu üstüne almış gecesini gündüzüne katmış iki değerli arkadaşım eğer bu salondalarsa MHP olarak bir kez daha teşekkür ediyorum.
"ÖNERGE VERECEĞİZ"
Bir tek insanın canı emniyette değilse bir tek işçimiz zarar görüyorsa orada o iş yerinde apaçık bir eksiklik vardır. Önce güvenlik önce sağlık önce insanca şartları inşa etmek asıl olmalıdır. Bunu da temin edecek siyasi sorumluluk taşıyan hükümetten başkası değildir. Soma'daki iş kazası en küçük ayrıntısına kadar incelenmelidir. Biz de sözkonusu facianın sebepleri ile alınması gereken tedbirlerin ve kaza sonrası kamuoyunu rahatsız eden gelişmelerin belirlenmesi için meclis araştırma komisyonu kurulma önergesi vereceğiz.
"BU NASIL BİR FITRATTIR" Başbakan'ın "bunlar olağan şeylerdir, fıtratında var" demesi acımasız ve kalpsiz bir şahsiyetin zırvasıdır. Başbakan benzer ifadeleri 17 Mayıs 2010'da Zonguldak'taki Karadon'daki maden ocağında kaybettiğimiz 30 kardeşimiz arkasından da söylemiştir. Bu nasıl bir ftırat? Bu nasıl bir olağan şeydir ki sadece emeğiyle geçinen vatan evlatlarını vurmaktadır. Başbakan'ın fıtratında hortumlayarak zenginleşmek Somalı madencinin fıtratında can vermek vardır. Başbakan'ın fıtratında koruma ordusuyla gezmek tokat atmak küfür etmek, Somalı madencinin fıtratında zehirlenmek vardır. Başbakan'ın fıtratında aşağılık müşavirlerin yerdeki insana tekme vurması, Somalı madencinin fıtratında ezilmek vardır. Başbakan'ın fıtratında milyarlarca lirayı götürmek, Somalı madencilerin fıtratında gömülmek vardır.
"TITANIC'TEN ÖRNEK VEREBİLİRDİ" Bu nasıl bir fıtrattır, nasıl bir düzendir. Başbakan SOma'da terör estirmiş, Somalılara meydan okumuş ulu orta vatandaşlarımızla yumruk yumruk dövüşmüş ringe çıkan boksörler gibi gardını almıştışr. Başbakan'da merhamet tölerans kalmamıştır. Ucube bir ftırata mahkum olmuştur. Hükümet yandaşları utanmasa Soma'daki felaketi paralel örgüte havale edecek sabotaj diyecektir. Erdoğan manen bitmiş, aklen tükenmiş kalben iflas etmiştir. Erdoğan Soma'daki kayıpları normal göstermek için 1862, 1906, 1914 ve 1942'lerde yaşanan maden kazalarını örnek vermiştir. Bu misallerin veriliş şekli Türkiye'yi nasıl bir kafa yapısının yönettiğini göstermektedir. Yani Başbakan'a göre 301 kişinin ölümü literatüre uygundur. Allah'tan Başbakan 14. yy'daki veba salgınından bahsetmemiştir. Allah'tan grip salgını aklına gelmemiştir. Başbakan eğer dur durak bilmeseydi eğer önüne konulsaydı Titanic isimli yolcu gemisinin 1912'de buz dağına çarpıp denize gömülmesinden örnek verebilirdi.
"HÜKÜMET KORKAKLIĞI" Nasılsa saçmalamak moda ve maliyetsizdir. Nasılsa yandaş taife onun saçma konuşmalarından bir hikmet çıkaracaktır. Tekerleği bulan insanlar aya çıkanı kıyaslamak, atı evcilleştirenle otomobili bulanı kıyaslamak kadar hezeyandır. Başbakan zamanda yolculuk yapmak isterken yanlış butona basmış ve duvara toslamıştır. Açıkça söylüyorum Başbakan'ın fıtrat dediğine gelişmiş ülkeler cinayet demektedir. Tedbir olmadan tevekkül olmaz. Başbakan bunu anlamıyor. Yaşanan acıyı istismar için bekleyenler Somalıların hayatını zehir etti. Soma'nın karantinaya alınması ganimet avcısı fırsatçıların eseri hükümetin de korkaklığıdır. Sokak müdavimi marjinal unsurların Soma'yı mesken tutması ve olağanüstü hale sebebiyet vermeleri vicdansızlıktır.
"HATIRALARI UNUTULMAYACAK"
Soma'daki acıyı gidermek dayanışma ve kardeşlik ruhundan ödün vermemek zorundayız. Soma şehidiyle ve yaşayanıyla bize çok şey öğretmiştir. Sedye kirlenmesin diye çizmesini çıkarmak isteyen madencinin, avcunda oğlum hakkını helal diyen babanın, Senem annenin, ayaklarında yırtık çorapla ruhunu teslim eden, arkadaşını kaybettiği için sevinemeyen emekçinin, oğlluyla kucak kucağa ölen madencinin hatırası unutulmayacaktır. Onların geride bıraktıkları millet vicdanına emanettir. Bundan sonraki facialar için tedbirler alınmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği yaptırımları ağırlaştırılmalıdır. Geride kalanlar mağdur edilmemelidir. İşçilerin hayatına mal olan iş kazalarını kökten bitirmek en aza indirmek için modern çalışma yöntemleri tatbik edilmelidir. MHP Soma'daki yaraların sarılmasına ön şartsız katkı ve destek verecektir.