"Davutoğlu’nun Kürtçe öğrenmesi zor olmaz"
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır konuşmasını HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani değerlendirdi.
Zozani; “Başbakan’ın Türkçe öğrenmesi zor olmaz” derken, Başbakan’ın Diyarbakır’dan verdiği mesajların önemli olduğunu söyledi.
Elif Çakır’ın sunduğu Ülke TV’de yayınlanan “Söz Bitmeden”in konuğu HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani oldu.
Programda önce Milletvekili Adil Zozani Kurt olan soyadını, neden Zozani olarak değiştirdiğinin hikâyesini anlattı. “Zozan yayla anlamına geliyor. Hakkari bir yayla bölgesidir. Biz oralarda büyüdük. Bende siyasetten önce gazetecilik ve Türk Edebiyatı ile ilgilendim. Bu alanda ne yazıp çizdiysem adımı herkes Zozani olarak bilir. Aktif siyasete girdikten sonra soy ismim Kurt’u kullanınca en yakınımdaki insanlar bile şaşırdı. Kimse bu duruma alışamadı. Beni tanıyanlar Zozani olarak biliyordu. 2011 de resmi aktif siyasete soyadım Kurt ile girmek zorunda kaldım. Siyasetin içinde insanları soyadına alıştırmak kolay değildir. Risktir aynı zamanda. Ben ve çocuklarım değiştirdik. Ailem dışında bu soyadını taşıyan kimse yok. Kürt vatandaşları 12 Eylül’den sonra Kürtçe soy isim almak istedikleri zaman olumlu karşılık alamadılar. Oysa ki, 12 Eylül öncesinde nüfus müdürlüklerinde Kürdistan ismiyle aileler vardı. 12 Eylül den sonra yasaklandı.”
DAVUTOĞLU’NUN ÇÖZÜME YÖNELİK AÇIKLAMALARI ÖNEMLİ
Adil Zozani program da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır ziyaretin de verdiği mesajları da değerlendi. Zozani; “Sayın Davutoğlu kendisini Diyarbakır’a emanet etmişse sağlam ellerdedir. Anadolu siyasetinin merkezi Diyarbakır’dır. Türkiye’de Anadolu siyaseti dediğiniz zaman ilk akla gelen Diyarbakır’dır. Sayın Davutoğlu bu hususları çok iyi bildiği için bu şehirden öyle mesajlar verdi. Davutoğlu’nun çözüme dönük açıklamalar yapmasını çok önemsiyorum. Elbette siyasi mesajlar vardır. Bunun kararı tamamen Diyarbakır halkınındır.” şeklinde konuştu.
‘KÜRTÇE’Yİ ÖĞRENMEK TÜRKÇE’DEN DAHA ZORDUR’
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır’da hafta sonu yaptığı konuşmada “Kürtçe öğrenmeyi istiyorum” sözlerini değerlendiren Adil Zozani, şunları kaydetti: “Türkçe’den Kürtçe’yi öğrenmek zordur. Sayın Davutoğlu açısından öğrenmesi zor olmayacaktır. Çünkü kendisi İngilizce gramare hakimdir. Kendisine Kürtçe romanımı göndereceğim, eğer kabul ederse. Ayrıca İstanbul Kürt Enstitüsü çalışmalarını Davutoğlu’na gönderebilirler. Sayın Başbakan’ın öğrenmesine çok büyük katkı sağlar.”
‘HDP OLARAK ETNİK SİYASET YAPMIYORUZ’
HDP’nin etnik siyaset yaptığı eleştirilerine de cevap veren Adil Zozani, şu ifadeleri kullandı: “Etnik aidiyet ile demokratikleşme faslı Türkiye’de tutmadı. HDP olarak etnik siyaset yapmıyoruz. Etnik siyaset yapmadığımız için bizim aklımıza getirilmeye çalışılıyor etnik siyaset. Oysa ki, öyle değil. Türkiye siyaset hedefi HEP’den bugüne kadar aynıdır. Biz Türkiye’de mağduriyetleri işaret ettiğimiz için öteki pozisyonda değerlendirildik. Mazbatayı aldığımız günden itibaren Türkiye vekiliyiz, bir kentin vekili değiliz. Fakat biz böyle algılanmıyoruz. Kürt coğrafyasının vekilleri olarak algılanıyoruz. Ne yazık ki, İstanbul’un sorunlarını konuşamayacak isimler değilmişiz gibi algılanıyoruz. Bizim çalışmalarımızın tamamı Türkiye ile ilgilidir. Sadece yüzde 25’i Kürt coğrafyası ile ilgilidir.”
PARTİ KAPATMA DÜZENLEMESİNDE AK PARTİ BİZDEN SADECE 5 OY İSTEMİŞTİ
Adil Zozani, 2011 yılındaki referandumda siyasi parti kapatmaları zorlaştıracak düzenlemeyi zorlaştıracak maddenin oylaması sırasında BDP’nin neden kabul oyu vermediğini de anlattı. Zozani; “Bu yapılabilecek en haksız eleştiridir. Bu madde ile ilgili görüşmeler yapıldığı zaman iktidar partisi grup başkanvekilleri ile muhtemel 5 fire bekleniyor Ak Parti’den. Güvence olsun diye bizim parti grubumuz 5 milletvekili oy kullanıyor. Ama Ak Partili vekillerden daha fazla oy vermeyen çıktı. 21 milletvekilinin tamamı oy vermedi. Çünkü Ak Parti’nin ihtiyacı sadece 5’di. Ak Parti’den daha fazla fire çıkacağını arkadaşlarımız tahmin etmedi. 21 milletvekili oy kullansaydı, Ak Parti’deki fire 22 olurdu. Bu bize karşı siyaseten olarak kullanıldı.”
‘KÜRT SORUNUNU KONUŞURKEN BİZ BİZE DEĞİLİZ’
Çözüm Süreci’nde gelinen son noktayı da yorumlayan Adil Zozani Kürt sorununu demokratik yöntemlerle, konuşarak çözeceklerinin altını çizdi. Zozani şöyle devam etti: “Çözüm süreci demek asfalt yolda araç sürmek demek değildir. Biz bu devasa sorunu 10 binlerce insanın yaşamına mal olan bu sorunu demokratik yol ve yöntemler ile konuşarak çözeceğiz. Bu az buz bir şey değildir. Kürtler açısından ‘Kürt sorunu’ dediğiniz zaman tarih boyunca 1 milyon insan hayatını kaybetmiştir. 2013 başlangıcı Kürtler açısından yeni bir alana yönelme açısından önem taşıyor. Peki!.. Neden sokaklar gergin? Aktif siyasetin içinde yer alan insanların tamamı olağanüstü koşullarda doğup büyüdüler. Sokaktaki kuşak bizden sonraki kuşaktır. Olağanüstü savaş koşullarında yetişmiştir. Maalesef önyargılar kalıplaşmış toplumuz. Sürecin iki temel risk alanı var. TC devlet olarak sorunları müzakere edecek tarihi geleneğe sahip değil. Biz Kürtler olarak da yaralı belleğe sahibiz. Biz bu sorunu konuşurken biz bize değiliz. İki parametre değiliz. Ortadoğu’daki parametrelerin ne şekilde devreye gireceğini hesaba katmamız gerekiyor. Bende arzu ederim milli ve yerli bir projeyi konuşmak. Ama ne yazık ki, proje milli ve yerli değildir.”
‘HDP ASLA DEMOKRATİK TALEPLERİ ŞİDDETTE ARAMAZ’
Programda sokak eylemlerini de değerlendiren Adil Zozani şu ifadeleri kullandı: “Sokakta fırsat kollayan birileri mutlaka vardır. Hükümet de Kürt siyasetçiler olarak da bunu bilerek hareket etmeliyiz. Meseleye hangi cepheden baktığımız önemlidir. Eğer Kobani eylemlerinde vatandaşlarımız yaşamını yitirmişse, mağduriyetin büyüğünü HDP yaşadı. HDP asla ve asla demokratik hak ve özgürlüklerin şiddet kullanarak talep edilmesini arzu etmez. Fakat provokatif eylemler bahane edilerek sokağı kendimize de yasak görmeyiz”
‘KOBANİ DİRENİŞİ TÜRKİYE’Yİ SAVUNAN BİR DİRENİŞTİR’
Kobani’nin DEAŞ Terör Örgütü’nden tamamen temizlenmesine de değinen Adil Zozani, direnişin Türkiye’yi savunan bir direniş olduğunu söyledi. Zozani; “Kobani’nin DEAŞ’tan temizlenmesi Ortadoğu’da yeni bir başlangıç anlamına gelir. 1 kişi kalana kadar direneceğiz dedik. Kobani’nin direnişi sadece Kobani değil, aynı zamanda Türkiye’yi de savunan bir direniş olmuştur. Kürtler açısından ağır bir bedeli oldu. Pek çok Kürt vatandaşımız hayatını kaybetti. Oradaki sadece onları temsil eden bir zafer değil, hepimizi temsil eden zafere dönüşmüştür. 6-7 Ekim olaylarında herkesin sorumluluğu vardır. Kendi adıma daha aktif siyaset yapmam gerekirdi. Demek ki, yaptıklarım yeterli olmadı ki 6-7 Ekim olayları yaşandı ve insanlarımızı kaybettik.” dedi.
Elif Çakır’ın sunduğu Ülke TV’de yayınlanan “Söz Bitmeden”in konuğu HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani oldu.
Programda önce Milletvekili Adil Zozani Kurt olan soyadını, neden Zozani olarak değiştirdiğinin hikâyesini anlattı. “Zozan yayla anlamına geliyor. Hakkari bir yayla bölgesidir. Biz oralarda büyüdük. Bende siyasetten önce gazetecilik ve Türk Edebiyatı ile ilgilendim. Bu alanda ne yazıp çizdiysem adımı herkes Zozani olarak bilir. Aktif siyasete girdikten sonra soy ismim Kurt’u kullanınca en yakınımdaki insanlar bile şaşırdı. Kimse bu duruma alışamadı. Beni tanıyanlar Zozani olarak biliyordu. 2011 de resmi aktif siyasete soyadım Kurt ile girmek zorunda kaldım. Siyasetin içinde insanları soyadına alıştırmak kolay değildir. Risktir aynı zamanda. Ben ve çocuklarım değiştirdik. Ailem dışında bu soyadını taşıyan kimse yok. Kürt vatandaşları 12 Eylül’den sonra Kürtçe soy isim almak istedikleri zaman olumlu karşılık alamadılar. Oysa ki, 12 Eylül öncesinde nüfus müdürlüklerinde Kürdistan ismiyle aileler vardı. 12 Eylül den sonra yasaklandı.”
DAVUTOĞLU’NUN ÇÖZÜME YÖNELİK AÇIKLAMALARI ÖNEMLİ
Adil Zozani program da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır ziyaretin de verdiği mesajları da değerlendi. Zozani; “Sayın Davutoğlu kendisini Diyarbakır’a emanet etmişse sağlam ellerdedir. Anadolu siyasetinin merkezi Diyarbakır’dır. Türkiye’de Anadolu siyaseti dediğiniz zaman ilk akla gelen Diyarbakır’dır. Sayın Davutoğlu bu hususları çok iyi bildiği için bu şehirden öyle mesajlar verdi. Davutoğlu’nun çözüme dönük açıklamalar yapmasını çok önemsiyorum. Elbette siyasi mesajlar vardır. Bunun kararı tamamen Diyarbakır halkınındır.” şeklinde konuştu.
‘KÜRTÇE’Yİ ÖĞRENMEK TÜRKÇE’DEN DAHA ZORDUR’
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır’da hafta sonu yaptığı konuşmada “Kürtçe öğrenmeyi istiyorum” sözlerini değerlendiren Adil Zozani, şunları kaydetti: “Türkçe’den Kürtçe’yi öğrenmek zordur. Sayın Davutoğlu açısından öğrenmesi zor olmayacaktır. Çünkü kendisi İngilizce gramare hakimdir. Kendisine Kürtçe romanımı göndereceğim, eğer kabul ederse. Ayrıca İstanbul Kürt Enstitüsü çalışmalarını Davutoğlu’na gönderebilirler. Sayın Başbakan’ın öğrenmesine çok büyük katkı sağlar.”
‘HDP OLARAK ETNİK SİYASET YAPMIYORUZ’
HDP’nin etnik siyaset yaptığı eleştirilerine de cevap veren Adil Zozani, şu ifadeleri kullandı: “Etnik aidiyet ile demokratikleşme faslı Türkiye’de tutmadı. HDP olarak etnik siyaset yapmıyoruz. Etnik siyaset yapmadığımız için bizim aklımıza getirilmeye çalışılıyor etnik siyaset. Oysa ki, öyle değil. Türkiye siyaset hedefi HEP’den bugüne kadar aynıdır. Biz Türkiye’de mağduriyetleri işaret ettiğimiz için öteki pozisyonda değerlendirildik. Mazbatayı aldığımız günden itibaren Türkiye vekiliyiz, bir kentin vekili değiliz. Fakat biz böyle algılanmıyoruz. Kürt coğrafyasının vekilleri olarak algılanıyoruz. Ne yazık ki, İstanbul’un sorunlarını konuşamayacak isimler değilmişiz gibi algılanıyoruz. Bizim çalışmalarımızın tamamı Türkiye ile ilgilidir. Sadece yüzde 25’i Kürt coğrafyası ile ilgilidir.”
PARTİ KAPATMA DÜZENLEMESİNDE AK PARTİ BİZDEN SADECE 5 OY İSTEMİŞTİ
Adil Zozani, 2011 yılındaki referandumda siyasi parti kapatmaları zorlaştıracak düzenlemeyi zorlaştıracak maddenin oylaması sırasında BDP’nin neden kabul oyu vermediğini de anlattı. Zozani; “Bu yapılabilecek en haksız eleştiridir. Bu madde ile ilgili görüşmeler yapıldığı zaman iktidar partisi grup başkanvekilleri ile muhtemel 5 fire bekleniyor Ak Parti’den. Güvence olsun diye bizim parti grubumuz 5 milletvekili oy kullanıyor. Ama Ak Partili vekillerden daha fazla oy vermeyen çıktı. 21 milletvekilinin tamamı oy vermedi. Çünkü Ak Parti’nin ihtiyacı sadece 5’di. Ak Parti’den daha fazla fire çıkacağını arkadaşlarımız tahmin etmedi. 21 milletvekili oy kullansaydı, Ak Parti’deki fire 22 olurdu. Bu bize karşı siyaseten olarak kullanıldı.”
‘KÜRT SORUNUNU KONUŞURKEN BİZ BİZE DEĞİLİZ’
Çözüm Süreci’nde gelinen son noktayı da yorumlayan Adil Zozani Kürt sorununu demokratik yöntemlerle, konuşarak çözeceklerinin altını çizdi. Zozani şöyle devam etti: “Çözüm süreci demek asfalt yolda araç sürmek demek değildir. Biz bu devasa sorunu 10 binlerce insanın yaşamına mal olan bu sorunu demokratik yol ve yöntemler ile konuşarak çözeceğiz. Bu az buz bir şey değildir. Kürtler açısından ‘Kürt sorunu’ dediğiniz zaman tarih boyunca 1 milyon insan hayatını kaybetmiştir. 2013 başlangıcı Kürtler açısından yeni bir alana yönelme açısından önem taşıyor. Peki!.. Neden sokaklar gergin? Aktif siyasetin içinde yer alan insanların tamamı olağanüstü koşullarda doğup büyüdüler. Sokaktaki kuşak bizden sonraki kuşaktır. Olağanüstü savaş koşullarında yetişmiştir. Maalesef önyargılar kalıplaşmış toplumuz. Sürecin iki temel risk alanı var. TC devlet olarak sorunları müzakere edecek tarihi geleneğe sahip değil. Biz Kürtler olarak da yaralı belleğe sahibiz. Biz bu sorunu konuşurken biz bize değiliz. İki parametre değiliz. Ortadoğu’daki parametrelerin ne şekilde devreye gireceğini hesaba katmamız gerekiyor. Bende arzu ederim milli ve yerli bir projeyi konuşmak. Ama ne yazık ki, proje milli ve yerli değildir.”
‘HDP ASLA DEMOKRATİK TALEPLERİ ŞİDDETTE ARAMAZ’
Programda sokak eylemlerini de değerlendiren Adil Zozani şu ifadeleri kullandı: “Sokakta fırsat kollayan birileri mutlaka vardır. Hükümet de Kürt siyasetçiler olarak da bunu bilerek hareket etmeliyiz. Meseleye hangi cepheden baktığımız önemlidir. Eğer Kobani eylemlerinde vatandaşlarımız yaşamını yitirmişse, mağduriyetin büyüğünü HDP yaşadı. HDP asla ve asla demokratik hak ve özgürlüklerin şiddet kullanarak talep edilmesini arzu etmez. Fakat provokatif eylemler bahane edilerek sokağı kendimize de yasak görmeyiz”
‘KOBANİ DİRENİŞİ TÜRKİYE’Yİ SAVUNAN BİR DİRENİŞTİR’
Kobani’nin DEAŞ Terör Örgütü’nden tamamen temizlenmesine de değinen Adil Zozani, direnişin Türkiye’yi savunan bir direniş olduğunu söyledi. Zozani; “Kobani’nin DEAŞ’tan temizlenmesi Ortadoğu’da yeni bir başlangıç anlamına gelir. 1 kişi kalana kadar direneceğiz dedik. Kobani’nin direnişi sadece Kobani değil, aynı zamanda Türkiye’yi de savunan bir direniş olmuştur. Kürtler açısından ağır bir bedeli oldu. Pek çok Kürt vatandaşımız hayatını kaybetti. Oradaki sadece onları temsil eden bir zafer değil, hepimizi temsil eden zafere dönüşmüştür. 6-7 Ekim olaylarında herkesin sorumluluğu vardır. Kendi adıma daha aktif siyaset yapmam gerekirdi. Demek ki, yaptıklarım yeterli olmadı ki 6-7 Ekim olayları yaşandı ve insanlarımızı kaybettik.” dedi.