Davutoğlu'ndan masaya gözdağı!

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, "Bütün gücümüzle Meclis'te 360'ın üzerine çıkmak için algoritmalar geliştireceğiz. Kaç milletvekili varsa o kadar bakanlık alacak." ifadelerini kullandı.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Anayasal olarak da olur. Çerçeveyi iyi koymak lazım. Çok zorlu bir yıllık süreç geçti. 2022 zor bir yıldı. 6 Masa'da 1 yılını tamamladı. 5 Ocak'taki toplantı öncesindeki genel atmosfere bakıldığında iktidar yanlıların büyük bir kriz çıkacağı beklentisi vardı. 5 Ocak'ta bir kriz çıkmaması; hatta kuvvetli bir bildiriyle 2 metnin 30 Ocak'ta tanıtımı yapılacağı açıklamasında iktidar kanadında paniğe sebebiyet verdi. Kastettiğimiz şey; geçiş süreci içinde toplumu bu tek aklın, tek adamın yönettiği zihniyetten, yanlışlar manzumesinden alıp, kurumsal hakkın, katılımcılığın, dayanışmanın olduğu, yetki ve sorumluluk dengelerinin paylaşıldığı sisteme geçmek istiyoruz. Bu sınavı doğru atlatırsak; geçiş sürecinde farklı gelenekleri temsil eden 6'lı Masa'nın hep beraber çalışma ahlâkını geliştirmesi.

Genel Başkanlar Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak

6'lı Masa'da bu konuda herhangi bir ihtilaf sözkonusu değildir. Geçiş sürecinde ortak, kurumsal hakkı, danışma, dayanışma, istişareyi harekete geçireceğiz. Bu metinle önemli bir eşik aşıldı. Biz bu eşiğin aşılmış olmasının mutluluğu içindeyiz. Bu metni bugün sayın Akşener'e verdim. 5 lideri kapalı zarf içinde gönderdim. Biz bunu mahremiyet içinde yönettik. Ortak politikalar metni ile birlikte açıklayabilmek için 30 Ocak'ı tercih ettik. Elimizde çok kuvvetli iki mutabakat var. Hep şunu söyledik; birlikte yöneteceğiz dedik. Bu bir ilkesel pozisyon. Bu kadar tecrübeden sonra bizi anayasal zorluğa düşürecek metne imza atmayız. Asla vesayet altında çalışacak bir Cumhurbaşkanını işbaşına getirmeyiz. Güçlü cumhurbaşkanı olacak; ama şimdiki Cumhurbaşkanı anlayışıyla tek başına karar veremez. Biz yaklaşık birkaç toplantıda şu temel sorunla ilgilendik; acaba genel başkanlar cumhurbaşkanı yardımcısı olsun mu diye uzun istişareler yaptık. Genel başkanlar Cumhurbaşkanı yardımcısı olacaklar.

Kenara çekilmeyiz

İlkesel olarak hepimiz sürecin içinde olacağız. Bugün Bahçeli-Erdoğan ilişkisi vesayet ilişkisidir. Bahçeli'nin hiçbir sorumluluğu yok ama Erdoğan'a herşeyi yaptırıyor. Bahçeli dışarıda ama Erdoğan 'Bahçeli ne düşünüyor' diye sürekli onu ziyaret ediyor. Sinan Ateş olayı mesela. 12 gün oldu 38 yaşında, 2 çocuk babası vatandaşımız sokak ortasında öldürüldü. Cumhurbaşkanı çıkıp da 'Biz bu işin takipçisi olacağız' diyemiyor. Bekir Bozdağ'ın söylemesi önemli değil. İtfaiye müdürü neden söylmemiyor da Cumhurbaşkanı 'yangını söndüreceğiz' diyor. Biz sorumluluğu paylaşmak adına kabinede olacağız. Cumhurbaşkanı seçip, bütünüyle onu kamuoyunun karşısına muhatap kılıp, kendimiz kenara çekilmeyeceğiz. Yetki sahibi olunca sorumluluk sahibi de olunur. Cumhurbaşkanını tek adam durumuna düşürmeyeceğiz.

Feragat edip masaya oturduk

Bir de muhalefetten tek adam gitmesini gerektiğini söyleyenler de aslında Cumhurbaşkanının kendi yardımcılarına danışmasını bile vesayet gibi görüyor. Erdoğan son seçimde yüzde 52,4 aldı. Ona oy verenlerden belli toplum kesimin bize oy vermesi için 6 siyasi parti çıkıp, kampanya yapacak. 6'lı Masa'dan her birimiz aday olsun, herhangi birisinin yüzde 50'yi yakalaması mümkün mü? Sayın Akşener'e de kendi partisi görmek ister. Sayın Babacan'ı, sayın Uysal'ı, sayın Karamollaoğlu da öyle. Biz masayı kurarken doğal adaylıklarımızdan feragat ederek masaya geldik.

Hepimiz bu meselenin içindeyiz

Bizim aramızda bir mutabakat metni bu. Ben Başbakanlık yaptım. Eskiden Bakanlar Kurulu'nda karar çıkması için bütün bakanların imza atması gerekiyordu. Bu Başbakan üzerinde de vesayet anlamına mı geliyor? Türkiye'de 4 partili hükümet de kuruldu. Her konuda Başbakan'ı istişareye zorlayan bir şey. Aramızdaki mutabakat bu diyeceğiz, tabii ki Cumhurbaşkanının imzasıyla çıkacak. Biz Cumhurbaşkanı yardımcısıyız, elimizin taşın altına koymuşuz. Hepimiz bu meselenin içindeyiz. Bu sözlerimin iki ana hedefi var. Birincisi seçimi kazanmak. Biz eğer çıkıp kitlelerin önüne bizim cumhurbaşkanı adayımız bu şahıstır deyip oy isteyeceksek, o kitlelerin bizim etkimizi görmesi lazım. Kendilerini temsil ettiğini düşünen toplumsal kesimlerin orada yetki sahibi olarak görmeleri seçim kazandırır.

30 Ocak'ta herkesin kalbine su serpilecek

1 yıldır biz çok önemli metinler ürettik. Her toplantı öncesinde bu masanın çökeceği iddiasında bulundu sayın Cumhurbaşkanı. Oturduk, konuştuk ve uzlaştık. Ola ki vakit darlığı dolayısıyla yeteri kadar izah edemediğim durumlar olmuştur. Net söyleyeyim; 30 Ocak'ta bunu açıkladığımızda herkesin kalbine su serpilecek. 30 Ocak'ta yol haritasını gördüğünüzde zihinlerden bu sorular gidecek. Benim bunu söylemem sebebim; yarın isim üzerine konuşacağız. Ben oradaysam söz hakkım olacak. Aynı şeyi sayın Kılıçdaroğlu da demek zorunda. Sayın Akşener'e, sayın Karamollaoğlu'na sorular gelecek. Bizim kitleleri ikna etmemiz için 'merak etmeyin, Türkiye'yi temsil edecek Cumhurbaşkanı seçeceğiz, biz onun yanında yönetim sürecinde olacağız' dememiz gerekiyor.

Arkasında duracağız

Hükümet kurulduktan sonra sayın Cumhurbaşkanının güçlü hükümeti yönetebilmesi için halkın hepimizin yanında olduğun görmesi, o Cumhurbaşkanını rahatlatır. Meclis'te Cumhurbaşkanının arkasında 6 partinin de grubu Cumhurbaşkanının arkasında diye onu desteklemekten daha büyük bir yetki Cumhurbaşkanına verilmez. Böylece o Cumhurbaşkanının arkasında duracağız, üstünde durmayacağız. Önce Cumhurbaşkanı olacak arkasında 6 tane ya da 5 tane Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Halk bilecek ki, 5 ya da 6 genel başkan onun yanında. Yetkiyi ve sorumluluğu da paylaşıyor diye düşünecek.

Her yardımcı en az 1 bakanlık alacak

Bizim açıklamamızı 5 Ocak'ta dikkatli okuyanlar fark etmiştir. Milletimiz müsterih olsun. O masa hem iyi işleyecek hem de ülkeyi pürüzsüz yönetecek. Orada dedik ki, 'Cumhurbaşkanlığı adaylığı süreci ile milletvekili adaylıkları birlikte değerlendirilecek'. Biz toplucak 360'ı çıkarmak için en optimum seçim algoritmasını kuracağız. Şimdi bu ne demektir? Bütün gücümüzle Meclis'te 360'ın üzerine çıkmak için algoritmalar geliştireceğiz. Kaç milletvekili varsa o kadar bakanlık alacak. Diyelim ki A partisi büyük çoğunluğa sahip 7-8 bakanlığı olacak. 6'lı masada olanların hepsi cumhurbaşkanı yardımcısı ve en az 1 bakanlık alacak. Aynı zamanda sorumluluk üstleniyoruz. Risk alıyoruz. Kendi kitlemizi ikna edeceğiz. Eşitlik stratejik kararlarda. Mesela önemli atamalar. Herkesin içine, toplumun içine sinecek şekilde. Seçim günü akşamı Türkiye'de hiçbir kesimin 'biz kaybettik' anlayışına kapılmaması.

Anayasal sorun çıkmayacak

Cumhurbaşkanımız seçildiğinde, oturacak. Kendim vesayete karşı hayat boyu mücadele ettim. Bütün makamları terk ettim. Bizim burada uzlaşıyla oluşturduğumuz bir metni kabul eden Cumhurbaşkanı adayı birlikte yönetme konusunda irade beyan eden Cumhurbaşkanının seçilirken de birlikte mücadele edeceğiz. Bu tabii ki ilkesel. Şu gününkü Cumhurbaşkanı Meclis'te mutlak çoğunluğa sahip olduğu için Meclis önemsiz gibi gözüküyor. Halbuki Cumhurbaşkanı'nın kararını döndürme hakkı var Meclis'in. Ortak aklı işleteceğiz. Kriz mi oldu, oturup, konuşup, çözeceğiz. 2 hafta önce sayın Kılıçdaroğlu, sayın Akşener'in görüşmesinde kriz görüntüsü var deyip herkes yemeğin sonunu beklerken ikisini de tanıyan arkadaşları olarak 'Hiç merak etmeyin kriz çıkmayacak' demiştim. Şu anda 6 siyasi lider makul şekilde devam edecek. Hiç merak etmeyin, anayasal sorun çıkmayacak. Çok güçlü bir yol haritası açıklanacak, ortak politikalar metni açıklanacak. İl il formül üreteceğiz. O Meclis'te Cumhurbaşkanının bir çoğunluğu olacak. Tek başına hareket ederse o Meclis çoğunluğunu kaybedeceğini bilecek.