Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye ihracatını en hızlı artıran 3. ülke"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Innovation Week İnovalig Şampiyonları Ödül Töreni"nde konuştu. Erdoğan, Türkiye’nin ihracatını en hızlı artıran 3’üncü ülke olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Innovation Week İnovalig Şampiyonları Ödül Töreni"nde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;
"460 başvuruyla başladığımızi İnovoLİG’de 2003 firma sayısına ulaştık. Bugüne kadar 89 farklı firmamıza ödül verdik. Geçen yıl ödül alan firmalarımızın toplam ihracatı 19 milyar dolara ulaştı. İlk günden beri sahip çıktığımız Türkiye İnovasyon Haftası Etkinlikleri’ne bundan sonra da gereken desteği vereceğiz.
Her zaman söyledim; kardeşlerim, yeter ki siz çalışın. Yeter ki siz bu ülkenin ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştırın. Yeter ki siz Türkiye’nin potansiyeline güvenmeye devam edin. Allah’ın izniyle size asla yalnız bırakmayız.
İhracatçılarımızın neye ihtiyacı varsa gidermenin, yurt içi ve yurt dışında önünü açmanın gayreti içinde olduk.
Türkiye, ihracatını en hızlı artıran 3’üncü ülke oldu. En yüksek ekim ayı ihracat seviyesine ulaştık.
İhracatın rakam olarak artışı şüphesiz önemlidir. Türkiye olarak üzerinde yoğunlaşmamız gereken; ihracattaki nitelik artışıdır. Yüksek katma değerli ürün ihracatına odaklanmamız şart. Burada da son 21 yılda ciddi mesafe yol aldık.
"BUNU TÜRK EKONOMİSİNE YAKIŞTIRAMIYORUM"
Ortalama 1,2 veya 1,3 dolar civarında seyreden kilogram başına ihracatı, açıkçası Türk ekonomisine yakıştıramıyorum. Ağır ürünlerle, yelpazemizi çeşitlendirmeliyiz. Bunun yolu da yüksek teknolojili ürünlerin payını artırmaktan geçmektedir.
Savunma sanayi alanında bunu başardık. Kilogram başına ortalama 57,5 doların üzerini yakaladık. İHA’larda bu rakam yaklaşık bin dolardır.
Suriye’nin kuzeyindeki terör yuvalarına yönelik harekatlarımız sebebiyle, Kanadalı firma ayak diremeye başladı. Ardından Kanada hükümetinin ambargo kararı geldi. Bu yaklaşım karşısında hemen ASELSAN’ı talimatlandırdık. ASELSAN o dönemde ayda 2-3 tane optik kamera üretebiliyordu. Arkadaşlarımız seferberlik ruhuyla gece gündüz çalıştılar, ayda 15-20 tane üreterek yerli İHA’larımıza sunmayı başardılar.
Şimdi bununla kalmıyor, kameraların bir üst versiyonunu geliştiriyoruz. 80 kilometre mesafeden tank tespiti yapabilen bu kameramız, şu an dünyanın en iyi performansına sahip.
Burada sadece kendi ihtiyacımızı karşılamakla kalmadık. Aynı zamanda kilogram başına ihracat değeri 20 bin doları bulan bir ürüne sahip olduk.
"TOGG'DA MUHALEFETİN ÇELMELERİYLE KARŞILAŞTIK"
Türkiye’nin ilk elektrikli aracı TOGG da benzer bir başarı hikayesidir. Üretimden satışına kadar tüm safhalarında bu sefer dışarıdan değil, içimizdeki muhalefetin çelmeleriyle karşılaştık. Türkler otomobil yapamaz dediler, fabrikası yok iftirası attılar. Hatta işçilerimizin, girişimcilerimizin ürünü olan otomobillerin yurt dışından getirildiğini iddia edecek kadar kontrolü kaybettiler.
Elbette kimi alanlarda kendimizi henüz yeterli görmesek de ihracatta elde ettiğimiz bu başarıların hiçbiri tesadüf değildir. 2002’den beri attığımız her adımı belli bir plan ve vizyon doğrultusunda attık. Hükümet olarak ilk günden itibaren inovasyon meselesine çok büyük önem verdik.
Ziyaret ettiğimiz birçok firmada personel çeşitliliğine şahit oluyoruz. Gönül ve kültür coğrafyamızdan gelen bilim adamlarını gördükçe ülkemizin inovasyon eko sistemi adına memnuniyet duyuyoruz. Bu ne bizim ne de gelişmiş ülkeler için yeni bir durum değildir. Bilimde, kültürde, sanatta, ticarette ilerlemek ancak beşeri zenginlik ve çeşitlilikle mümkündür.
"LÜMPEN FAŞİZM, TÜRKİYE ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL"
Türkiye’yi içine kapatmayı amaçlayan söylemleri kesinlikle iyi niyetli bulmuyoruz. Son dönemde beşinci kol elemanları tarafından körüklenen lümpen faşizm, büyük ve güçlü Türkiye önündeki en büyük engellerden biridir. Çünkü faşizm, sadece insanın değil aynı zamanda bilimin, sanatın, özgün ve özgür düşüncenin de hasmıdır.
Kendi dışında herkesi düşman gören bu hastalıklı zihniyetin özellikle gençlerimizi zehirlemesine fırsat vermeyeceğiz. Ülkemize yatırım yapan istihdam sağlayan, Türk ekonomisinin hak ettiği düzeye gelmesi için katma değer üreten herkesi bağrımıza basmaya devam edeceğiz.
Dünyanın neresinde olursa olsun bilgiyi, bir zenginlik olarak görmek ve bunu ekonomik olarak kazanca dönüştürmek bizim için tercihten öte zorunluluktur.
Tarihimizin hiçbir döneminde zulme rıza göstermedik. Bugün İsrail’in vahşetine ses çıkarmayanlar gibi soykırıma bulaşmadık. Birileri tarafından önümüze konacak hiçbir bagajımız olmadı. Biz alacaklıyız. Alnımız ak, başımız dik yürüdük. Türkiye zor zamanlarda sığınılacak güvenli yuva demektir. Türk ise özlenendir."