Cumhurbaşkanı Erdoğan: (İsveç-Finlandiya'nın NATO üyeliği konusu) Bu bir davet sürecidir
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği sürecine ilişkin, "Tabii bunu bazıları üyelik olarak ifade ediyorlar ancak bu, bir davet sürecidir. Bizler bu davete şu anda ne yaptık? 'Evet' demiş olduk." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği sürecine ilişkin, "Tabii bunu bazıları üyelik olarak ifade ediyorlar ancak bu, bir davet sürecidir. Bizler bu davete şu anda ne yaptık? 'Evet' demiş olduk." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazını kıldığı Üsküdar'daki Hz. Ali Camisi'nin çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "NATO'daki İsveç-Finlandiya görüşmeleri, uluslararası medyada Türkiye'nin zaferi olarak nitelendirildi. The Economist, 'Recep Tayyip Erdoğan eve zaferle dönüyor.' ifadesini kullandı. Sizin değerlendirmenizi rica ediyorum." şeklindeki ifadelerinin ardından Erdoğan, "Son bu NATO Zirvesi, gerçekten ülkemizin özellikle terörle mücadele, bunun yanında diğer NATO ülkeleriyle olan birlikteliği ve tabii son olarak önümüze getirilen İsveç-Finlandiya üyeliği konusu. Tabii bunu bazıları üyelik olarak ifade ediyorlar ancak bu, bir davet sürecidir. Bizler bu davete şu anda ne yaptık? 'Evet' demiş olduk." değerlendirmesinde bulundu.
Bu davetin bazı şartlarının olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu şartlarımızı da ne yaptık? Sözleşmenin içerisine yerleştirdik ve bu sözleşmeyle birlikte de NATO Zirvesi'ne gittiğimizde ilk gün dörtlü bir görüşme gerçekleştirdik. Zaten bir gün önce de yine görevli arkadaşlarımız bu çalışmaları yaptılar ve bu çalışmalar da önümüze geldi fakat liderler olarak yaptığımız görüşmeden sonra dedik ki: 'Bu arkadaşlarımız tekrar bir görüşmeyi devam ettirsinler.' Tekrar bir görüşme yaptılar ve o görüşmeden sonra da bizler bu sözleşmenin içerisine girmesi gereken, özellikle teröre ve teröristlere yönelik şartlarımızı koyduk. Bu şartlar kabul edildi." diye konuştu.
- "Bu, bizim kırmızı çizgimizdir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar Avrupa Birliği'nin bu işi hep PKK ile geçiştirdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Biz ise 'Hayır' dedik. 'Artık bu, PKK'yla kabul edilebilecek bir terör mücadelesi değildir. Şimdi buraya PYD, YPG ve FETÖ terör örgütlerini de bu sözleşmenin içerisine yerleştirmemiz gerekiyor.' Tabii biraz böyle yan çizmeye filan kalktılar ama biz kendilerine dedik ki: 'Bu, bizim kırmızı çizgimizdir. Dolayısıyla bunu eğer kabul etmeyecek olursanız buradan kesinlikle bu anlaşmaya 'Evet' diyemeyiz. Bu şekilde dönersiniz.' Sonra tekrar görüşmeler devam etti. Sonunda kabul ettiler. Ve bunun tabii şimdi yazılı metne girmiş olması, hele hele bir NATO sözleşmesinin mutabakat zaptının içerisine, özellikle PKK'nın dışında YPG, PYD ve FETÖ terör örgütü olarak bunun yerleşmiş olması, bizim bu süreçten nasıl bir başarıyla çıktığımızın en güzel ifadesidir. Onun için de tabii söylediğiniz bu dergiler, uluslararası camiada etkinliği, yetkinliği olan dergiler de bunu bu şekilde kayda geçmiş oldular. İşin gerçeği de budur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Zirvesi'nde 2-3 dakikalık, görüntülü olarak terörle mücadeleyi, Türkiye'deki terör gösterilerini, aynı zamanda Avrupa'nın değişik ülkelerindeki terör örgütlerinin gösterilerini de yayına geçirdiklerini kaydederek, NATO ülkelerinin de bunları görüntülü seyretme imkanı bulduklarını anlattı.
Bütün bunları her şeyiyle dağıttıkları belgeler ve flaş belleklerle onlara "Alın, bakın, görün." dediklerini kaydeden Erdoğan, "Bu bakımdan da gerçekten bu, bizim oradaki mücadelemizin adeta bir zaferle neticelenmesi oldu." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazını kıldığı Üsküdar'daki Hz. Ali Camisi'nin çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in açıklamalarına ilişkin bir cevabı olup olmadığı yönündeki soruya Erdoğan, "Bizim Yunanistan'la şöyle bir savaşa girelim, bir savaş yapalım, böyle bir derdimiz yok. Ancak Yunanistan verdiği sözlerde durmuyor. Sıkıntı burada." karşılığını verdi.
Yunanistan'ın çok kısa bir süre içerisinde 147 kere hava ihlali yaptığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi biz eğer komşuysak, eğer dostsak, eğer barış içerisinde yaşamak istiyorsak, bizim hava sahamızı 147 kere niye ihlal ediyorsunuz? Tabii böyle bir ihlal yaparsanız o zaman bize düşen nedir? Benim Hava Kuvvetlerim de size kalkıp gerekli olan görüntüyü, görselliği verecektir. Hava Kuvvetlerimizin yaptığı da budur. Zaten bunu yapmazsa benim vatandaşlarım ne der? 'Bizim Silahlı Kuvvetlerimiz nerede' demez mi?' Onun için de Silahlı Kuvvetlerimiz üzerine düşen görevi yapmaktadır. Bundan sonra da yine bu hava sahası ihlalleri devam edecek olursa aynı şekilde bize düşen görevi de biz yerine getirmeye devam ederiz. Burada Miçotakis sadece yani hakkı teslim etmiştir, diyeyim ama birçok liderler, bilmiyorum kim sufle etmiştir, bizi barıştırmak için çok gayret sarf ettiler. Dedik ki 'Şu anda böyle bir şey düşünmüyoruz. Gelecekte şartlar neyi getirir, neyi götürür, buna göre bakar ona göre de değerlendirmesini yaparız.'"
- "Silolarımız iyi durumda"
Küresel gıda kriziyle ilgili Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüşüp görüşmeyeceği sorulan Erdoğan, arkadaşlarının şu anda gerek Putin gerek Zelenskiy ile randevu için görüşmelerini yapacağını dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu görüşmeler neticesinde Sayın Putin'le de Sayın Zelenskiy de görüşmeleri yapıp, yani biz burada bir re-export yapmak suretiyle üzerimizden bu buğday, arpa, yulaf, ayçiçeği yağı vesaire olmak üzere bunları biz şu anda mağduriyet çeken ülkelere gönderebiliriz. Bizim silolarımız şu anda hamdolsun iyi konumda. Ama bu işin sıkıntısını çeken ülkelere biz buradan aracı olmak suretiyle gönderebiliriz. 20 civarında gemimiz şu anda oralarda ve her an oradan hareket etmeye hazır durumdalar. Bunu gerek sayın Putin'le gerek sayın Zelenskiy ile görüştükten sonra zaten ön görüşmeler yapıldı, yapılıyor. İnşallah onların vereceği olumlu cevaplarla adımı atacağız."
- Türkiye'deki sel ve yangın afetleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin çeşitli kentlerinde yaşanan sel afetiyle ilgili son durumun sorulması üzerine, şunları söyledi:
"Son dönemde hakikaten çok ciddi afetlerle, felaketlerle karşı karşıyayız. Rabb'im yardımcımız olsun. Bakan arkadaşlarımız, tüm kurum kuruluşlarımız, bütün bu afetler karşısında gerek yangınlar gerek sel afetleri karşısında yoğun bir çalışmayla kısa zamanda bunların üstesinden geldik, geliyoruz. İşte bu son yani Kastamonu, Sinop, Zonguldak, Karabük, Bartın, Düzce, Sakarya ki burada da 7 şehrimiz böyle bir sıkıntıyı yaşadılar, yaşıyorlar. Fakat bunların da inşallah üstesinden geldik, geliyoruz. Ve yoğun bir şekilde kurumlarımız buradaki çalışmaları devam ettiriyor."
Artvin'de heyelan nedeniyle kaya kütlelerinin tırların üzerine düştüğünü anımsatan Erdoğan, "İşte dün yine biliyorsunuz Artvin'de Kemalpaşa'da heyelan sebebiyle de bir tırımız kayaların altında kaldı. Bir vatandaşımız orada rahmetli oldu. İki yaralımız var. Orada da yine ilgili kurumlarımız çalışmalarını sürdürüyor." diye konuştu.
Keçiören'deki sel felaketine değinen Erdoğan, "Keçiören'deki olay yine ayrı bir afet. Tabii bu afetlerden sıfırlamak, bunlar olmaz demek, mümkün değil. Dünyanın her yerinde olduğu gibi aynı şekilde bizlerde de bu oluyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yangın afetinde tüm itfaiyecilerin, kurum ve kuruluşların 4,5 günde bu afeti söndürdüğünü, üstesinden geldiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Bütün soğutma çalışmalarını yaptılar. Ama nedir, 5 bin 500 hektarlık bir alanı da maalesef bu afette kaybettik. Şimdi oraları yeniden yeşillendireceğiz ve yeşillendirmek suretiyle de inşallah eskiye bunu dönüştürelim diyoruz.
Bu zarar gören bölgeleri de özellikle genel hayata etkili afet bölgesi ilan ettiğimizi söyleyeyim. Onun için de afet bölgeleriyle ilgili devletin yapması gereken destekler, yardımlar neyse bunları da süratle gerçekleştireceğiz."