Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bürokratik vesayete fırsat vermeyiz"
AK Parti grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Çetin mücadeleler sonucu gerilettiğimiz bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyiz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;
"Dün Genişletilmiş İl Başkanları toplantımızı coşku ve heyecanla icra ettik. Bu ilk il başkanları toplantısında son 5 ayın muhasebesini yaptık, illerimizin röntgenini çektik. Teşkilatımızın kararlılığı, dinamizmi karşısında hakikaten büyük bir gurur duydum. Yolumuza pekleşe pekleşe devam ediyoruz. Partimizin kuruluşundan itibaren daima ortak akılla hareket ettik. Bunu güçlendirerek sürdüreceğiz.
YENİLENME MESAJI
Seçimler dolayısıyla istişare kamplarımızı yapamamıştık. Önümüzdeki haftalarda gerçekleştiriyoruz. Milletvekillerimizle 7-8 Haziran'da, belediye başkanlarımızla 1-2 Temmuz'da bir araya geleceğiz. Bu toplantıların şimdiden partimiz ve davamız için hayırlı olmasını diliyorum. Kongrelerimizle ilgili takvimimizi yakında ilan edeceğiz.
Her kongre sürecini kadrolarımız arasındaki bayrak yarışı olarak görüyoruz. Yorulan, motivasyonunu yitiren varsa hatası, kusuru olan varsa kardeşlik hukukumuzu koruyarak onları dinlenmeye alacağız, yeni, dinamik arkadaşlarla yolumuza devam edeceğiz. Tazelenerek, yenilenerek geliyoruz.
1 YILLIK PERFORMANS
14 Mayıs'ta yapılan Genel Seçim'in üzerinden 1 yıl geçti. TBMM bu 1 yıl içinde gece gündüz demeden çalıştı ve milletimizin beklentilerini karşılayan yasaları çıkardı. Hükümetimiz de tüm kabine üyelerimizle ülkemizin refahı, kalkınması ve güvenliği için ter döküyoruz. Yurtiçinde ve dışında pek çok programa katıldık. Dış politikada özellikle yoğun bir dört haftayı geride bıraktık.
Diplomaside olduğu gibi iç siyasette yoğun gayret içindeyiz. Geniş bir yelpazede kanunlaşma sürecinde olan teklifler var. Hayat pahalılığı ve öğretmenlerimize yönelik şiddetle mücadelede yasal zeminin güçlendirilmesine ihtiyaç duyuyoruz. MHP ile işbirliği ve eşgüdüm içinde bu konuları takip etmesini bekliyorum. Meclis tatile girmeden yasal düzenlemeleri çıkarmamız gerekiyor.
Yeni anayasa konusunda Meclis Başkanı'na destek vermemiz önemlidir. Sivil anayasanın günlük tartışmalara kurban edilmemesi kanaatindeyiz. İstişari temasları bitirip somut adımlarda fayda görüyoruz. Yapıcı ve uzlaşmacı tutumumuzu koruyacağız. Dört yılın her gününü ilk günkü aşkla dolu dolu geçirecek, ülkemizi her alanda yeni rekorlarla buluşturacağız.
"O MESAJI ALDIK"
14 Mayıs seçimlerinde iktidar olma yetkisini bizlere tevdi etmiş, 31 Mart'ta bizlere bir ikazda bulunmuştur. 31 Mart bir güven oylaması değildir. Bir kırılma, değişiklik olmamıştır. Önce 14 Mayıs'ta sonra 28 Mayıs'ta seçmen kararlı bir şekilde hükümeti Cumhur İttifakı'na emanet etmiş, yerel seçimde tercihini farklı yansıtmıştır. İkisini birbirinden ayırmak durumundayız. Milletin verdiği mesajı duymazdan gelecek değiliz. O mesajı aldık. Gereğini yapmaya başladık.
Bakanlarımız, milletvekillerimiz, teşkilatımız aziz milletimizin bize 14 Mayıs'ta yüklediği emanetin idrakinde olacağız. İçimizde, kadrolarımızda yanlış değerlendirmeler yapanlar varsa atalete veya tembelliğe tevessül eden olursa onlarla yollarımızı ayırırız.
AK Parti'nin çalışma usulü bellidir. Yarın seçim olacakmış gibi hazırlıklıyız. Aynı zamanda biz hiç seçim olmayacakmış gibi kendimizi seçim tarihleriyle kısıtlamadan çalışan bir kadroyuz. Ne teşkilatımızda ne bürokraside rehavete, tembelliğe, gevşemeye, gönülsüzlüğe tahammülümüz olamaz.
"BÜROKRATIK VESAYETE FIRSAT VERMEYIZ"
Kanunun dışına çıkan, hatası, kastı olan kim varsa hukuk zemininde hesabını soruyoruz. Ülkeye ve millete karşı vazifesini yapmamanın hiçbir bahanesi olmaz. Son 22 yılda AK Parti ile ilgili hükümetlerimizle ilgili de kötümser senaryolar yazanlar oldu. Süre biçenler oldu. Bu davaya ihanet edenler, korkanlar, hırslarına yenilenler oldu. Onlar artık yoklar, esamileri okunmuyor.
Türkiye'de siyasetin yumuşamaya ihtiyacı var. Üzerimize düşeni yapıyoruz, yapacağız. Biz hiçbir zaman kutuplaşmanın, kamplaşmanın tarafı olmadık. Türkiye'yi bir gördük, beraber gördük. Siyasetimizi gerilim ve kutuplaşma üzerine değil; hedefler, projeler üzerine inşa ettik. Haksızlık, adaletsizlik karşısında elbette öfkelendik. Milletimizle irtibatımızda kucaklayıcı olduk. Önümüzdeki dört yıl hoşgörüyle geçsin. Muhalefet yıkıcı değil, yapıcı olsun. Arzumuz odur ki Türkiye'nin meseleleri polemiklerin üzerinde ele alınsın. Siyaseti yüksek gerilim hattına hapsetmek isteyenler olacaktır ama olmasını istemiyoruz.
FETÖ'ye diyet borcunu ödemek için Yenikapı Ruhunu baltalamak isteyenler boş durmuyor. Kuklayı da kuklacıyı da oyunu kimin yazdığını da çok iyi biliyoruz. Ne kadar da çirkinleşirse çirkinleşsinler biz o tuzağa düşmeyeceğiz. Biz kucaklayıcı ve kuşatıcı olacağız.
"KAPIMIZ HERKESE AÇIK"
Partimizin kapıları ilkeleri, bizim ilkelerimizle örtüşen herkese açıktır. Biz milletimizin, devletimizin çıkarları için kin tutarız. Siyasette kin kavramını asla kabul etmeyiz. İhanete varmayan her dostluk bizim için bakidir. Yeter ki samimiyet, hüsnü niyet olsun. Diğer her şey hal yoluna konulur.
Siyasette yumuşama iklimini kara kışa çevirmeye çalışanlar olduğunu, Cumhur İttifakı'nda gedik açmak isteyenler olduğunu biliyoruz. Fitne ve nifak odaklarına göz açtırmayacağız. Cumhur İttifakı güçlenerek, saflarını sıklaştırarak yoluna devam edecek.
FİLİSTİN'E SALDIRILAR
Bugün 15 Mayıs, tüm Filistinliler için, son derece anlamlı bir gün. Bugün büyük felaket anlamındaki Nekbe'nin 76'ncı yıldönümü. Siyonistler bu toprakları adım adım işgale başladı. Filistin topraklarında ilk kitlesel katliam Osmanlının çekilmesiyle başladı. Siyonist çeteler toplu cinayetler işleyerek, Filistinlileri göç etmeye zorladı.
Filistinliler, İsrail devletinin kurulmasının ertesi günü büyük felaket olarak ilan ettiler ve her yıl 15 Mayıs'ta evlerine kavuşma umudunu tazeliyorlar. Er ya da geç Filitinliler evlerine dönecekler.
"GAZZE KASABI NETANYAHU'YU AYNI AKIBET BEKLİYOR"
Bugün burada bazı gerçekleri açık açık konuşmak durumundayım. Hitler, Yahudi soykırımını yaparken yalnız değildi. Avrupa'daki pek çok ülke Hitler'i destekliyordu. Hitler katliam yaparken kendisini çok güçlü, yenilmez hissediyordu. Kafasına bir kurşun sıktı, yanmış cesedi Almanya gibi harabeye dönmüş sığınağında bulundu. Dünyanın gözü önünde 8 bin 372 Boşnak kardeşimizi şehit ettiler. Yenileceklerini asla düşünmüyorlardı. Ne oldu? Mahkemeye çıktılar ve bir zamanların o soykırımcı generalleri hesap verdiler. Er ya da geç Gazze kasabı Netanyahu'yu ve onunla birlikte soykırıma ortak olanları aynı akıbet bekliyor.
Soykırımcıların hukuka hesap vermesi için enselerinde olacağız. Artık tüm dünyanın bir hakikati kabullenmesi lazım. Gazze soykırımının hesabını sormadan, dünya temiz kalamaz. Kimse bizden susmamızı, sözümüzü yumuşatmamızı beklemesin.
Bunlar cani oldukları kadar küstahlar. Bombalarla, mermilerle, en ölümcül silahlarla, açlıkla, susuzlukla insan öldürdüler. Hastaneleri vurdular. Güvenli bölgelerde sivil katlettiler. Annelere evlatlarının parçalarını toplattılar. Hitler bile tarihe kara bir leke olarak geçen holokostu yaparken bu kadar aleni yapmadı, bu kadar cüretkar değildi. Bunlar o kadar pervasız ki kameralar önünde, canlı yayında gazetecileri, doktorları, sivilleri, bebekleri katlettiler. Bundan kaçamazlar. Mahkeme-i kübraya çıkmadan, dünyada bunun hesabını verecekler.
"BEDELİNİ ÖDEYECEKSİNİZ"
Uluslararası mahkemeyi baskı altına almaya çalışıyorlar. BM kürsüsünde, BM şartını parçalayarak dünyaya meydan okuyorlar. Nesin sen? Bu işten yırtacağını mı zannediyorsun? Bedelini ödeyeceksiniz.
Ne yaparlarsa yapsınlar insanlık bu katillerin yakasını bırakmayacak. Biz bu katillerin, soykırımcıların, cinayet şebekesinin peşini bırakmayacağız.
Hamas'ı destekliyoruz diye bizi eleştiriyorlar. Sizde hiç mi vicdan yok? Gazze'de açlıktan ölmek üzere olanlara yardımı kabul edemeyecek kadar, bu terör devletini savunacak kadar kişiliğinizi, kimliğinizi kaybettiniz? Bu azgın devlet eğer durdurulmazsa vaad edilmiş topraklar hezeyanıyla gözünü Anadolu'ya dikecekler.
Hamas, Gazze'de Anadolu'nun ileri hat savunmasını yapıyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz? Bunu anlamayacak kadar mı idrakiniz kapandı. Ben Hamas'ı Kuva-i Milliye'ye benzetince rahatsız olanlar oldu. Kuva-i Milliye'ye de hain, isyancı demediler mi?