Çocuklarımız için af değil, yeniden yargılama istiyoruz

Türk siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat sürecinde cezaevlerine girenlerin aileleri, çocuklarına kavuşmanın özlemini yaşıyor.

Türk siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat sürecinde cezaevlerine girenlerin aileleri, çocuklarına kavuşmak istiyor.

Milli Güvenlik Kurulunun (MGK) 28 Şubat 1997'deki olağanüstü toplantıda aldığı kararların ardından başlayan "postmodern darbe" sürecinde tutuklananların yakınları, çocuklarının yeniden yargılanarak serbest kalmasını bekliyor.

Ahmet Taş yaptığı açıklamada, kardeşi Yakup Taş'ın lise ikinci sınıfta okurken gözaltına alındığını, daha sonra da tutuklandığını söyledi.

Kardeşinin dini hassasiyetleri nedeniyle erken yaşta okuldan koparıldığını belirten Taş, şöyle devam etti:

"Kardeşim dini görevlerini yerine getirmek için sürekli camiye giderdi. Dinine düşkün biri olarak bilinirdi. Bu nedenle o dönemde kardeşimi sürekli gözaltına alıp, ardından serbest bırakıyorlardı. Bir gün yine gözaltına aldılar ve kimliğini kaybetmesini gerekçe göstererek tutukladılar. Yaklaşık 18 yıldır cezaevinde. Çocuklarımız ne bir darbe girişiminde bulundu ne de kimsenin canına kıydı. Sadece İslami kimliklerinden dolayı cezaevine konuldu. O dönemde kardeşimi yargılayan üç hakim bugün FETÖ'den cezaevinde. Bizim gibi 500 aile mağdur edildi. Çocuklarımız için af değil, sadece yeniden yargılama istiyoruz."

"BİRBİRİMİZİ DOYA DOYA GÖREMEDİK"

Mehmet Salih Boldağ da 28 Şubat sürecinde üç çocuk sahibi oğlu Turan Boldağ'ın cami çıkışında gözaltına alınıp tutuklandığını ifade etti.

İmam hatip mezunu oğlunun o dönemde çeşitli camilerde görev yaptığını anlatan Boldağ, devleti ve milletine bağlı olan oğlunun, hiç yüz kızartıcı suç işlemediğini dile getirdi. Boldağ, şöyle konuştu:

"Oğlum iki ay cezaevinde kaldıktan sonra bir çocuğu dünyaya geldi. O çocuk şimdi 17 yaşında ve liseyi okuyor. O dönemde yeni yürümeye başlayan kızı ise evlenme çağına geldi. Çocukları doğru dürüst babalarını göremedi. Çocuğumun ömrü cezaevinde geçti ve suçsuz, günahsız, içeride yatıyor. Birbirimizi doya doya göremedik. Birçok devlet yetkilisi de aynı süreçte yargılandı ve daha sonra serbest kaldı. Çocuklarımız için de aynı duyarlılığı bekliyoruz. Artık onlara kavuşmak istiyoruz."

"CEZAEVİNDE ÇÜRÜYÜP GİTMESİNLER"

Dönemin mağdurlarından Mecit Balka da Kur'an kursunda çocuklara ders veren oğlu İsmail Balka'nın, evine dönerken gözaltına alındıktan sonra tutuklandığını anlattı.

O günden bu yana cezaevine giderek oğluyla görüşebildiğini belirten Balka, şunları kaydetti:

"Oğlum suçu bile belli olmadan yıllardır cezaevinde yatıyor. Hasta halimle her ay Diyarbakır'a gidip görüyorum. Çocuklarımızın yeniden mahkemeye çıkarılmasını istiyoruz. 17 yıl bir ömürdür, cezaevinde çürüyüp gitmesinler. Çocuğum genç yaşta cezaevine atıldı ama şimdi 40 yaşına ulaştı. Ne ailesini görebildi ne de doğru dürüst bir yaşam sürdü. Çocuğum ölmeden onu dışarıda görmek istiyorum. Bu nedenle yetkililerin duruma el atmalarını bekliyoruz."