Çiçek'ten çapraz sorguda çelişkili cevaplar

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullanılan Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada, sanık Hakan Çiçek'in çapraz sorguda çelişkili cevaplar vermesi dikkat çekti.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada, "kurmay subaylar abisi" olarak örgütün tepe yöneticilerinden aldığı talimatları kurmay subaylara ilettiği belirtilen, kapatılan Anafartalar Koleji'nin sahibi sivil sanık Hakan Çiçek'in savunması tamamlandı ve çapraz sorgusuna başlandı.

Savunması sırasında sık sık Türkiye ve ABD'deki şirketlerinden, ticaret hayatından, yanında 200 kişi çalıştırdığından bahseden ve 5 Temmuz'dan bir hafta-10 gün önce cep telefonunun çöktüğü yönündeki iddiasını tekrarlayan Çiçek, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, "Bu kadar yoğun insansınız, bu süre size uzun değil mi?" sorusuna, "Okulda yanımda müdürüm, çalışanlarım var, gerekirse oradan ulaşabilirler." yanıtını verdi.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinin Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki duruşma salonunda görülen davada Çiçek'İn savunması tamamlandı.

Aralarında Anadolu Ajansının (AA) da yer aldığı bazı medya kuruluşlarının hakkındaki haberlerine tepki gösteren Çiçek, savunmasının ardından çapraz sorguya alındı.

Mahkeme Başkanı Giray, Çiçek'e, "Savcılık ifadende sanık Ahmet Özçetin'in seni Akıncı Üssü'ne cuma akşamı 20.30'da sosyal etkinlik için davet ettiğini, gittiğinde Ahmet Özçetin ile bir-iki şahıs daha olduğunu söylemişsin. Sulh ceza hakimliğinde randevuyu kimden aldığınız sorulmuş, 'Velimiz Albay Ahmet Özçetin.' demişsin. 'Telefonla mı aradı?' diye sorulmuş, 'Yok. Daha önce okuldaki arkadaşlar görüşüyorlar.' şeklinde beyanda bulunmuşsun. Duruşmalarda Özçetin'in Yıldız'daki okula geldiğini, orada yüz yüze görüştüğünüzü beyan ettiniz. Hangisi doğru?" sorusunu yöneltti.

Çiçek, Özçetin'in Yıldız'a geldiğini ve yüz yüze görüşmede davette bulunduğunu öne sürerek, "Telefon görüşmesi yok çünkü telefon numarası yok. Benim de telefonum onda yok." dedi.

Akıncı Üssü'ne taksiyle gittiğini ve burada kendisini Özçetin'in aldığını söyleyen Çiçek'e, Başkan Giray, "Ahmet Özçetin'in numarası sizde yok. Sizi nasıl aldı?" sorusunu yöneltti. Bunun üzerine Çiçek, "19.30-20.00'de orada oldum. 5-10 dakika dolaştıktan sonra geldi, beni aldı. Herhangi bir haberleşme olmadı. Zaten aksilik olursa nizamiyeye gidip ismini söyleyip içeri alınabileceğimi söyledi." diye konuştu.

"15 YIL ÖNCE KİMSEDE TELEFON YOKTU"

Mahkeme Başkanı Selfet Giray, iddianamede, 16 Temmuz'da yakalandığı sırada üzerinde bulunan cep telefonunun fabrika ayarlarına döndüğüne yer verildiğini hatırlattı.

Çiçek, telefonunun, kızının iPad'ine indirdiği oyun programları yüzünden çöktüğünü, özel program yüklemediğini, çocuğunun indirdiği programların kendi telefonuna da yüklendiğini öne sürdü ve telefonunun fabrika ayarlarına döndüğünü iddia etti.

Giray'ın yönelttiği sorular ve Çiçek'in yanıtları şöyle oldu:

Giray: Savunmanızda ticari faaliyetlerinizden bahsettiniz. Birçok alanda şirketleriniz var. Uzun yıllardır aynı telefonu kullanıyorsunuz. Telefonunuzun çöktüğünü söylemişsiniz. Bu ne zaman oldu?

Çiçek: Bir hafta-10 gün

Giray: Çok yoğun bir insan olduğunuzu anlattınız, yüzlerce işçiniz var, ticari faaliyetiniz var, 10 gün telefonsuz mu kaldınız?

Çiçek: Bir hafta-10 gün, doğrudur efendim.

Giray: Hiç kimseyle irtibat kurmuyorsunuz...

Çiçek: Eşim, çocuklarım yanımda. Bayramı beraber geçirdik. Hepsinin telefonu var.

Giray: Faaliyetiniz çok yoğun ya, size biri mutlaka ulaşmak ister. Bir başka telefon almayı ya da hat almayı düşünmediniz mi?

Çiçek: Hayır. Cumartesi günü de telefonu kurulum yaptırmak için kendime göre plan yaptım. Telefonun kapalı olmasının başka sebebi yoktur.

Giray: Bu süre size uzun değil mi? Bu kadar yoğun insansınız.

Çiçek: 27 yıldır ticaret yapıyorum, 15 yıl önce kimsede telefon yoktu. Telefon olmadığı zaman hayat durmuş muydu?

Giray: Aksama olmadı yani.

Çiçek: Herhangi bir aksama yok. Okulda yanımda müdürüm, çalışanlarım var, gerekirse oradan ulaşabilirler. Olsaydı zaten 155-156 ilk arayacağım yerlerdi.

Giray: Bu telefon fabrika ayarlarına döndürüldüğü için bilirkişiler telefon içinde çalışma yapamamış. SIM kartta da herhangi bir kayda rastlanmamış yani, 27 yıllık, 15 yıllık, neyse telefon bilgilerinin tümü silinip gitmiş mi?

Çiçek: Silinip gitmez. Turkcell'de hepsinin yedeği var. Bunu defalarca yaptım.

Giray: Bir hafta size sıkıntı yaratmadı yani.

Çiçek: Yaratmadı.

"AHMET ÖZÇETİN'İN MİSAFİRİYİM"

Başkan Giray, "13 Temmuz'da Ankara'ya geldiniz, kardeşiniz Gökhan Çiçek'in evinde kaldınız. Sanık Ahmet Özçetin ile onun evinde mi karşılaştınız?" diye sordu.

Çiçek, Özçetin ile iki gün önce karşılaştığını hatırladığını ifade ederek, "Herhangi bir problem olursa Ahmet Özçetin ismiyle nizamiyeden girebileceğim için de rahattım." dedi.

Başkan Giray, "Zaten öyleymiş. Nizamiyede nöbetçiler oluşturulduğunda ya 'Yurtta Sulh' parolasını söyleyenler ya da 'Ahmet Özçetin'in misafiriyim.' diyenler alınmış." dedi, ardından, "İçeri girdiniz. Cumhurbaşkanı'nın konuşması saat 00.00. Ondan sonra vatandaşların meydanlara inmesi söz konusu yani 3,5 saatlik süreç var. Ondan sonra nizamiyenin dışı kalabalıklaşmış olabilir. Niye çıkamadınız?" sorusunu yöneltti.

Çiçek, soru üzerine şunları söyledi:

"Özçetin benim yanımdan ayrıldıktan sonra, saat 21.00 civarında kendisinin gelmediğini görünce nizamiyeye, tekrar sosyal faaliyetin olup olmayacağını öğrenmek için giderken hareketliliğin başladığı an o an. Nizamiye kapısına ben ulaşamadım. Yürüyerek geldiğimi gören askerler, 'Herkes evine gitsin, terör saldırısı var. Giriş çıkış yasak.' diye bağırıyorlardı. Lojmana geçtim, 'Bir-iki saat daha bekleyip çıkarım' diye düşünüyordum. O saatten sonra kapıdaki hareketlenmeyi gördüm. Uçak, helikopter sesleri başlamış. Orada kendimi gece yarısına kadar gizledim. Ahmet Özçetin'e herhangi bir şekilde ulaşamadım."

Lojman bölgesinde biraz dolaştığını söyleyen Çiçek, "Hiçbir asker, 'Ne geziyorsun lojman bölgesinde?' diye sormadı mı?" sorusuna, "Oralarda asker yoktu." karşılığını verdi.

Çiçek, ağaçların, çalıların arkasında oturarak gece yarısına kadar beklediğini öne sürdü.

Giray'ın, Bank Asya hesaplarına ilişkin sorusuna ise Çiçek, "Bank Asya'da hesaplarım var ama ticari bir çalışmam, kredi kullanmam yok. Restoranımın yanı Bank Asya şubesiydi." yanıtını verdi. Çiçek, bazı şubelerdeki hesaplarının iş yerlerinin müdürlerince açılmış olabileceğini iddia etti.

Başkan Giray, "Değişik tarihlerde 5-6 tane hesap açılmış, kapatılmış." dedikten sonra, "Sanık Ahmet Özçetin sizi tanımadığını, Akıncı Üssü'ne davet etmediğini söylemiş." ifadelerini kullandı.

Çiçek, bunun üzerine, "Hakkında bu salonda en fazla yalan haber yapılmış insanım. Bir akrabamın da şu anda beni tanımamasını normal karşılarım. Afaroz edilmiş bir insanım. Bu adam neye göre bunu söylediyse cevabını versin. İddianameden okuduğum kadarıyla birçok şeyi zaten kabul etmiyor." diye konuştu.

Giray, iddianamede ifadesine yer verilen "Hasan Polat" adlı kişinin, "1994'ten sonra, 'murakıp' dediğimiz, 3-5 subaydan sorumlu kişiler, esnaflık yapmaya başladılar. Cemaatin sermayesiyle kurulan bu işler paravan olarak bugüne kadar devam etti. 'Hakan Çiçek' isimli şahıs da murakıp görevine devam etmektedir." dediğine işaret etti. Ayrıca, Giray, FETÖ/PDY yöneticisi birçok isimle temasının olduğunu anımsatarak, Çiçek'e, "Bu tesadüf müdür?" sorusunu yöneltti.

Çiçek, şunları kaydetti:

"FETÖ/PDY yöneticisi bin tane midir? Ben 11'iyle temas kurmuşum. Hasan Polat, bu adam 2002'de cemaatten koptuğunu ifade ediyor. 17-25 Aralık'ta olan darbeye kadar bu adamın hiçbir beyanı yok. Sonrasında Temmuz'da darbe olmuş, bu adamın yine beyanı yok. Oradaki sayıya göre yüzlerce, isimleriyle tespit ettiği darbeye karışmış insan yetiştirdiğini bizzat söylüyor. 30 Temmuz'da bir yerde basılmış ve 'İtirafçı olacağım.' diyor. 'Yönetici' dediğiniz isimlerin benden alışveriş yapmış olması, tesadüfse tesadüftür. Bir referansla, 'Bundan alışveriş yapın.' diye yapılmış bir şey değildir."

"BENDEN KURMAY ABİSİ OLAMAZ"

Hakan Çiçek, İlkay Ateş'in, "kurmay subayların ağabeyi olduğu" yönündeki ifadesinin sorulması üzerine, bu kişiyi toplam bir veya iki kez gördüğünü, hakkındaki suçlamayı kabul etmediğini söyledi. Çiçek, "Benden kurmay abisi olmaz. Benden kurmay değil, hiçbir şeyin abisi olmaz. Ben Gökhan Çiçek'in öz abisiyim. Onun haricinde bir abilik yaftasıyla hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum." dedi.

Çiçek, örgüt mensuplarıyla irtibatları hatırlatılıp, "Bunlarla bu kadar yolunuzun çakışması konusunda ne diyorsunuz?" diye sorulması üzerine, savcılığın uzun bir süreci ele aldığını, 20-30 yıl gibi bir zaman diliminde bu tür irtibatların makul karşılanabileceğini öne sürdü.

FETÖ ile 17-25 Aralık sürecinden önce de bundan sonra da hiçbir bağlantısının bulunmadığını savunan Çiçek, "Adamların gazetesini bile okumamışım, yanlı, yanlış olduğunu düşündüğüm için. Çocuklarımı bunların okulunda okutmamışım. Benim anlattıklarım doğrularımdır. Darbeyle bağlantımın olmadığını ifade ettim." şeklinde konuştu.

Müşteki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vekili avukat Hüseyin Aydın'ın, 15 Temmuz'dan 2 gün önce İstanbul'dan Ankara'ya gelmesinin nedenini sorması üzerine Çiçek, yeni açacağı okulun ruhsat işlemlerini çözmek için Ankara'ya geldiğini, bunun darbeyle ilişkilendirilecek bir sebebi bulunmadığını iddia etti.

Aydın'ın, "Akıncı Üssü'ne sanıklardan eski Albay Ahmet Özçetin'in daveti üzerine sosyal etkinliğe katılmak üzere okul tanıtımı için gittim." savunmasını hatırlatarak, askeri birlikte okul tanıtımı veya ticari bir faaliyetin mümkün olup olmadığını sorduğu Çiçek, daha önce de okulunda görevli pazarlama ekibinin askeri birliklerin lojmanlarına okul tanıtımı için gittiğini, Akıncı Üssü'ndeki etkinliğin akşam saatlerine denk gelmesi nedeniyle üsse bizzat gitmeyi tercih ettiğini savundu.

Çiçek, "2 gün önce ayaküstü kendisini albay olarak tanıtan bir kişinin daveti üzerine Akıncı Üssü'ne gittiniz. Bu, hayatın olağan akışına uygun mu?" sorusu üzerine batmak üzere olan bir okulu devralıp bin 600 öğrenci kazandırdığını belirterek, "Ben daha önce de velilerin yanına resmi kurumlara gittim. Çalışanlarımız da bunu defalarca yapmıştır. Bizzat gitmemin sebebi yüz yüze tanıştığımız için rahat bir şekilde gider, akşam okulumu tanıtır gelirim diye düşündüm." dedi.

"ÜS BÖLGESİNİ GÖRMEDİM"

"Akıncı köyü sizin bulunduğunuzu öne sürdüğünüz lojman bölgesinden uzakta ama 143. Filo'ya yakın bir yerde. Dolayısıyla lojman bölgesinden kaçsaydınız TUSAŞ ve TAİ tarafına, otobana doğru gitmeniz gerekirdi fakat siz tam ters bir yerde, filo bölgesine yakın bir noktada Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile yakalandınız. Bu, mümkün mü?" sorusuna karşılık Çiçek, Akıncı Üssü'nde lojman bölgesinde bulunduğu, filoların olduğu kısma geçmediği yönündeki iddiasını tekrarladı.

16 Temmuz günü sabah saatlerinde tellerin kenarından yürüyüp uygun bir yerden çıktıktan sonra uzakta gördüğü köye doğru yardım almak amacıyla yürüdüğünü savunan Çiçek, "Üs bölgesini hiçbir şekilde görmedim. Yürüdüğüm yol 2,5 saatlik bir yer. Ben orada gizli saklı bir adam değilim. Beni orada gören biri varsa çıksın, şahitlik yapsın. Ben orada bulunmadım." diye konuştu.

Davet edildiği sosyal etkinliğe gelen başka bir sivil görüp görmediği sorulan Hakan Çiçek, başka bir sivil görmediğini ifade etti. Çiçek, soru üzerine istihbarata karşı koyma eğitimi almadığını savundu.

Hakan Çiçek, kendisine 6 milyon 700 bin dolar para gönderen Muaz Güngören'i, emlak alışverişi sırasında tanıdığını iddia etti. Bu kişinin babasının "FETÖ imamı", kendisinin de FETÖ'cü olduğunun söylenmesi üzerine Çiçek, bu konuda bilgisi olmadığını, söz konusu paranın da FETÖ ile ilgisinin bulunmadığını öne sürdü.

Çapraz sorgu sırasında sanıklar ile izleyiciler arasında gerginlik çıkması üzerine mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi ve salonun boşaltılmasını istedi.

Kolluk güçleri, Mahkeme Başkanı'nın talimatıyla salonu boşalttı.