CHP'ye sert tepki! Yürüdüler olmadı, oturdular yine olmadı

MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP'nin eylemlerine yönelik sert açıklamalarda bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim'den sonra sırasıyla gelecek uyum yasaları hususunda sorumlu, uzlaşmacı ve duyarlı tavırlarını muhafaza edip, gereğini yapacaklarını bildirdi.

Bahçeli, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 "Umut ve huzur"un insanlığın aradığı, hasretle beklediği iki tılsımlı kelime olduğunu belirten Bahçeli, "Türkiye'ye bakıyorum, içim acıyor. Geleceği düşünüyorum, keyfim kaçıyor ama umutsuzluğun yenileceği, huzursuzluğun geçileceği inancındayım. Cenap Şehabettin diyor ki, 'umutsuz yürek petrolsüz lambaya benzer, hiçbir şeyle aydınlatılamaz'. Diyorum ki 'aydınlatacağız, ayağa kalkacağız." ifadelerini kullandı.

İnsanların hastalandığında tedavi edilince düzeldiğini, toplum ve devlet hastalandığında ise tedavisi yapılmazsa dengenin bozulup, hüsran bulutlarının çöreklendiği değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, "Dikkat ediyor musunuz, kavga sıradanlaştı, kutuplaşma sertleşti, birbirimizden kopuyoruz, birbirimizi boğazlıyoruz. Ne kadar da yanlış. Üzerimize çığ gibi düşen doğal afetler bir yönüyle manevi ikaz sayılmayacak mıdır? Dünyadan silinip giden toplumları asla unutmayın." paylaşımını yaptı.

 "DİZİLER ÖFKE SAÇIYOR"

Trafik ve iş yerlerinde yaşanan sorunlara da dikkati çeken Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:

"Diziler öfke saçıyor, herkes adeta felakete hizmet ediyor. Halbuki kardeşçe yaşamak dururken, kan davası imal etmek ne kadar da cahilliktir. Barış varken, savaş cinayet değil midir? Türkiye’nin toparlanmaya, normalleşmeye, dengeli bir kalkışa ihtiyacı vardır. Bu acildir, ertelenmesinin mahzur ve maliyeti çok yüksektir. Birbirimize el uzatırsak, kaosa düşmemizi bekleyen eller sel olup gidecektir. Dayanışmamızı canlı tutarsak, aramıza nifak giremeyecektir. Anlaşmak, konuşmak, kucaklaşmak, milli ve yerli duruş sergilemek herkes için mecburiyettir. Çünkü tehdit bıçak gibi keskin, ayaz gibi sessizdir. Vatanı kaybedemeyiz, milleti heder edemeyiz, ülkeyi kanlı ve kederli bir yıkıma asla sokamayız. Bir olmalıyız, birlik içinde kalmalıyız. Dilimiz nezakete, davranışımız güzellik ve iyiliğe, davamız ise büyük Türk milletinin saadet ve selametine hizmet etmelidir. Gerisi ise boştur."

Devlet Bahçeli, Namık Kemal'in "yüksel ki bunun fevki vardır, insanlığın ayrı bir zevki vardır" sözünü de hatırlatarak, milli olmanın doyumsuz lezzetinden taviz veremeyeceklerini belirtti.

Batmış bir geminin yüzemeyeceğini ifade eden Bahçeli, çabalarının geminin batmaması, gayretlerinin ise "gemlenemeyen nefsani arzu ve hırsların" söndürülmesi için olduğunu söyledi.

İÇTÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ

Paylaşımında, TBMM'de İçtüzük değişikliğinin gerçekleştiğine de değinen Bahçeli, "Memnuniyetle hayırlı olsun diyorum. İnanıyorum ki, TBMM artık daha etkin, daha verimli, daha sükunet ve sağduyulu bir ortamda çalışmalarını sürdürecektir. 1 Ekim’den sonra sırasıyla gelecek uyum yasaları hususunda sorumlu, uzlaşmacı ve duyarlı tavrımızı muhafaza edip gereğini yapacağız. TBMM'nin tatile girmesi dolayısıyla tüm milletvekili arkadaşlarımızın seçim bölgelerinde yapacağı çalışmalarda üstün başarılar diliyorum." değerlendirmesinde bulundu.

"YÜRÜDÜLER OLMADI, OTURDULAR YİNE OLMADI"

CHP'nin TBMM Genel Kurulunu terk etmeme eylemine de atıfta bulunan Bahçeli, şunları kaydetti:

 "Şunu da özellikle vurgulamak istiyorum ki, TBMM bir eylem alanı, şov mekanı, tiyatro sahnesi değildir, olmamış ve olmayacaktır. Yürüyünce adalet bulacaklarını sananların, sabahlara kadar oturmakla söz hakkına sahip çıkacaklarını iddia etmesi gaflettir, kara mizahtır. Yürüdüler olmadı, oturdular yine olmadı. Bundan sonra farklı bir eylem tarzını tedavüle çıkarırlarsa artık kimse şaşırmaz, şaşkınlık yaşamaz."

Yusuf Has Hacib'in "Akıl gerek seçmeye kişiyi; bilgi gerek yapmaya işini." sözünün herkese ders olması gerektiğini aktaran Bahçeli, "Yoksa akıl, bilgi; gir ağla, çık ağla. Kuş kanadıyla, yiğit namıyla, insan şanıyla, irade kalıcılığıyla, millet ruh ve duruşuyla, siyasetçi de milli ahlakıyla anlamlı ve özeldir.
Ucuz insan dedikodu yapar, büyük adam ülkülerinin sancağını tutar. Siyasi dedikoduyla kriz umanların hevesleri de kursaklarında kalacaktır."