Bu anayasa değişikliğine hayır diyenler hain değildir
Bu anayasa değişikliğine hayır diyenler, terörist değildir, hayır diyenler, hain değildir. Ancak hayır demek, bu anayasa değişikliğini engellemeye çalışan bütün çevrelere hizmet olacaktır.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, anayasa değişikliğine karşı çıkanların PKK, FETÖ ve Avrupa’ya bakmasını isteyerek, “Bu anayasa değişikliğine hayır diyenler, terörist değildir, hayır diyenler, hain değildir. Ancak hayır demek, bu anayasa değişikliğini engellemeye çalışan bütün çevrelere hizmet olacaktır.” dedi.
Adıyaman Dernekleri Federasyonu (ADIFED) tarafından düzenlenen "Adıyamanlılar Buluşması", Sultangazi Belediyesi Sahra Sultan Düğün Salonu'nda gerçekleştirildi. Programa, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydın, AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner, Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, ADIFED Başkanı Abdurrahman Dursun, Adıyamanlılar Vakfı Başkanı Ramazan Aksoy ve vatandaşlar katıldı.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, halk oylaması sürecinin kampanya yıldızının Adıyaman şehri olduğunu belirterek, “Cumhurbaşkanımız, Bakanlar Kurulu’nda Adıyaman’dan büyük bir övgüyle bahsederek, en muhteşem şehir olduğunu söyledi. Ayrıca biz bakanlara, Adıyamanlıların bir dediğini iki etmeyin diye tembihledi.” diye konuştu.
Kaynak, halk oylamasına sunulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, krizleri engelleyen bir sistem olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Bu sistem, uzlaşmayı zorlayan bir sistemdir. Bu sistem, kim Cumhurbaşkanı olacaksa, madem ki halkımız yüzde 50’nin üzerinde bir oyla seçiyor; o yüzden milletimizin ortak değerlerine sahip olacaktır, milletimizin değerlerine saygılı olacaktır. Başı açık ya da kapalı, sakallı-sakalsız, kadın-erkek, kimsenin bir ayrımcılığa tabi tutulmasına izin vermeyecektir. Bu sistem, çatışmayı önler, uzlaşmayı gerektirir. 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, CHP ile MHP nasıl bir aday üzerinde uzlaştı, hatırlayınız.”
“KILIÇDAROĞLU, TÜRKİYE'NİN EZELİ DÜŞMANLARINA BAKMALIDIR”
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Başbakan Yardımcısı Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kılıçdaroğlu’nun okuma-yazma bildiğini zannediyorum ama okuduğunu doğru anlıyor mu, emin değilim. Bizim sistemimiz, cumhurbaşkanına ne meclisi fesh yetkisi veriyor, ne de kimsenin malına el koyma yetkisi veriyor. Halk oylamasına sunulan değişikliğin tamamı 18 madde. Ben tamamını elimdeki küçük bir kağıda sığdırdım ama Kılıçdaroğlu, okumaktan acizse ya da okuduğunu anlamaktan acizse, Türkiye’nin ezeli düşmanlarına bakmalıdır. Kılıçdaroğlu ve bu sisteme karşı çıkanlar, 34 yıldır ülkemizde kan döken terör örgütü PKK’nın karargahı Kandil’e bakmalılar. 15 Temmuz hain darbe girişimini gerçekleştiren ve 249 vatandaşımızı şehit eden, 2 bin 191 gazimizin canına kast eden, meclisimizi bombalayan FETÖ’nün, Pensilvanya’daki sapkın liderine bakmalılar. Avrupa’da yeniden baş gösteren faşist uygulamalara bakmalılar. Bu anayasa değişikliğine hayır diyenler terörist değildir, hayır diyenler hain değildir. Ancak hayır demek, bu anayasa değişikliğini engellemeye çalışan bütün çevrelere hizmet olacaktır.”
“AVRUPA, HAÇLI ZİHNİYETİNİ VE İTTİFAKINI HER AN ENSEMİZDE HİSSETTİRİYORDU”
TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydın ise yeni sistemde, yasamanın da yürütmenin de kendi görevini yapacağını ve güçlü etkili olacaklarını dile getirdi.
Avrupa’da son dönemde artan yabancı düşmanlığı ve Türkiye karşıtlığına dikkati çeken Aydın, şunları kaydetti:
“16 Nisan’ın ne kadar büyük bir anlam ifade ettiğini, Türkiye karşıtları bizden çok daha iyi biliyor. Onun için bütün demokratik değerleri bir tarafa atarak, bugüne kadar oluşturmuş oldukları tüm evrensel değerleri bir tarafa bırakarak, tüm bunları bir gecede heba ettiler, ayaklar altına aldılar. Demokrasinin aslında sadece kendileri için bir anlam ifade ettiğini, bir kez daha gördük. Zaman zaman bunları yaşıyorduk. Avrupa, haçlı zihniyetini ve ittifakını, her an ensemizde hissettiriyordu. Yok öyle eski Türkiye, artık yeni güçlü Türkiye var. Artık Recep Tayyip Erdoğan ve onu seven Türkiye var. Aslında ülkemiz açısından olmak ya da olmamak süreci olduğunu, çok iyi görmeliyiz. Her 10 yılda bir darbelerin yapıldığı, krizlerin olduğu, 3 aylık krizlerin olduğu eski Türkiye diyeceğiz ya da 'yeni Türkiye' diyeceğiz.”