BM'den kritik Suriye uyarısı
BM, Madaya, Zabadani, Fua ve Kefraya'ya acil yardım yapılamaması durumunda sivillerin açlık tehlikesiyle karşılacaklarını duyurdu.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın özel danışmanı Jan Egeland, Suriye'de kuşatma altında bulunan Şam kırsalındaki Madaya ve Zabadani ile İdlip kırsalındaki Fua ve Kefraya'yadaki sivillerin "çok kısa zamanda" açlık tehlikesiyle karşılacakları uyarısında bulundu.
Uluslararası Suriye Destek Grubunun İnsani Erişim Çalışma Grubu toplantısı İsviçre'nin Cenevre kentinde gerçekleştirildi.
Toplantının ardından BM Cenevre Ofisi'nde basın toplantısı düzenleyen Egeland, geçen aralık ve bu yılın ilk ayının Suriye'de insani yardımlar açısından "en kötü dönem" olduğunu belirterek, "Bu yıl, 600 bin kişinin yaşadığı kuşatma altındaki 13 bölgenin hiçbirine karadan konvoylarla ulaşamadık." dedi.
Egeland, Madaya ve Kefraya'da son birkaç günde sağlık sorunları yaşayan ve tahliye edilmeyen 5 sivilin yaşamını yitirdiğini, bölgede aynı durumdaki 80 kişinin acilen tahliye edilmesi gerektiğini vurguladı.
İsviçre'nin Cenevre kentinde 23 Şubat'ta başlaması planlanan Suriye konulu müzakerelerden umutlu olduğunu dile getiren Egeland, "Şuna inanıyor ve umuyoruz ki (Suriye'deki) bu durum artık değişmek zorunda, değişebilir de." ifadesini kullandı.
Egeland, temel insani yardımların ulaşmaması durumunda Fua, Kefraya, Madaya ve Zabadani'deki halkın çok kısa zamanda açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklarının altını çizerek, bölgedeki sivillerin yaşam ve ölüm arasında bir noktada olduklarına dikkat çekti.
Şam yakınlarındaki Doğu Guta bölgesinde de durumun farklı olmadığını belirten Egeland, buradaki sivillerin geleceğine yönelik büyük endişe duyduklarını kaydetti.
"KUŞATMA ORTAÇAĞ'A MAHSUSTUR"
Öte yandan Egeland, Humus'un "Vaer" bölgesine yarın itibarayla insani yardım malzemeleri taşıyan BM konvoyunun hareket etmesini beklediklerini belirtti.
Bir soru üzerine de Egeland, kuşatmayla sivil halkın bir köşeye sıkıştırılmak suretiyle temel insani yardımlardan mahrum bırakılmasıyla tıbbi tahliyeler de dahil sivillerin serbest dolaşım haklarının ellerinden alınmasını da sert dille eleştirerek, "Bu uluslararası hukukta suçtur, savaş suçudur. Kuşatma Ortaçağ'a mahsustur, 2017'ye değil" ifadelerini kullandı.