Başkan Erdoğan: "İşgalciler Kudüs'ün kandillerini söndüremeyecek"
34’üncü İSEDAK Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müslüman ülkelere kritik bir çağrıda bulunarak "Yerli ve milli paramızı kullanmaktan başka çıkış yolu yok. Aksi takdirde döviz kuru altında ezileceğiz. " dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İSEDAK Toplantısı'nda çok önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı sonrası dizayn çalışmalarının devam ettiğini belirterek, "Filistin'den Suriye'ye Yemen'e kadar yaşanan olayların arkasında büyük savaşın ardından yapılan dizayn vardır. Bugün milyonlar aç, açık yaşıyorsa, bunun sorumlusunu farklı yerlerde aramaya gerek yok. Sorumlusu biziz, yani Müslümanlar," dedi. Erdoğan, İSEDAK'a yerli para ile ticaret çağrısında bulunarak, "İSEDAK'a üye ülkeler olarak ticaretimizi ne kadar çok artırırsak o kadar güçlü oluruz. Yerli ve milli paramızı kullanmaktan başka çaremiz yok. Aksi takdirde döviz kuru altında ezilmeye devam edeceğiz" dedi
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
Dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimize gözü ve gönlü bize yönelmiş kardeşlerime en derin muhabbetlerimi gönderiyorum. Filistinliler davalarına sahip çıktıkça kimse Filistin'i yok edemeyecektir. Hiçbir zulüm, hiçbir baskı Filistinlilerin gönlündeki hürriyet ateşini söndürmeye yetmeyecektir.Bütün savaşlara son vereceği söyleyen, ancak bir çok kanlı savaşa kapı aralayan birinci dünya savaşının gelişmelerini yakından izliyoruz. Birinci Dünya Savaşı'nın sonuçları ile doğrudan ilişkili problemlere çözüm üretebilmemiz sorunun kaynağını iyi analiz etmekle mümkündür. Tarih bizler için olmuş, bitmiş olaylar bütünü değil. Kuvvet, cesaret ile ibret aldığımız bir durumdur. Acı, tatlı her vaka biz Müslümanlar için üzerinde iyi düşünülmesi gereken olaylar silsilesidir.
"BUNUN SORUMLUSU BİZİZ, YANİ MÜSLÜMANLAR"
Şu gerçek kendini alenen göstermekterdir. 100 sene önce sona erse de savaşın bıraktığı enkaz coğrafyamızdan hala kaldırılamamıştır. Emperyalist heveslerle savaşı Ortadoğu'ya taşıyanlar huzur içinde yaşarken, biz bunun bedelini ödüyoruz. Onlar farklı dayanışmalarla birlikteliklerini perçinlerken biz hala parçalanıp, bölünüyoruz. Filistin'den Suriye'ye Yemen'e kadar yaşanan olayların arkasında büyük savaşın ardından yapılan dizayn vardır. Bugün milyonlar aç, açık yaşıyorsa, bunun sorumlusunu farklı yerlerde aramaya gerek yok. Sorumlusu biziz, yani Müslümanlar.
"BİZİM DİNİMİZDE ASLA YERİ YOKTUR"
1948'i, 2018'in Filistin'i. 1948'in İsrail'i, 2018'in İsrail'i. Tam tersi. Buralara nasıl geldik? Birinci Dünya Savaşı ile birlikte Batılı ülkeler kendilerini kemiren hastalıklı durumları Ortadoğu'ya sevk etmişlerdir.Müslümanlar olarak yapmamız gereken nedir? Maziden, tarihten ilham alarak, aydınlık geleceği gerçekleştirmeliyiz. Gönüllerimize yeni hudutlar, yeni duvarlar örmemeliyiz. Bizi birbirimize kırdıranların oyunlarına gelmemeliyiz. Birinci Dünya Savaşı sonrası bize zerk edilen hastalıkların başında ırkçılık ve mezhepçilik geliyor. Kişinin meşrebini dininin önüne koyması hatta mezhebini dinleştirmesinin İslam'da asla yeri yoktur. Bizim inancımıza göre aynı kıbleye yönelen, aynı ilaha, aynı peygambere, aynı mukaddes kitaba inanan herkes bizim din kardeşimizdir.
"HİÇBİR ZAMAN BİZİM HAYRIMIZA ÇALIŞMAYACAKLAR"
Toplu vuran yüreklerin önünde kimse duramaz. Kardeş hukukunu gözetirsek hiçbir sorunumuz aşılmaz değildir. Çözümü başka yerlerde değil, bu topluluğun içinde arayacağız. Çözümü öncelikle kardeşlerimizden bekleyeceğiz. İçimizi yakan pek çok hadisede yabancı devletlerden medet ummanın faydasızlığını gördük. Kapısını çaldığımız uluslararası kuruluşlar bizi hayal kırıklığına uğratmadı mı? Bİz onlardan daha ne bekliyoruz. Onlar bizim hayrımıza hiçbir zaman çalışmayacaklar.
"KİMSE KİMSEYİ ALDATMASIN"
BM, bir ülkenin 2 dudağı arasında. Kutuplardaki balinaların sayılarını düşündükleri kadar, Somalili çocukları düşünmediklerini gördüm. İşte Akdeniz'de, Ege'de göç esnasında ölenler ile ilgili bir dertleri var mı? Paranın, elmasın dışında değer verdikleri pek az şey olduğunu biliyoruz. BM'nin ne kadar üyesi varsa, bunların dönerli olarak 20'şerli olacaksa 20'şerli; hepsinin daimi üye olma hakkı tanınmalıdır. 5 daimi, 15 geçici üyeyle kusura bakmayın kimse kimseyi aldatmasın. Kaldır elini indir elini... Yaptıkları iş bu. Her şey 5 üye, hatta hatta onun içindeki bir ülkenin arasında.Değişmedikçe, reforme edilmedikçe bu böyle olacak. BM sisteminin reforme edilmesi şart. Artık bizim mevcut uluslararası yapının acziyetini, çaresizliklerini dikkate alarak kapsamlı bir politika belirlemeliyiz
"KRİZİ BAŞKALARI DEĞİL BİZ YOLUNA KOYACAĞIZ"
Suriye'deki krizi başkaları değil, biz hal yoluna koyacağız. Vatandaşlarımızın Kudüs'ü ziyaretlerini teşvik ederek, işgalcilerin Kudüs'ün ateşini söndürmesine önce biz engel olacağız. İslam'ın kadim şehirlerinin yok edilmesine önce biz itiraz edeceğiz. Proje örgütlerle geleceğimizin karartılmasına biz hayır diyeceğiz. Savaşın ve zulmün yerlerinden ettiği Suriyelilere önce biz sahip çıkacağız.
"BAŞKA ÇIKIŞ YOLU YOK"
FETÖ, PKK, Boko Haram gibi örgütlerle geleceğimizin karartılmasına önce biz hayır diyeceğiz. Savaşın yerlerinden ettiği Suriyeli sığınmacılara biz sahip çıkacağız. Yargısız infazlara, vahşi cinayetlere biz itiraz edeceğiz. Dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın adaletsizliğe önce biz sesimizi yükselteceğiz. Komşuluk hukukumuzu önce biz gözeteceğiz. Kardeşliğimizin zedelenmesine, etnik, mezhebi fay hatları üzerinden kan dökülmesine önce biz müsaade etmeyeceğiz.
Yerli ve milli paramızı kullanmaktan başka çıkış yolu yok. Aksi takdirde döviz kuru altında ezileceğiz. ABD yönetiminin gümrük vergilerini yükseltmesi dünya ticaretinde korumacı eğilimleri artırdı. Gümrüklerimizdeki altyapıları modernleştirmemiz, gümrük işlemlerini basitleştirmemiz lazım."