Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: Başika’ya saldırı Ankara’ya saldırıdır

Musul’da devam eden operasyonun, Türkiye’nin devlet olarak ortaya koyduğu ana çizgilerde sürdüğünü söyleyen Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş,“ Başika’ya bir saldırı olursa bunun Ankara’ya bir saldırıdan hiçbir farkı yoktur” uyarısında bulundu.

Gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle biraraya gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gündemi değerlendirdi ve soruları cevapladı:

Başkanlık sistemi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin gündeme getirmesiyle bir kez daha sıcak gündemin içerisine girdi. Bu konu önümüzdeki günlerde tartışılır. Bir metin meclise gittiğinde buradan rahatlıkla 330'un çok üzerinde bir sonucun çıkacağını görüyorum.

BAŞKANLIKLA ZOR DÖNEMLER AŞILIR

Öyle görünüyor ki önümüzde çok daha sıcak, çok daha zor dönemler var. Bu dönemlerde Türkiye'nin hakikaten etkin, çabuk ve hızlı karar alan, iyi kontrol edilmiş mekanizmalara sahip bir başkanlık sisteminin Türkiye'nin bundan sonraki işlerini kolaylaştıracağını, en azından bu zor süreçlerde Türkiye'ye çok daha yüksek mukavemet sahibi bir idare modeli sunacağını düşünüyoruz. Onun için ısrar ediyoruz.

'FETÖ MAĞDURLARI' TABİRİ FETÖ'YE AİT

15 Temmuz'dan sonra FETÖ ile mücadele planlanan şekliyle devam ediyor. Hiç kimseye haksızlık yapılmadan çalışmalar sürüyor. 115 bin kişi hakkında işlem yapıldı, haksızlık yapıldığı görülenler hakkında da gerekli çalışmalar yapılıyor. 'FETÖ mağdurları' tabiri bizatihi FETÖ'nün yaptığı algı operasyonunun en önemli araçlarından birisi. FETÖ mağdurları falan yok.

MUSUL KİLİT ŞEHİRLERDEN BİRİSİ

Musul'da şimdiye kadar devam eden operasyonun şekli, Türkiye'nin devlet olarak ortaya koyduğu ana çizgilere aykırı değil. Türkiye'nin oradaki tezi, DAEŞ'e karşı mücadelede Musul, kilit şehirlerden birisi. Aynı şekilde Halep. Halep ve Musul, DAEŞ ile mücadelenin bundan sonraki seyrini belirleyecek olan iki şehirdir. Bizim temel tezimiz şu, bütün bu şehirler, kendi yerel, asli unsurlarının mücadelenin esasını oluşturduğu bir şekilde kurtuluşu sağlanmalıdır.

ETNİK TEMİZLİK VURGUSU

Musul ile ilgili kırmızı çizgilerden birisi de yeni bir mezhep çatışmasının fitilini ateşleyecek gelişmelerden uzak durulmasıdır. DAEŞ bölgeden uzaklaştırılırken, oraya başka hiçbir terör örgütü ya da hiçbir silahlı grup sokulmamalıdır. Bunun çok hayati bir nokta olduğunun altını çizmek isterim.

Türk askerinin Başika'daki varlığı devam edecek. Başika'ya bir saldırı olursa bunun Ankara'ya yapılan bir saldırıdan hiçbir farkı yoktur. Bölgenin, farklı niyetlerdeki birtakım silahlı gruplar tarafından taciz edilmesine Türkiye asla müsaade etmeyecek. Suriye ve Irak'taki her gelişme, birinci dereceden Türkiye'yi ilgilendirir. Ümit ederiz ki Türkiye'yi rahatsız edecek hiçbir gelişme olmaz ve Musul bir an evvel DAEŞ'ten temizlenir.

ALGI OPERASYONU

“AK Parti'nin içerisinde FETÖ'cüler cirit atıyor ve bunların temizlenmesi gerekiyor” gibi bir algının doğru olmadığını belirten Kurtulmuş, “Bu, 15 Temmuz sonrasındaki FETÖ algı operasyonlarının bir parçası. AK Parti bütün teşkilatıyla, hükümetiyle FETÖ'yle mücadelede ediyor. Söz konusu algı bu mücadeleyi bozmak anlamına gelir... FETÖ ile mücadelede medyanın da desteğine ihtiyaç var. Hem kamuoyuna FETÖ gerçeğinin ne olduğunu anlatmak bakımından hem Türkiye Cumhuriyeti devletinin, hükümetinin milletin karşı karşıya kaldığı bu büyük saldırının mahiyetinin iyi anlaşılması bakımından burada bir sürekliliğe ihtiyacımız var. Medyanın da bu anlamda mücadeleye katkı sağlaması, Türkiye'nin milli menfaatlerine uygun olacaktır” dedi. Kurtulmuş, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesine ilişkin ABD ile yaşanan sürecin de Türkiye açısından müspet bir şekilde geliştiğini söyledi.