"Başardık" diyen Obama'nın karnesi başarısızlıklarla dolu

10 Ocak'taki veda konuşmasında 8 yıllık başkanlık döneminin "başarılı olduğunu" savunan Obama, başta Suriye ve Ortadoğu politikası olmak üzere birçok alanda "zayıf" ve "kırılgan" bir performans gösterdi.

ABD Başkanı Barack Obama, 20 Ocak'ta görevini yeni başkan seçilen Donald Trump'a devretmeye hazırlanırken, önceki gün Chicago'da yaptığı veda konuşmasındaki "başarılı oldum" iddiası birçok alandaki icraatlarıyla örtüşmedi.

Veda konuşmasında 8 yıllık başkanlık döneminin "başarılı olduğunu" savunan Obama, başta Suriye ve Ortadoğu politikası olmak üzere birçok alanda "zayıf" ve "kırılgan" bir performans gösterdi.

İran ve Küba gibi spesifik konu başlıklarında ilerlemeler kaydetmesine rağmen dünya politikasının ana meselelerindeki "pasif" ve "etkisiz" performansıyla hem ABD içinde hem de uluslararası kamuoyunda ciddi eleştiriler alan Obama, halefi Trump'a zorluklarla dolu bir miras bırakıyor.

SURİYE VE ORTADOĞU

Suriye'deki iç savaş 6. yılına girerken halen siyasi bir çözümün bulunamamış ve terör örgütü DEAŞ tehdidinin ortadan kaldırılamamış olması, Washington yönetiminin Suriye politikalarının büyük oranda iflas ettiği yorumlarına sebep oldu.

2009 yılı başında göreve başladığında gerek İslam dünyasının gerek Ortadoğu liderlerinin kendisinden çok şey beklediği Obama, Arap Baharı ile sarsılan Suriye'deki gelişmeleri, daha önceki Irak ve Afganistan tecrübelerinden de yola çıkarak mümkün olduğunca "mesafeli" takip etme yolunu seçti.

2012 yılının ağustos ayında "kimyasal silah kırmızı çizgimizdir" açıklaması yapan Obama, 2013-2014 yıllarında ülkede birçok kez kimyasal silah kullanıldığı kanıtlanmasına rağmen hiçbir somut adım atmadı veya atamadı.

TERÖRLE MÜCADELE SÖYLEMİ VE PYD'YE VERİLEN DESTEK

Ulusal güvenliğine en büyük tehdidin DEAŞ olduğunu her fırsatta dile getiren ABD yönetimi, terörle kapsamlı mücadele söylemine zıt bir şekilde terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı PYD/YPG'ye destek verdi.

Suriye'deki ılımlı muhalifleri yeteri kadar desteklemeyen Washington yönetiminin DEAŞ'la mücadele kapsamında sırtını büyük ölçüde PYD'ye dayaması, Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir gerginliğe neden oldu.

PKK'nın Suriye kolu PYD'nin silahlı birimi YPG'nin büyük ortak olduğu Suriye Demokratik Güçlerine (SDG) önemli ölçüde silah ve mühimmat desteği veren ABD, Türkiye'nin bu konudaki ulusal güvenlik hassasiyetlerine yeterince kulak vermiş gözükmüyor.

İRAN

Obama'nın başkanlık yaptığı 8 yıllık dönemde İran'la nükleer müzakere uluslararası arenada bir başarı olarak kodlansa da Tahran'ın Ortadoğu'daki hegemonyasını her geçen gün artırarak başta Irak olmak üzere Suriye, Yemen ve Lübnan'da söz sahibi olması, tüm okların Obama'ya çevrilmesine neden oldu.

Başkan Obama'nın İran politikasını şiddetle eleştiren ve İran nükleer anlaşmasına karşı çıkanların başında 20 Ocak'ta başkanlık koltuğunu Obama'dan devralacak Trump ile Kongrede çoğunluğu elinde tutan Cumhuriyetçiler geliyor. "ABD'nin Irak ve Suriye'yi İran'a teslim ettiğini" savunan Trump, "İran'ın ABD'ye bunun için teşekkür mektubu yazması gerektiğini" söylemişti.

ORTADOĞU BARIŞI

Obama, görev yaptığı iki dönem boyunca Ortadoğu barışı konusunda da iniş çıkışlar sergileyerek "zayıf" bir görüntü çizdi.

Göreve geldiğinde İsrail-Filistin sorununa iki-devletli çözüm vaat eden Obama, özellikle 2. döneminde bu vaadinin aksine adımlar atarak Temmuz 2014'te İsrail'in düzenlediği Gazze saldırılarına "kendini savunma hakkı" diyerek destek verdi.

Görev süresinin son günlerinde BM'deki İsrail karşıtı tasarıya destek veren Obama yönetiminin, bu adımıyla Ortadoğu barışına nasıl bir katkı yaptığına ilişkin tartışmalar ise devam ediyor.

GUANTANAMO'YU KAPATAMADI

Obama, 2008'deki başkanlık seçim dönemindeki en önemli vaatlerinden biri olan "Guantanamo'yu kapatma" sözünü de 8 yıllık görev süresi içinde tutmayı başaramadı. Guantanamo'daki tutukluların sayısını kademeli olarak azaltan Obama, burayı kapatamamasını Kongredeki Cumhuriyetçilere bağladı.

EKONOMİ

Ana eksenini "Yapabiliriz. Yaptık" sözleri üzerine kurduğu Chicago'daki veda konuşmasında Obama, en güçlü vurgularından birini de ekonomi ve eşitsizliklerin giderilmesi üzerine yaptı. Ancak en iddialı olduğu alandaki tabloya bakıldığında Obama'nın vasat bir performans sergilediği görüşü ağırlık kazanıyor.

Obama, genel olarak istihdam artışı, finansal düzenlemeler ve temiz enerji politikalarına yönelik taahhütlerinde başarı sağladı. Ekonomik büyüme, ticaret politikaları ve sağlık reformu açısından tartışmaya açık bir tablo çizen Obama'nın başarısız olduğu alanlar ise gelir eşitsizliğiyle mücadele, vergi reformu ve rekor seviyedeki kamu borcu olarak öne çıktı.

Veda konuşmasındaki ülkedeki farklı kesimler arasındaki adaletsizliğin azalmasıyla demokratik standartların yükseldiğini dile getiren Obama'nın döneminde, giderek kötüleşen gelir dağılımı eşitsizliğinin son 100 yılın en yüksek seviyesine çıktığı belirtildi.

"TİMSAH GÖZYAŞLARI"

ABD ve dünya basınında Obama'nın verdiği sözler içinde başardıkları ve başaramadıkları konusu tartışılıyor. Bazı medya kuruluşları, Obama'nın verdiği birçok sözü yerine getirmediğini savundu.

Siyasi yorumcu ve radyo programcısı Laura Ingraham, Fox News'e yaptığı açıklamada, veda konuşmasını yaparken duygusal anlar yaşayan Obama'yı "timsah gözyaşları" dökmekle itham etti.



Veda konuşması etkinliğinin iyi organize edildiğini ancak Obama'nın "işe yaramayan politikalarını" gizleyemediği değerlendirmesinde bulunan Ingraham, "Obama çok popüler ve bu beni şaşırtmıyor ama verimliliğimizi, canlı bir ekonomi ve pragmatik bir dış politika fikrini yerle bir etti." ifadesini kullandı.

"ABD daha mı güçlü daha mı özgür, daha mı etkili? Ekonomi 2008'a bakarak daha mı iyi?" diye soran Ingraham, birçok fırsatın kaçırıldığı düşüncesinde olduğunu anlattı.

Başkanlığının ilk döneminde birçok Amerikalının Obama'ya inandığını söyleyen Ingraham, "Obama'nın elinde ülkeyi daha iyi bir yere taşımak için büyük bir fırsat vardı ama maalesef bu fırsatı kaçırdı." dedi.

"ABD'NİN ORTADOĞU'DA KREDİBİLİTESİ DÜŞTÜ"

Financial Times gazetesinden David Gardner da Obama'nın vedasına ilişkin kaleme aldığı "Obama, Ortadoğu konusunda verdiği sözleri yerine getiremedi" başlıklı makalesinde, Başkan'ın bölgede bir travmaya neden olduğunu, bunun kolay kolay geçmeyeceğini ve birçok kişinin onu kolayca affedemeyeceğini belirtti.

Obama döneminde özellikle Ortadoğu'da ve dünya genelindeki ABD nüfuzunun tehlikeli bir şekilde azaldığını kaydeden Gardner, "Bölgede eski müttefikler uzaklaştı ve Putin'in Rusya'sı Obama'nın gözü önünde Suriye'yi koruması altına aldı." yorumunu yaptı.

Suriye'de 2013 yılında Esed rejimi kimyasal silah kullanmasına rağmen "kırmızı çizgisi" aşılan Obama'nın onu cezalandırmamasını da eleştiren Gardner, makalesinde "Bu eylemsizlik ABD'nin kredibilitesi için bir felaketti. Putin bunu çok iyi istismar etti ve Halep'teki muhalifleri bitirerek Esed rejimini kurtardı." ifadelerine yer verdi.

Thomas Walkom da The Star gazetesindeki makalesinde, Obama'nın yerine getiremediği sözlerine dikkati çekerek, Guantanamo'yu kapatamaması, Afganistan'daki savaşı kazanamaması, İsrail'in yeni yerleşim yeri kurmasını engelleyememesini bunlara örnek gösterdi.

Sağlık reformunun Obama daha görevden ayrılmadan başarısız olduğunun tescillendiğini vurgulayan Walkom, Obama'nın Kongreyle de sorunlar yaşadığını ve istediği düzenlemeleri geçiremediğini kaydetti.

Walkom, birçok sözünü yerine getiremeyen Obama'nın yine de rasyonel bir kişi ve ABD'nin ilk siyahi başkanı olarak hatırlanacağına değindi.

"OBAMA'YI EN İYİ TARİF EDEN KELİME; HAYAL KIRIKLIĞI"

Barack Obama'yı bazılarının kahraman, kimilerinin ise kötü adam olarak gördüğü yorumunu yapan Boston Herald gazetesi ise "Barack Obama'yı tarif edecek en iyi kelime; hayal kırıklığı." değerlendirmesinde bulundu.

Obama'nın ülkeyi birleştirme sözlerine rağmen 8 yıl önceye göre ABD'nin daha da kutuplaşmış bir duruma geldiği öne sürülen haberde, "Obama, sağlık reformu olan Obamacare, terörle savaş ve işsizlik konularından çok verdiği sözleri tutmamasıyla hatırlanacak." ifadesi kullanıldı.

ABD Başkanı'nın değişim sözü vermesine rağmen Washington'da hiçbir şeyin değişmediği de savunulan haberde, hala lobi gruplarının Kongre ve başkenti yönetmeyi sürdürdüğü belirtildi.