Bakan Işık'tan Sincar ve Münbiç açıklaması

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Sincar'da PKK varlığının dolaylı veya dolaysız olarak bulunması Türkiye'nin kesin kırmızı çizgisidir. Türkiye bu noktada güvenliğini tehdit altına hissederse özellikle gerekeni yapmaktan çekinmez." dedi.

Bakan Işık, Habertürk televizyonunda katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, soruları yanıtladı.

El Bab operasyonundaki son duruma ilişkin soru üzerine Işık, El Bab'a gelene kadar farklı bir strateji bulunduğunu, burada küçük yerleşim birimleri ve küçük öbekler halindeki terör örgütü DEAŞ militanları olduğunu belirtti. El- Bab'a gelince bunun bir şehir savaşına dönüştüğünü ifade eden Işık, burada sivil kayıpların yaşanmaması için Türkiye'nin büyük hassasiyet gösterdiğini dile getirdi. Bu nedenle operasyonun yavaş ilerlediğine işaret eden Işık, "Bir tek sivilin hayatını kaybetmemesi için Türk Silahlı Kuvvetleri de Özgür Suriye Ordusu da çok büyük bir gayret gösteriyor. Bu, biraz harekatı yavaşlatan bir neden, diğeri de hava şartları." diye konuştu.

Buna rağmen harekatın planlandığı gibi devam ettiğinin altını çizen Işık, gerekli taktik adımların anında atıldığını kaydetti.

"El Bab'ın düşmesi yakın mı?" sorusuna karşılık Işık, oradaki askerlerin bir taraftan terör örgütü DEAŞ'le mücadele ederken diğer taraftan da sivillerin zarar görmemesi için çalıştığını vurguladı. Bakan Işık, "Mümkün olan en kısa zamanda El Bab operasyonunun tamamlanması için her türlü tertiplenme yapılıyor. Bir takım askeri gereklilikler anında yerine getiriliyor. Sonuçta bir şehir savaşı olduğu için 'bugün girdik, yarın bütün DEAŞ'tan şehri temizledik' demek çok kolay değil." değerlendirmesinde bulundu.

Rakka operasyonuna ilişkin ABD ile görüşme olup olmadığının sorulması üzerine Işık, bu konuda askerler arasında sürekli görüşmeler yapıldığını aktardı. Işık, Türkiye'nin, Musul ve Rakka'dan terör örgütü DEAŞ'ın temizlenmesinde mücadelenin başarısının bölgenin DEAŞ sonrası nasıl şekilleneceğine bağlı olduğunu, bu nedenle de şimdiden bölgeye YPG ve PYD'nin sokulmaması gerektiğini söylediğini anımsattı. Işık, baştan beri, bölgeye kendi etnik yapısından kimsenin bulunmadığı bir örgütünün sokulması halinde halkın "Burası DEAŞ'tan temizlendiğinde, toprağımız elimizden alınacak" endişesi taşıyacağını, bu nedenle de insanların DEAŞ'a sarılacağı ve mücadelenin güçleşeceğini ifade ettiklerini belirtti.

Bakan Işık, bu nedenle Musul'da Merkezi Irak Yönetimi ordusunun, Rakka'da da bölge insanından kurulan unsurların mücadele etmesi gerektiğine işaret etti.

Türkiye'nin ABD'ye "PYD ile iş tutmayı, bölgede bir aktör haline getirmeyi bırakın, gelin bu işi oradaki yerli Arap unsurlardan oluşturacağımız unsurlarla Rakka operasyonunu yapalım" dediklerini aktaran Işık, bu şekilde mücadelenin kolaylaşacağını, bununla ilgili çalışmaların da sürdüğünün altını çizdi.

- "ABD'NİN TAMAMEN SÖZÜNÜ TUTMASINI BEKLİYORUZ"

ABD'nin Münbiç'te kesinlikle PYD unsuru kalmayacağına söz verdiğini ancak bu sözlerini tutulmadığını anlatan Bakan Işık, şöyle devam etti:

"Hala arzu edilen sonuç yok. Eğer Amerika bu sözünü tutmazsa yani PYD unsurlarından Münbiç'i tamamen temizlemezse o zaman Türkiye, bu temizlik harekatını yapacak. Bunda hiç tereddüt yok. Bunu muhataplarımızla sürekli görüşüyoruz. Beklentimiz, ABD'nin bu konuda verdiği sözü tamamen tutması, göstermelik birtakım çekilme operasyonlarının dışında, tamamen PKK/PYD unsurlarını bölgenin, Münbiç'in tamamen dışına çıkarması ve bölgenin Cerablus'ta, Rai'de diğer bölgelerde olduğu gibi kendi halkı tarafından yönetilmesi."

- "SİNCAR TÜRKİYE'NİN KIRMIZI ÇİZGİSİDİR" 

Türkiye'nin Sincar'da ikinci bir Kandil istemediğini açıkladığı ve Başbakanı Binali Yıldırım'ın yarın Irak'a gideceğinin anımsatılarak, görüşmede sınır ötesi bir harekat ve Sincar'ın gündeme gelip gelmeyeceğinin sorulması üzerine Işık, "Hiç kuşkusuz gündeme gelecek" yanıtını verdi. Türkiye ve Irak'ın iki kardeş ülke olduğunun altını çizen Işık, bu nedenle sorunların konuşularak çözülmesi gerektiğine dikkati çekti.

Işık, ziyaretin sorunların konuşulması ve bölgenin bir an önce istikrara kavuşması için görüş alışverişinde bulunulması için önemli bir fırsat olduğuna işaret ederek, bu konuların ele alınacağını söyledi. Sincar'ın Türkiye açısından "kırmızı çizgi" olduğunun altını çizen Işık, Türkiye'nin PKK terörü nedeniyle çok bedel ödediğine işaret etti.

Bakan Işık, sözlerin şöyle sürdürdü:

"Sincar'ın yeni bir Kandil olmasını dolaylı veya doğrudan, doğduran bir Kandil olmasına zaten her ne şartla olursa olsun, bedeli ne olursa olsun müsaade etmeyeceğiz, bunu herkes biliyor. ABD de Irak da Kuzey Irak'taki bölgesel yönetim de bütün dünya biliyor. Sincar'ın dolaylı olarak dahi olsa, yani YBŞ dedikleri bir oluşum vasıtasıyla içerisine başka unsurları da katarak, Suriye'deki Suriye Demokratik Güçleri örtüsü gibi bir örtüyle YBŞ ile dahi olsa PKK'nın orada varlık göstermesini Türkiye asla kabul etmeyecek."

Bu konuda Irak'tan gelen açıklamaların memnuniyet verici olduğuna işaret eden Işık, "Sincar'da PKK varlığının dolaylı veya dolaysız olarak bulunması Türkiye'nin kesin kırmızı çizgisidir. Türkiye bu noktada güvenliğini tehdit altına hissederse özellikle gerekeni yapmaktan çekinmez." ifadelerini kullandı.

"Bu gereken, kara harekatı olabilir mi" sorusuna karşılık Işık, Irak'ın hassas bir dönemden geçtiğini belirterek, yarın Sincar'daki PKK varlığının ortadan kaldırılması için neler yapılması gerektiğinin konuşulacağını ifade etti.

Irak'ın istikrarını geciktirecek her şeyden kaçınmak istediklerini vurgulayan Işık, Türkiye'nin önceliğinin Türkiye'yi tehdit eden yapıların oradan bertaraf edilmesi, DEAŞ'ın tüm unsurlarıyla oradan sökülüp atılması ve Irak'ın bir an önce istikrara kavuşması olduğunu söyledi.

"Ziyarette kara harekatı seçeneği masada olacak" şeklindeki sözler üzerine Işık, şunları söyledi:

"Böyle bir ziyaret öncesinde 'kara harekatı masada olacak' demek diplomatik nezakete uymaz. Ama şunu söylemek durumundayız, şu anda Irak'ın da kabul ettiği, PKK'nın Sincar'dan ve bölgeden sökülüp atılması Türkiye'nin en temel önceliği. Bu noktada iş birliği yapacağız. Kara harekatı Irak'ı işgal gibi değerlendirilemez. Biz Irak Merkezi Hükümetiyle kuzeydeki bölgesel yönetimle son derece güçlü bir koordinasyon içerisinde PKK'nın ve bölgede Türkiye'ye tehdit teşkil eden unsurların bölgeden tamamen sökülmesi için iş birliğini artıracağız."

- BAŞİKA'NIN STATÜSÜ 

"Ziyarette Başika'daki statüsü konusunda adım atılır mı?" sorusunu üzerine de Işık, bu konuda yoğun diplomasinin devam ettiğini bildirdi. Türkiye'nin DEAŞ'la mücadele konusunda oradaki 6 bine yakın insanı eğittiğini aktaran Işık, Başika'daki Türk askerlerinin de 700'ün üzerindeki DEAŞ militanını etkisiz hale getirdiğini kaydetti.

Türkiye'nin DEAŞ ile mücadelesinde Başika'nın önemli bir unsur olduğunu vurgulayan Işık, bu noktada oluşan rahatsızlıkları gidermenin de öncelikleri arasında yer aldığını, bu konudaki görüşmelerin sürdüğünü ve yarınki ziyarette gündeme geleceğini söyledi. Bakan Işık, bu sorunun nasıl yönetileceğine ilişkin güzel gelişmelerin olmasını umduğunu ifade etti.

- "DİKEY YAPILANMA ÇOK BÜYÜK ORANDA TASFİYE EDİLDİ"

"15 Temmuz sonrası FETÖ'den TSK'nın tamamen arındırıldığını düşünüyor musunuz?" sorusuna karşılık Işık, böyle bir şey söylemenin büyük bir iddia olacağını ve mücadeleyi zayıflatacağını dile getirdi. Örgütün hem dikey hem yatay yapılanması bulunduğuna işaret eden Işık, "Dikey yapılanmanın çok büyük oranda tasfiye edildiğini söyleyebilirim. Ancak yatay yapılanmada mücadelemiz devam ediyor. Şu ana kadar 5 bin 754 TSK mensubu ihraç edildi. Üçü general olmak üzere 989 tanesi de açığa alındı. Bu mücadele TSK'da devam edecek." bilgisini paylaştı.

Işık, TSK'da bundan sonra FETÖ değil hiçbir örgütün barınmaması için yapısal tedbirler aldıklarını da kaydetti.

"Genelkurmayın yapısında bir değişiklik yapılacak mı?" sorusu üzerine Işık, 15 Temmuz sonrası zaten bazı değişiklikler yapıldığını, bunların devamı niteliğindeki teknik değişiklikleri de yaptıklarını söyledi.

Işık, "Darbe girişimi tamamen aydınlatıldı diyebilir misiniz, hala karanlık noktalar var mı?" sorusuna "Tabi var. Darbe girişimi her yönüyle aydınlatılmış dersek o bir mübalağa olur, bizim açımızdan da tehlikeli bir durum olur." karşılığını verdi.

Cumhuriyet savcılarının yoğun bir şekilde çalıştığını her gün yeni delillere ulaşıldığını belirten Işık, bunun bir süreç ve Türkiye'nin bekası olduğunu, mücadeleyi uzun soluklu olarak gördüklerini belirtti.

- "BEDELLİ ASKERLİK KISA VE ORTA VADEDE GÜNDEMDE YOK"

Bedelli askerliğin gündemde olup olmadığını sorulması üzerine Işık, "Kısa ve orta vadede bedelli askerlik şu anda hükümet gündemimizde yok. Bir taraftan terörle mücadele ediyoruz diğer taraftan Fırat Kalkanı Harekatı'nı yürütüyoruz. Bir tarafta orada canlarını hiçe sayarak vatani görevlerini yapan askerler varken, bizim burada bedelliyi konuşmamız hiç doğru değil. Bu konuda benim tavrım net. Kısa ve orta vadede bedelli olayını kesinlikle düşünmüyoruz. Ama şartlar değişirse bir şey diyemem."

Türkiye'nin yeni bir savunma konseptine ihtiyacı bulunduğuna dikkati çeken Işık, tehdit önceliklerine göre TSK'nın yapılanmasının yeniden değerlendirildiğini, kaç kişilik bir orduya ihtiyaç bulunduğunun tespit edileceğini, sayıya göre bedelli konusunun gündeme gelebileceğini söyledi. Bunun da birkaç yıl alacağını bildiren Işık, meşru mecburiyeti olmayanların bir an önce askerliklerini yapmalarını tavsiye etti. Işık, bakaya konumuna düşen veya yoklama kaçağı olanların iş yerlerine de tebligatlar gönderdiklerini bildirdi.