Bakan Çavuşoğlu'ndan ABD'ye PYD tepkisi

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Toner'in, PYD'nin de Suriye'ye ilişkin barış görüşmelerinde sürece dahil edilmesi yönündeki sözlerine karşılık, "ABD, o zaman DEAŞ'ı da davet etsin." dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner'in PYD'nin de Suriye'ye ilişkin barış görüşmelerinde sürece dahil edilmesi yönündeki sözlerine karşılık, "ABD, o zaman DEAŞ'ı da davet etsin. Biz, Rusya ile ABD'yi davet etme konusunda hemfikir kaldık.  ABD'yi davet edeceğiz. Astana'da olacak. ABD'nin rolünü ve katkısını da inkar etmiyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, 9'uncusu düzenlenen ve bugün sona eren Büyükelçiler Konferansı kapsamında düzenlediği basın toplantısında, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner'in PYD'nin de Suriye'ye ilişkin barış görüşmelerinde sürece dahil edilmesi yönündeki sözleri hakkında, şunları söyledi:

"ABD o zaman DEAŞ'ı da davet etsin. Biz, Rusya ile ABD'yi davet etme konusunda hemfikir kaldık. Lavrov ile görüştük ve ABD'yi davet edeceğiz. Astana'da olacak. ABD'nin rolünü ve katkısını da inkar etmiyoruz. Ama ABD'nin, özellikle yeni yönetimden beklentimiz şudur. Öyle de olacaktır. Terör örgütüyle iş birliğine son verilmesi gerekiyor. Bir terör örgütünü masaya davet edeceksen El Nusra'yı da davet et, DEAŞ'ı da davet et. Öyle saçmalık olur mu? Maalesef çok anlatmamıza rağmen gider ayak bile şu andaki yönetim bu çok ciddi hatalar yapmaktadır. Esasen şunu unutuyorlar. Bu tür davranışları, gerçekten yanlış politikaları Türk toplumunda çok derin yaralar açıyor. Bu derin yaraların tamir edilmesi zaman alır. Giderayak 'Ne zarar verirsek kardır' anlayışıyla hareket ediyorlarsa kusura bakmasınlar biz yeni yönetimle ilişkilerimizi güçlendirmek istiyoruz. İki birbirine güvenen müttefik gibi yolumuza devam etmek istiyoruz. Bu konuda da umutluyuz, öyle öngörüyoruz, görüyoruz. Fakat şu andaki yönetimin PKK'ya YPG aracılığıyla destek vermesi... Açık söylüyoruz, YPG'ye verdikleri silahlar PKK'nın elinde."

Çavuşoğlu, İstanbul Beşiktaş, Kayseri ve geçen yıl Ankara'da yaşanan saldırılar gibi terör saldırılarının sorumlularının, YPG kamplarından geldiğini söyleyerek, YPG ve PKK'nın bir farkının bulunmadığını anlattı.

Bu terör örgütlerine Türkiye'nin önemli bir müttefiğinin ve stratejik bir ortağının destek vermesinin kabul edilemeyeceğini kaydeden Çavuşoğlu, "Dolayısıyla Astana'da YPG olmayacak." ifadesini kullandı.

KIBRIS MESELESİ

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının güvenlik, garanti, toprak ve diğer konulardaki hassasiyeti bizim hassasiyetimizdir. Bu konudaki haklarımızı ve çıkarlarımızı biz sonuna kadar savunuruz. Hiç kimse endişe içinde olmasın." dedi.

Çavuşoğlu, bu yıl 9'uncusu düzenlenen Büyükelçiler Konferansı'nın kapanışının ardından yaptığı basın toplantısında, başarılı geçen konferansta nasıl bir dış politika izleneceği konusunu büyükelçilerle değerlendirme fırsatı bulduklarını belirtti.

Konferansa farklı bakanlıklardan ve kurumlardan katılımlar olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, büyükelçilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım tarafından kabul edildiğini anımsattı.

Çavuşoğlu, gelecek yılki konferansta savunma sanayi, ekonomik ilişkiler, turizm ve turizmin çeşitlendirilmesi, vizelerin kalkması konularına ağırlık vereceklerini anlattı.

Yarın birçok ülkenin dışişleri bakanının katılımıyla yapılacak Ortadoğu için önemli bir konferansa iştirak etmek amacıyla Paris'e gideceğini belirten Çavuşoğlu, son dönemde Ortadoğu ile ilgili gerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları gerekse Genel Kurulda alınan kararlarla bir hareketliliğin yaşandığını, tekrar müzakerelerin başlaması yönünde ciddi çaba gözlemlediklerini kaydetti.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin söz konusu sürece daha önceki gibi katkı yapmaya hazır olduğunu belirtti.⁠⁠⁠⁠

- "GERÇEK MUHALEFET OLMASI LAZIM"

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner'in PYD'nin de Suriye'ye ilişkin barış görüşmelerinde sürece dahil edilmesi yönündeki sözlerine karşılık Çavuşoğlu, YPG'nin amacının, DAEŞ ile mücadele etmek olmadığının, Suriye'yi bölmek olduğunun altını çizdi.

Böyle amaçları olan bir terör örgütünün müzakere masasında yerinin olamayacağını vurgulayan Çavuşoğlu, "Neyi müzakere edecek. 'Suriye topraklarının şu kadarını istiyorum, bu kadarını bana verin, petrolün ve diğer kaynakların olduğu yerler benim olsun gerisi sizin olsun mu?' diyecek." şeklinde konuştu.

Astana sürecine ABD'yi kimin davet edeceği yönündeki soruya ise Çavuşoğlu, Suriye konusunda Rusya ile bir süreç başlattıklarını, sürecin zor da olsa devam edildiğini kaydetti.

Çavuşoğlu, "Buraya kimler katılacak, şu ana kadar BM ve ABD'nin katılması konusunda hemfikiriz. Davet tabii ki elbette birlikte yapacağız. Prensip olarak katkı sağlayabilecek kurum ve ülkelerin katılmasından yanayız. 'Sadece ben de oradaydım' demek için bir ülkenin katılması veya davet edilmesi doğru değildir. Muhalefetin de gerçek muhalefet olması lazım. Sözde muhalefet olmaması lazım." diye konuştu.⁠⁠⁠⁠

- KKTC MÜZAKERE HEYETİNE ÖVGÜ

Bakan Çavuşoğlu, Kıbrıs müzakerelerine ilişkin de bilgi vererek, Türkiye olarak Kıbrıs sorununun çözümünde her zaman ne dediğini, ne istediğini bilen ve yapıcı bir ülke olduklarını söyledi.  Çavuşoğlu, müzakerelerin sonucunda bazı konularda yaklaşımlar olsa da bazı konularda görüş ayrılığının devam ettiğini anlattı.

Beşli konferansta da Türkiye'nin kendinden emin bir şekilde masada olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, Türkiye ile KKTC heyetinin görüşlerinin tamamen örtüştüğünü vurguladı. KKTC müzakere heyetinin ne kadar olgun ve vizyoner bir devlet olduğunu bu süreçte herkese gösterdiğini belirten Çavuşoğlu, "Çözüm için kararlı olduklarını ama ne olursa olsun çözüm olsun demediklerini de herkese gösterdiler." ifadesini kullandı.

Genel anlamıyla sakin bir ortamda geçen görüşmelerde Birleşmiş Milletler (BM) temsilcisinin objektif bir tutum sergilediğini ancak bu süreçte görüşler arasında ciddi farklılıklar olduğunu gördüklerini söyleyen Çavuşoğlu, teknik çalışmaların sürmesi konusunda hemfikir olduklarını ve bir takvim belirlediklerini hatırlattı.

- YUNANİSTAN BAŞBAKAN DÜZEYİNDE KATILIM KONUSUNDA ÇEKİNCE GÖSTERİNCE...

Türkiye'yi 18'inde başlayacak bu görüşmelerde Müsteşar Yardımcısı Ahmet Muhtar Gün'ün temsil edeceğini dile getiren Çavuşoğlu, daha sonra dışişleri bakanları olarak bir araya geleceklerini ve burada somut bir sonuç çıkması halinde başbakanların davet edileceğini kaydetti.

Çavuşoğlu, Başbakan Binali Yıldırım'ın 12 Ocak'ta yapılan görüşmelere katılmak için hazır olduğunu ancak özellikle Yunanistan'ın başbakan düzeyinde katılım konusunda çekince göstermesi nedeniyle Yıldırım'ın da katılmasının uygun olmadığını belirtti.

Teknik çalışmaların uzun sürmemesi gerektiğine işaret eden Çavuşoğlu, "Biz bunun aylar sürmesini istemiyoruz. En fazla bir ya da iki hafta içinde olacaksa da olmayacaksa da bunun kararını vermemiz lazım." dedi.

- "YOK ÖYLE KARPAZ'MIŞ, DİĞER YERLERMİŞ"

Bakan Çavuşoğlu, her iki tarafın da BM temsilcisine, haritaları kısa süre içinde birbirlerine gösterdiğini ve karşılıklı harita paylaşımı gibi bir durumun söz konusu olmadığını vurguladı. Ancak iki tarafın da bu haritaların kabul edilemeyeceğini belirten birer mektubu BM Temsilcisine verdiğini söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Sayın Akıncı da zaten Rum tarafının teklifinin ciddi olmadığını, hiçbir Kıbrıs Türkü'nün bu haritayı kabul etmeyeceğini güçlü bir şekilde vurguladı. Aynı şey bizim için de geçerlidir. Yok öyle Karpaz'mış, diğer yerlermiş, bunlar zaten söz konusu olamaz ama daha harita aşamasına geçilmediği için tüm detaylara girmenin de bir anlamı yok. Ama herkes müsterih olsun. Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının güvenlik, garanti, toprak ve diğer konulardaki hassasiyeti bizim hassasiyetimizdir. Bu konudaki haklarımızı ve çıkarlarımızı biz sonuna kadar savunuruz. Hiç kimse endişe içinde olmasın. Sosyal medyada da çok manipülatif bilgiler de yayılıyor. Onlara itibar etmesinler ve bize güvensinler."

- "AB'DEN SOMUT BİR TAKVİM İSTEYECEĞİZ"

AB ile vize muafiyeti konusundaki soru üzerine Çavuşoğlu, "Vize muafiyeti konusunda biz son teklifimizi hazırladık, üzerinde titizlikle çalıştık, önümüzdeki günlerde AB'ye teslim edeceğiz." diye konuştu.

AB'den artık bu işin somut bir takvime bağlanmasını isteyeceklerini vurgulayan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Terörle ilgili kanunlarda bir şey yapmayacağımızı net bir şekilde tüm muhataplarımıza, üye ülkelerin bakanlarına, liderlerine ve AB kurumlarının en üst yöneticilerine ilettik. Ama diğer 4 kriter konusunda bir sıkıntı yok. Ne zaman vize serbestisi ve geri kabul anlaşması eş zamanlı olarak uygulanacak? Bunun takviminin belirlenme müzakeresini, AB ile bu son önerilerini gördükten sonra görüşeceğiz."   

- "IRAK İLE HER ALANDA İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ"

Türkiye-Irak ilişkilerine de değinen Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak Başbakanı Haydar el-İbadi ile bir telefon görüşmesi yaptığını, Başbakan Binali Yıldırım'ın da Bağdat ve Erbil'e ziyaretlerinin çok yapıcı geçtiğini hatırlattı.

"Orada esasen ortak bir açıklama metni var. Bu metin ilişkilerimizin geleceğiyle ilgili, Başika ve diğer konularla ilgili tüm konuları kapsıyor." ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, Irak ile her alanda ilişkileri geliştirmek istediklerinin altını çizdi.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin Irak'ın güvenliğine daha fazla katkı sağlamak istediğini belirterek, "Irak'ın toprak bütünlüğüne, milli birlik ve beraberliğine herkesten daha fazla destek vermeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Hem Suriye hem de Irak'ın toprak bütünlüğünün kendileri için hassas olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Türkiye olarak kardeş Irak halkına desteklerini devam ettireceklerini sözlerine ekledi.⁠⁠⁠⁠