Bahçeli'den medyaya Esenyurt fırçası

MHP lideri Devlet Bahçeli grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

İşte Bahçeli'nin konuşmasından satır başları;

Bir eksildik, ama hiç kimse kaybettiğimizi düşünmesin. Biz kurşunlardan tuzaklardan korkmadık. Ödün vermedik ve vermeye niyetimiz yoktur.Katiller adiler insan canından geçinen iğrenç yaratıklar kendi aralarında sevinç turları atmasın. Döktükleri kanların yerde kalacağını zannetmesin. Bir ölürsek bin diriliriz. Bir gidersek bin geliriz. Saflarımızın sağlamlığını, milliyetçi hareketin tarihi yürüyüşünü kimse bozamayacaktır.Hepimizin başı sağolsun. Menfur saldırıda yaralanan arkadaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Merhum arkadaşımızın ailesi artık bize aittir. Öksüz kalan yavruları bize emanettir. Kayıplarımız bizleri daha da bir hırslandıracaktır.

"BİZ SUSSAK TARİH SUSMAYACAK"

Allah katında ulaşılmış şehadetten başka hiçbir şey değildir. Hamdolsun 45 yıllık çizgimizde kırıklık olmadan bu güne geldik. Toprağın altında dümdüz yatmak için toprak üstünde dimdik durduk. Türk ve İslam'ın muhteşem terkibinden ürkenler sürekli yeni arayışlara girmiştir. Türklerin varlık ve birliğini kabus olarak görenler bizi tehdit olarak algılamıştır. Devletin bölünmez bütünlüğünü sorun addedenler bizimle uğraşmaktan yorulmamıştır.

MHP'yi nasıl tuzağa çekerim, nasıl kavgaya iterim diye fitnede akıllara durgunluk vermişlerdir. Bizi durdurmak için olmadık iftiralara başvurulması tesadüf değildir. AKP-PKK ortaklığıyla kaos planlarını uygulamak için Milliyetçi Hareketi safdışı bırakmaya dört elle sarılmışlardır.Sezai Karakoç'un şu dizeleri aynısıyla MHP'yi tanımlamaktadır. "Onlar sanıyorlar ki biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki biz sussak tarih susmayacak, Tarih sussa hakikat susmayacak.

"BASKIN TESADÜF DEĞİL"

 Eli silahlı katillerin güpegündüz baskın yapmaları tesadüf değildir. Teröristler meydanı boş bulmuşlardır. Başbakan teröristleri şımartmıştır. İstanbul'un ortasında yapılan suikast yalnızca partimizi ve dava arkadaşlarımızı değil Türkiye'yi hedef seçmiştir. Kıyılan sadece dava arkadaşlarım değil toplumsal birliğimizdir. Türk siyaseti Esenyurt'ta kurşunlanmıştır. Milletimizin kanı Esenyurt'ta dökülmüştür.Vatanseverler milletseverler bayrak ve ülke tutkunları topyekün saldırganların ve ateşin altında kalmıştır. Bölücü alçaklar dağdaki provokasyonlarını şehirlerde de yineleyerek niyetlerinde bir değişiklik olmadığını ortaya koymuşlardır.

"KONUYU NASIL HAFİFE ALIRSINIZ?"

 MHP'yi ateşin içine nasıl çekeriz diye hesap yapmışlardır. Terörist kamplarda özenle yetişen aşağılık yüzler ateş ederek MHP'yi provoke etmek çılgınlığına soyunmuşlardır. Katillerin izi sürülmeli ve kimlikleri teşhir edilmeli ve cezaya çarptırılmalıdır. Dört şüphelinin gözaltına alıdığını biliyoruz ve gelişmeleri yakından takip ediyoruz. İçişleri Bakanı'nın konunun üzerine ciddiyetle eğileceğini söylemesi olumlu bir tavırdır. Hükümet üyesinin bakanlar kurulu sonrası beyanları maksadını aşmaktadır. Anlaşılan hükümet emniyette sorgusu devam eden kişilerin suçsuz olduğu sonucuna varmıştır. Hükümet sözcüsü gözaltındaki şüphelilerden bahsederken belli bir yere mensubiyetleri var derken neyi kastetmektedir. Bunlar derin AKP'nin paramiliter unsurları mıdır yoksa PKK'nın tetikçileri midir? Sayın Arınç, meseleyi nasıl hafife alırsın. Şu an meydanda PKK eylemlerine katılan bazı isimlerin, çıkarıldıkları mahkemede MİT'e ve emniyete mensubun itiraflarına şahit oluyoruz. Kardeş kavgası kıvılcımıyla ülkemizi tehlikeye sürükleyenlerin mensubiyetleri AKP midir, PKK mıdır? MHP'yi protesto için toplanıp silahla saldıranlar dağdaki Mehmetçiği şehit eden PKK'lılardan başkası değildir.

"MHP SOKAĞA İNSİN İSTİYORLAR"

Başbakan analar ağlamasın dedikçe bu soysuzlar silahlarını masaya çıkarmış şehirlere üşüşmüştür.Hala çözüm diyerek bunlara boyun eğilecek mi?Esenyurt'ta vuku bulan cinayet ve yaralamalar son yıllardaki en kritik vakadır. Türkiye'yi içe dönük bir hesaplaşmaya ve tehlikeli sürece sokmak için malum çevreler çırpınmaktadır. Bekliyorlar ki Türk milleti birbirine düşsün. Etnik mücadele her yere yayılsın. MHP sokağa insin, çatışmanın tarafı haline gelsin. Esenyurt'ta Türkiye düşmanları bizim üzerimizden hassasiyetin ve tepkinin seviyesini ölçmüştür. Yolsuzlukların buharlaştırılması da güdülen amaçlar arasında yer almıştır. Ama biz bozgunculara şans tanımayacağız. Heveslerini kursaklarında bırakacağız.

MEDYAYA HRANT DINK FIRÇASI

Demokrasiden ayrılmayacağız, hukukun sınırlarından ayrılmayacağız. Hesap soracaksak iktidara gelerek bunu yapacağız. Başbakan ve hükümetten kanun önünde sandık yoluyla alacağımızın alayını tahsil edeceğiz. Biz son sözümüzü milletimizin "evet gün bugündür" dediği anda söyleyeceğiz. O güne kadar aklı selim içinde hareket edeceğiz. Hükümet sözcüsünün Esenyurt'taki ihanetin karşıt görüşlerin çatışması olarak sunma ahlaksızlığı öncesi olan bir senaryonun varlığına adeta delil teşkil etmektedir. Ne marazi bir haldir ki, Esenyurt'ta bölücüler saldırı düzenledikten sonra medya sessiz kalmıştır. Hükümetin aleyhindeki haberleri penguen ile sansürleyerek göstermeyen yandaş basın Esenyurt olayında da gerçeğe ket vurmuştur. Uzun süre ekranlardan alt yazı olarak bile geçmemişlerdir. Çünkü merhum şehidimizin adı Hırant Dink değil ülkücü Cengiz Akyıldız'dır.

"PKK'DAN BAŞKASI YOK"

İşgal dönemi İstanbul basını şimdi AKP'nin gözüne girmek için yandaş limana gözünü dikmişlerdir. TRT'nin yandaşlık terfisi bekleyenler görevlileri bize yavru muhalefet diyerek sahiplerine mesaj vermişlerdir. Esenyurt'taki saldırganlığı karşıt görüşlerin çatışması olarak sunmak ne edebe ne objektifliğe ne de ahlaka sığar. MHP'yi karşıt görüşten birisi olarak itham eden diğer karşıt grup olarak kimi görmektedir. Güdümlü medya organları, uydulaşmış haberciler MHP'yi iki karşıt görüşten birisi olarak görmekten zevk duymaktadır. Şahsımı ve partimizi karalayan küstahlar MHP'yi iki uçtan birisi olarak tasvir etme densizliğini ne zaman bırakacaklardır. Biz karşı cephelerden birisi isek diğer cephede ise hem medya hem de PKK'dan başkası yoktur. Merhum Akyıldız dava şehidi olduğu kadar basın şehididir. Türk milletine tarafsız bilgi vermek basın etiğinin en önemli uzvudur. Doğruları saptırarak bir yere ulaşmak, MHP'yi itibarsızlaştırmak art niyetli basın mensuplarının boyunu ve haddini aşar. Medyanın milletin sesine kulak vermesinin olayların iç yüzünü çarpıtmadan iletmesini talep ediyoruz.

"MÜSLÜMANLARA ZULÜMLER BİZİ KAHREDİYOR"

 2004 yılının Kasım ayında başlayan turuncu devrimin rövanşı bugün alınmaktadır. Ukrayna dikkatle izlenmesi gereken bir ülkedir. Bu ülkenin bölünmesi, daha yerinde bir tabirle siyasal mutabakatı sağlayamaması kafkaslardaki belirsizliği derinleştirecektir. Brüksel, Moskova, Washington üçgenindeki bilek güreşi Ukrayna'yı sıkıştırdığı gibi ülkemizi de markaja alabilecektir. Muhalefetinden iktidarına kadar Ukrayna'da uzlaşma aranmalıdır. Gittikçe büyüyen toplumsal dip dalganın bir kaç ayda iktidarı nasıl masaya çektiğini, cumhurbaşkanının başbakanı nasıl gözden çıkarmaya sevkettiğini görmek anlamlıdır. Ukrayna örneğinden takdir edersiniz ki her yönüyle sonuç çıkarmak lazımdır. Demokrasiden sapan, halka rağmen icraat yapan, devletin ana omurgasını felç eden hangi ülke iktidarı olursa olsun bir süre sonra meşruiyetini kaybetmektedir. Koltukların sallanması, başların uçması, kibir ve haset yuvası firavunların devrinde kaçınılmazdır. Ukrayna'nın siyasal sakinliğine ve barış havasına ulaşmanın temin edilmesine önem veriyoruz. Orta Afrika'da Müslümanlara yönelik zulüm ve eziyetler de bizleri kahretmektedir. Orta Afrika'yı fiilen kontrol eden Fransa bu ülkeyi hem sömürmekte hem de şiddete çanak tutmaktadır.

"HOLLANDE'YE SORDU MU?"

Erdoğan dün Türkiye'ye resmi bir ziyaret için gelen Fransa Cumhurbaşkanı'na Orta Afrika'daki zulümleri hatırlatmış mıdır? Ne işiniz var orada diyecek yürekliliği gösterebilmiş midir? Yoksa yine sinmiş ve silik bir görüntü çizmiş midir? Afrikayı inim inim inletenlerin, ekonomik ve doğal kaynaklarını emenlerin demokrasi ve insan hakları jürisinde bulunmaları utanç vericidir. Türkiye'yi bunların eline düşüren Başbakan'a da hükümete de yazıklar olsun. Zulümler Myanmar'ın Arakan bölgesinde de sürmektedir. Milyonlar yerinden yurdundan edilmektedir. AKP'li dışişleri bakanının geçtiğimiz yıl Myanmar'a yaptığı ziyaret herhangi bir etkide bulunmamış ve henüz bir ses çıkmamıştır. Karşılıklı güven artırıcı çalışmalardan ortada eser yoktur. Bir diğer üzücü haber ise Çin'in Uygur Özerk bölgesinden gelmektedir.

"ERDOĞAN HAYAL KAHRAMANIDIR"

Bu başbakan ki Filistin için İsrail'e one minute deyip çok geçmeden Nato'ya teminat vererek füze savunma sisteminin İsraili koruması için Türkiye'ye yerleştirilmesine ön ayak olmuştur. Lİbya'da Nato'nun ne işi var deyip, sonra koştura koştura orada görev alan Başbakandır. Erdoğan elinde tahta kılıç altında kartondan atla sanal kahramanlık yapan bir hayal kahramanıdır.