AYM'den FETÖ davalarında "ankesörlü" kararı!
Anayasa Mahkemesi (AYM), Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) askeri mahrem yapılanmasına yönelik ankesörlü/sabit hatlar üzerinden iletişim kaydı belirlenen kişinin, elde edilen kayıtların delil olarak kullanılamayacağı yönündeki başvurusunda hak ihlali iddiasını reddetti.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, FETÖ'nün askeri mahrem yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında Batman Cumhuriyet Başsavcılığınca 2018'de 40 ankesörlü telefon için "iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması" talebinde bulunuldu. Talep, sulh ceza hakimliğince kabul edildi. Başlatılan işlemler kapsamında 137 askerin ankesörlü ve ardışık arandığı belirlendi.
Soruşturma kapsamında 24 kez ardışık, 46 kez de tekil arandığı tespit edilen bir astsubay hakkında FETÖ'nün askeri mahrem yapılanmasında yer aldığı gerekçesiyle kamu davası açıldı. Yargılama sonunda "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan astsubay hakkındaki hüküm de Yargıtay tarafından onandı.
Ankesörlü sabit telefonlara ilişkin verilen dinleme kararıyla kendi GSM hattına ilişkin HTS kayıtlarının hukuka aykırı elde edildiğini, bunun hukuka aykırı delil niteliğinde olduğunu ve mahkumiyete esas alınamayacağını ileri süren sanık astsubay, Anayasa Mahkemesine hak ihlali iddiasıyla bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 36'ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edilmediğine hükmetti.
Kararın gerekçesinden
Anayasa Mahkemesinin kararında, FETÖ'nün mahrem yapılanmasına yönelik yargılamalarda ankesörlü/kontörlü hatlara ilişkin alınan telekomünikasyon yoluyla iletişimin tespiti kararı üzerine temin edilen HTS kayıtlarının hukuki niteliğinin Yargıtayın birçok kararında değerlendirildiği ifade edildi.
Yargıtay kararlarında, FETÖ mensuplarının örgütsel toplantılara devam etmek için kamuya açık market, büfe vb. yerlerdeki sabit hat veya ankesörlü hatları özel yöntemlerle kullandıklarının tespit edildiği aktarılan kararda, bu hatlara yönelik iletişimin tespiti kararları alınarak HTS kayıtlarının incelenmesinin mümkün olduğunun değerlendirildiği belirtildi.
HTS kayıtlarının getirtilerek şüpheli olabilecek kişilerin tespiti amacıyla kolluk birimlerince teknik analiz yapılmasının bariz takdir hatası veya açık bir keyfilik içermediğine işaret edilen kararda, "HTS kayıtlarının incelenmesi üzerine tüm kayıtlar içerisinde yer alan ve soruşturma konusu suçla ilgisi bulunmadığı belirlenen kişiler elendikten sonra yapılan analizler doğrultusunda suçun şüphelisi olabilecek kişilere ulaşılmasının da hukuka uygun olduğu sonucuna varılmıştır." tespitine yer verildi.
Yargılama aşamasında adli makamların, HTS verilerinin gerçekliği veya güvenirliğiyle ilgili olarak gerekli araştırma, inceleme ve değerlendirmelerde bulundukları kaydedilen kararda, şu ifadeler yer aldı:
"Başvurucunun kullanımındaki GSM hattından telekomünikasyon yoluyla kurulan iletişimlerin tespiti kararları doğrultusunda elde edilen HTS verilerinin delil olarak kullanılmasının kanuni bir temele dayanmadan veya hukuka aykırı şekilde elde edildiğine yönelik iddialar açısından bir ihlal bulunmadığı değerlendirilmiştir. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir."