Avrupa'nın yumurta krizi büyüyor
Avrupa'da Hollanda, Almanya ve Belçika'da yumurtalarda böcek ilacının tespit edilmesinin ardından patlak veren kriz, bu ülkelerin ihracatlarıyla Asya'da bazı ülkeler dahil 19 ülkeye yayıldı.
Hızla büyüyen yumurta krizi sonucu milyonlarca yumurta süpermarket rafları ve depolardan alınarak imha edildi. Skandalın sadece Hollanda'da 150 milyon avroluk zarara yol açtığı, Avrupa genelinde ise 150 çiftliğin geçici kapatıldığı belirtiliyor.
Sorunun Belçika'da bulunan bir şirketin, fipronil adlı böcek ilacını Dega-16 adlı temizlik ürününe karıştırmasından kaynaklandığı düşünülüyor. Şirketin bu temizlik ürününü Belçika ve Hollanda'da tavuk çiftliklerine bakım sağlayan Chickfriend adlı şirkete sattığı, bu şirketin de temizlik ürününü tavuk çiftliklerinde kullanması sonucu yumurtalara böcek ilacı bulaştığı iddia ediliyor.
KRİZ 17 AVRUPA ÜLKESİNE YAYILDI
Geleneksel olarak tavuklarda bit ve keneleri yok etmek için kullanılan fipronil adlı böcek ilacının yumurtalarda tespit edilmesinin ardından ilk inceleme başlatan ülke Hollanda oldu. Böcek ilaçlı yumurtaları süpermarket raflarından kaldırtan Hollandalı yetkililer, krizden sorumlu tuttuğu şirketin iki yöneticisini gözaltına alarak banka hesaplarını ve mal varlıklarını dondurdu.
Krize neden olan şirkete ev sahipliği yapan Belçika, sorundan haziran ayında haberdar olmasına rağmen temmuz sonuna kadar kamuoyuna açıklama yapmaması nedeniyle bilgi saklamakla suçlandı.
Belçika'da da yumurtalar raflardan kaldırıldı ve bazı besi çiftliklerinin faaliyetleri durduruldu. Belçikalı yetkililer, Hollandalı muhataplarıyla ortak soruşturma çerçevesinde birçok yere baskınlar düzenledi.
Avrupa'nın önde gelen yumurta üreticisi Hollanda'nın ihracatları sonucu kriz öncelikli Almanya'ya sıçradı. Alman Tarım Bakanlığı Hollanda'dan Almanya'ya yaklaşık 28 milyon fipronilli yumurtanın ihraç edildiğini ve bunların da bir kısmının tüketicilere ulaştığını kaydetti. Hollanda'dan ihraç edilen yumurtaların raflardan indirildiğini aktaran yetkililer, bazı besi çiftliklerinin de faaliyetlerini durdurdu.
Yumurta ihracatı nedeniyle yumurta krizi hızlı şekilde Fransa, İngiltere, Avusturya, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Polonya, Romanya, Slovakya, Slovenya, İsveç, İsviçre ve Danimarka'ya yayıldı.
Macaristan da Almanya'dan ihraç ettiği yumurtalarda fipronil bulunmasının ardından ilaçlı yumurta krizinin çıktığı ülkeler listesine girdi. Yetkililer, yerli yumurta üretimine ağırlık vereceğini, bu vesileyle de yerli Macar üreticilerin durumdan faydalanabileceğini açıkladı.
KRİZ ASYA'YA SIÇRADI
Avrupa'daki ilaçlı yumurta krizi Asya'ya da sıçradı.
Hong Kong'da yetkililer, Hollanda'dan ithalat sonucu ilaçlı yumurtaların Hong Kong'a ulaştığını teyit etti.
Hong Kong'un Sağlık Bakanı Sophia Chan, Avrupa'dan gelen yumurtaları daha sıkı incelemeden geçirileceğini bildirdi.
Kriz, Hong Kong'un ardından Güney Kore'de böcek ilaçlı yumurtaların tespit edilmesiyle derinleşiyor.
Güney Kore Tarım, Gıda ve Kırsal İşler Bakanlığı başkent Seul'ün doğusunda Namyangju'da 80 bin tavuğun bulunduğu bir çiftlikte bazı yumurtalarda fipronil tespit edildiğini açıkladı. Bakanlık, konuyla ilgili soruşturmanın yürütülebilmesi için ülkede 3 binden fazla tavuğun yer aldığı çiftliklerde yumurta üretimini yasakladı.
AB OLAĞANÜSTÜ TOPLANACAK
Hızla yayılan ve halklar arasında tedirginlik yaratan yumurta krizi, Avrupa Birliği (AB) kurumları nezdinde de sıkıntıya yol açtı.
AB Komisyonu ilk etapta konuya ilişkin net açıklama yapmaktan kaçındı. Krizin boyutlarının büyümesinin ardından AB Komisyonu Sağlık ve Gıda Güvenliği Komiseri Vytenis Andriukaitis, "konu soğuduktan sonra" AB Komisyonu'nun 26 Eylül'de krizi görüşmek için toplanacağını bildirdi.
Yumurta krizi, AB ülkeleri arasında karşılıklı suçlamalara ve tartışmalara da neden olmuştu.
Hollandalı ve Almanyalı yetkililer, Belçika'yı, yumurtalardaki fipronili haziranda bulmalarına rağmen temmuz sonuna kadar konuya ilişkin duyuru yapmamakla suçlarken, Belçika da Hollanda'yı hedef gösterdi. Belçika Tarım Bakanı Denis Ducarme, Hollanda'nın kasım ayında yumurtalarda fipronil olduğunu tespit ettiğine dair ellerinde resmi belgeler olduğunu iddia ederek, Hollanda'nın Avrupalı müttefikleriyle bu bilgiyi paylaşmadığını öne sürdü.
Bunun üzerine Andriukaitis, "Karşılıklı birbirimizi suçlamak bizi bir yere götürmez. Buna son vermemiz gerekiyor." açıklamasını yaptı.
AB'NİN ZAYIFLIĞI ORTAYA ÇIKTI
Diğer yandan yumurta krizi, AB'nin gıda güvenliğine ilişkin inşa ettiği sistemin zayıflığını ortaya çıkardı. Üye ülkeler, AB kanalını kullanarak yumurta krizinin büyümesini engelleyemedi.
AB de yumurta krizinin bazı zaafiyetleri ortaya çıkardığını kabul etti.
AB Komisyonu Sözcüsü Daniel Rosario, "AB'nin vatandaşları ve tüketicileri korumak için çok gelişmiş ve kapsamlı sistemleri var ancak bu krizden bazı dersler de çıkarmamız gerekiyor ve bunu yapacağız." dedi.
Herhangi bir üye ülkede gıda güvenliği zincirine bir tehlike oluşması durumunda AB ülkelerinin, birliğin hızlı uyarı sistemine bilgi vermesi gerekiyor. AB'nin de bu çerçevede tüm ülkeleri bilgilendirmesi bekleniyor. AB kendisinin sadece bilgilendirmeyle yetkili olduğunu, üye ülkelerin kendi önlemlerini alması gerektiğini savunuyor.
Ancak birçok ülkenin kendi gıda sektörünün çıkarlarını ön planda tutarak bu bilgilendirmeyi yapmaktan kaçınacağı düşünülüyor. Bu nedenle AB'nin bilgilendirmenin yanı sıra uygulamaları takip etmesi ve gerektiğinde yaptırım uygulayabilmesi yoğunluklu tartışılan konular arasında yer alıyor.