Avrupa büyük bir sınama içerisinde
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Avrupa da bu kadar ırkçı, yabancı düşmanı, göçmen düşmanı, İslam karşıtı, Türk karşıtı tavrı, tarzı sürdüremez." dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Brüksel'deki Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği (AB) Daimi Temsilciliği'ni ziyaret ederek Daimi Temsilci Büyükelçi Faruk Kaymakcı'dan çalışmalara ilişkin bilgi aldı.
Kurtulmuş, ilgili bakanlıkların temsilcilerinin yer aldığı ziyarette yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Brüksel'deki en önemli faaliyetlerinden birinin AB Daimi Temsilciliği'nde yürütülen çalışmalar olduğunu belirtti.
Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin bazen çok iyi bazen çok kötü olduğunu, bazen kopma noktasına geldiğini bazen de sanki AB üyesi olunacağı aşamalarına geldiğini anlatan Kurtulmuş, Türkiye-AB ilişkisinin bir şekilde devam edeceğini bildirdi.
AVRUPA'NIN GELECEĞİNİ DE ZEHİRLİYOR
Son zamanlarda AB'nin kurumsal yapısından da kaynaklanmayan ilave birtakım sıkıntılar yaşandığına işaret eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"O da Avrupa siyasetinin genel tavrı ve tarzındaki çok köklü bir değişimdir. Bu aslında sadece Türkiye-AB ilişkilerini zehirlemiyor, aynı zamanda Avrupa'nın geleceğini de zehirliyor. Artan ırkçılık, artan yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı... Bu da Avrupa'daki farklı ülkeleri, farklı siyaset akımlarını bir şekilde etkisi altına alıyor. Bunun çok somut göstergesi de Türkiye düşmanlığı olarak ortaya çıkıyor. Özel olarak da Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında bir Erdoğan karşıtlığı şeklinde ortaya çıkan bir siyasi tablo var. Bu tablo yeni. Bu da kalıcı değil."
EN ÖNEMLİ SINAMA NOKTASI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ
Avrupa'nın büyük bir sınama içinde olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Avrupa da bu kadar ırkçı, yabancı düşmanı, göçmen düşmanı, İslam karşıtı, Türk karşıtı tavrı, tarzı sürdüremez. Avrupa aslında, Türkiye-AB ilişkileri üzerinden de kendisi büyük bir sınama içerisindedir. 'Avrupa, içine kapalı, Avrupa'nın ortak kurucu değerlerinden uzaklaşan, genişlemeyi bir türlü başka bahara bırakan, Avrupalı kimliklerden ürken bir kurum mu olacak yoksa AB hakikaten genişleyecek ve Avrupa ortak kültürü ve kurucu Avrupa değerleri çerçevesinde yeniden kendisini güncelleyebilecek mi?’ tartışma budur. AB açısından da en önemli sınama noktası Türkiye-AB ilişkileridir. Bunu şunun için söylüyorum. Bu işin merkezinde sizler varsınız. Sakın ha Türkiye-AB ilişkilerinde kabahatli taraf, suçlu taraf bizmişiz gibi bir haletiruhiye içerisinde olmayalım. Hayır, biz hiçbir şekilde kabahatli, suçlu taraf değiliz. Bizim AB perspektifimiz dün neyse bugün de aynı şekildedir."
MÜZAKERE SÜREÇLERİNİ DEVAM ETTİRMEMİZ GEREKİR
Türkiye'nin burada, yeniden yapıcı bir diyalog zemininin oluşmasını sağlaması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye olarak biz üzerimize düşen yapıcı tavrı sürdürmeye kararlıyız. AB, eğer gerçekten varlığını sürdürebilecekse en önemli atacağı adımlardan birisi genişleme yönündeki adımlardır. Eğer bu adımı da atacaksa karşısına çıkacak ilk ülke, Türkiye'dir. 1963'ten beri de kapısında bekleyen bir ülkedir. Türkiye, AB'nin bekleme salonunda, terbiye salonunda bekletilmeye razı olacak bir ülke değildir. Biz eşit ortak olarak müzakerelerimizi yapar, AB süreçlerini kendi açımızdan da pozitif bir şekilde gündemi değerlendirerek sürdürürüz. Burada sizlere de çok büyük sorumluluklar düşüyor. En ufak bir boşluk bırakmadan bu müzakere süreçlerini devam ettirmemiz gerekir. Devlet olarak bütün kurumlarımızla bu süreci yakından takip ediyoruz."
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Brüksel'teki ziyaretleri kapsamında, Türkiye'nin Brüksel Büyükelçisi Mehmet Hakan Olcay ile Yunus Emre Enstitüsü'nü de ziyaret etti.