Asla kabul edilemez
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Hiçbir din görevlisinin görev tanımı dışında bir faaliyete yönelmesine asla müsaade edilmemiş, bu süre zarfında illegal olarak nitelendirilebilecek herhangi bir vakaya rastlanmamıştır" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Almanya'da Diyanet İşleri Türk İslam Birliğinin (DİTİB) camilerinde görev yapan bazı imamların Ankara'ya bilgi notları göndererek "casusluk faaliyeti" yürüttüğü iddialarıyla ilgili, "Hiçbir din görevlisinin görev tanımı dışında bir faaliyete yönelmesine asla müsaade edilmemiş, bu süre zarfında illegal olarak nitelendirilebilecek herhangi bir vakaya rastlanmamıştır. Asılsız ve mesnetsiz isnatlarla din görevlilerinin ve dini teşkilatların iç siyasetlere malzeme yapılması asla kabul edilemez." dedi.
Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığında Alman gazetecilerin de bulunduğu yabancı basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Almanya'da Diyanet İşleri Başkanlığının gönderdiği din görevlilerini konu edinen bazı yanlış tartışmalar bulunduğunu belirten Görmez, basından Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya ve Reinland-Pfalz eyaletlerinde bazı din görevlerinin evinde arama yapıldığını öğrendiğini aktardı.
Alman medyasında DİTİB camileri bünyesinde görevli imamlar hakkında usulsüz istihbari faaliyette bulunma iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında 2 din görevlisinin şahsi bilgisayarına el konulduğu yönünde haberler yer aldığını ifade eden Görmez, bir din adamına atılabilecek en büyük iftiranın dinin de ona yasakladığı başkalarının özel hayatı hakkında bilgi toplamak olduğunu, bunun asla kabul edilemeyeceğini söyledi.
Bundan rencide olduklarını vurgulayan Görmez, olayların başladığı günden itibaren Başkanlığın ve DİTİB'in din görevlilerinin illegal bir faaliyet içerisinde olmadıklarını kesin bir dille kamuoyuyla paylaştığını, bunun yanı sıra Alman yetkililerine de bilgi aktardıklarını bildirdi.
İthamların kaynağının 9. Avrasya İslam Şurası öncesinde yurt dışındaki müşavir ve ateşelere gönderilen bir yazı olduğunu, yazının ana konusunun din eksenli istismar ve şiddetten korumak olduğunu anlatan Görmez, bu yolla hem Başkanlığın hem din görevlilerin hem de Almanya'da din hizmetleri yürüten DİTİB'in itibarsızlaştırılmak istendiğini dile getirdi.