AP'nin Türkiye kararı Balkanları endişelendirdi

Türkiye'nin ‘kapılarını açması’ndan endişelenen Balkan ülkeleri, AB-Türkiye ilişkilerinin yapıcı ve dengeli olmasını istiyor.

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye ile üyelik müzakerelerini geçici bir süre dondurmayı tavsiye eden tasarıyı kabul etmesi, özellikle akabinde gündeme gelen sığınmacı krizine ilişkin açıklamalar göze alındığında, Balkan ülkelerini de etkileyecek gibi görünüyor.

AP'nin Türkiye hakkındaki kararının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar, bölge ülkelerinin medyasında geniş yankı bulurken, birçok medya organının bunu ‘tehdit’ olarak kamuoyuna yansıtması da gözden kaçmadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sığınmacı krizinin mahiyetine işaret eden açıklamalarının ardından, Türkiye'nin ‘kapılarını açmasından’ endişe duyan Balkan ülkeleri, yaptıkları açıklamalarla AP'nin kararının "AB’nin de çıkarına olmadığını" dile getirdi.

Hırvatistan Dış ve Avrupa İşleri Bakanı Davor İvo Stier, AP'nin Türkiye kararının ardından yaptığı açıklamada, Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasının ne Hırvatistan'ın ne de AB'nin çıkarına olduğunu vurgularken, AB ile Türkiye arasındaki yapıcı ve dengeli ilişkilerin korunması gerektiğine işaret etti.

Daha iyi bir yaşam umuduyla Batı Avrupa ülkelerine ulaşmayı amaçlayan sığınmacıların kullandığı ‘Balkan rotası’ üzerindeki ülkelerden biri olan Hırvatistan'ın ivedi bir şekilde böyle bir açıklamada bulunması, olası yeni bir sığınmacı akınına karşı, Türkiye'ye yönelik daha dengeli ve sağduyulu bir politika izlenmesi gerektiğini gösterdi.

SIRBİSTAN SINIRLARINI KORUMAYA HAZIR

Balkan rotası üzerindeki bir diğer ülke olan Sırbistan da son günlerde AB-Türkiye hattında yaşanan gelişmelere sessiz kalmadı. Sırbistan Çalışma, İstihdam ve Sosyal İşler Bakanı Aleksandar Vulin de Türkiye ile AB arasındaki sığınmacı anlaşmasının iptali durumunda, sığınmacı sayısında artış yaşanabileceğine dikkati çekerek, böyle bir durumda Sırbistan'ın kendi sınırlarını korumaya hazır olduğunu söyledi.

Olası bir sığınmacı akını durumunda sınırlarını korumak adına güvenlik önlemlerini artıracaklarını ve gerekli yasal düzenlemeleri yapacaklarını aktaran Vulin, Sırbistan'ın dünya siyasetine etki edemese de kendi sınırlarını koruyabileceğini vurguladı.

Makedonya Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada ise yoğun sığınmacı akını nedeniyle 2015 yılının Ağustos ayından itibaren kriz durumu ilan edildiği anımsatılırken, "Aktif hale getirilen kriz yönetimi, sınırların ve koridorların korunması için görevlendirildi. Sığınmacı sayısındaki olası bir artış tehdidine cevap vermek ve yeni senaryolar için de hazır bir halde beklenmektedir" denildi.

KARAR DOLAYLI OLARAK BALKANLARI DA ETKİLEYECEK

AP'nin aldığı Türkiye kararı, doğrudan olmasa da dolaylı olarak Batı Balkan ülkelerini de etkileyecek. AB ile Türkiye arasındaki müzakerelerin sonlanması ya da askıya alınması, akabinde yeni bir sığınmacı akınını doğurursa, belki de bundan en fazla etkilenecek ülkeler Balkan rotası üzerindeki ülkeler olacak.

Çatışmaların devam ettiği Asya ve Afrika ülkelerinden kaçan sığınmacıların, nihai varış noktasından çok geçiş güzergahı olarak kullandığı Batı Balkan ülkeleri, yeni bir sığınmacı akınıyla yüzleşmesi durumunda eski günlerine döneceğe benziyor.

2015 yılının yaz aylarından Balkan koridorunun kapatıldığı geçen Mart ayına kadar 1 milyondan fazla sığınmacının geçtiği Balkanlar, bu süreçte oldukça zor dönemler yaşadı. Ülkelerdeki sığınmacı merkezlerinin kapasitelerinin yetersiz ve imkanlarının kalitesiz olması insanlık dramlarının yaşanmasına neden olurken, hemen her gün karşılaşılan polis-sığınmacı arbedeleri de bu süreçte görülen en önemli olaylardan biri haline gelmişti.

Yaşanan yoğun sığınmacı akınına karşı, ülkeler bir bir sınırlarını tel örgülerle kapatıp bu bölgelere asker ve polis yığarken, sınırların kapatılmasının ardından daha da aktif çalışmaya başlayan insan kaçakçıları ise sığınmacı krizindeki bir diğer önemli sorun olarak dikkat çekti.

20-30 MİLYON POTANSİYEL SIĞINMACI

Her ne kadar Batı Balkan rotası kapatıldıktan sonra sığınmacı sayısında önemli bir düşüş yaşanmış olsa da geçişler yasa dışı yollardan sürüyor.

Bir dönem dünya kamuoyunun gündeminde olan Yunanistan-Makedonya sınırı, sığınmacıların Yunanistan'daki kamplara dağıtılmasının ardından gündemden düşse de Makedonya Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov, yeni ve daha büyük bir sığınmacı akınına karşı uyarılarda bulunmayı sürdürdü.

Daha önce yaptığı açıklamalarda yeni bir sığınmacı akınının yaşanacağını ve milyonlarca sığınmacının yeniden Balkan rotası üzerinden Avrupa'ya ulaşabileceğini söyleyen İvanov, son olarak Bulgaristan'daki temasları kapsamında yaptığı açıklamada, bu sayının 20-30 milyon civarında olabileceğini savundu.

Geçen yılın yaz aylarından bu yılın Mart ayına kadar geçen süre içinde Balkan rotasından ‘sadece’ 1 milyon sığınmacı geçmesine rağmen yaşanan arbedeler, insanlık dramları, güvenlik önlemleri ve krizler göz önüne alındığında, olası yeni ve daha büyük bir akının koridordaki bu ülkeleri nasıl etkileyeceğini tahmin etmek çok da zor değil.

Dolayısıyla AP'nin Türkiye kararının, AB ile Türkiye arasındaki sığınmacı anlaşmasını etkilemesi ve Türkiye'nin ‘kapılarını açması’ durumunda, Balkan ülkeleri yeni krizlere gebe olacak. Bu nedenle, söz konusu ülkelerin AB-Türkiye ilişkilerinin yapıcı ve dengeli olmasını istemesi hiç de şaşırtıcı değil.

Sığınmacı krizinden belki de en çok etkilenen ülkeler arasında yer alan küçük Balkan ülkeleri, artık yoğurdu da üfleyerek yemek istiyor.