Altı muhalefet partisi genel başkanından ortak açıklama

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in davetiyle bir araya gelen altı muhalefet partisi genel başkanının ortak açıklamasında, "Bir kez daha ilan ediyoruz ki Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanı, Güçlendirilmiş Parlamenter sistemden yana olan, demokrasi aşıklarının adayı olacaktır." denildi.

Akşener'in daveti üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın, İYİ Parti Genel Merkezi'nde bir araya geldiği toplantı sürüyor.

Toplantı devam ederken yapılan ortak yazılı açıklamada, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin açtığı yaraları sarabilmek, hukukun üstünlüğünü ve siyasi ahlakı yeniden tesis edebilmek için büyük bir kararlılıkla başlatılan iş birliği sürecinin beşinci toplantısının, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in ev sahipliğinde gerçekleştirildiği" belirtildi.

Madımak ve Başbağlar'da, 29 yıl önce yitirilenlerin saygı ve rahmetle anıldığı açıklamada, "Yaşananlardan ders çıkararak, nice acı tecrübeleri yaşamamıza sebep olmuş bu siyaset anlayışını ve bu nefret dilini reddettiğimizi ve memleketimizde toplumsal barışı mutlaka tesis edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz." ifadesi kullanıldı.

Toplantıda, iş birliğinin geldiği aşama, milletin gündemindeki sıkıntılar ve o sıkıntıları çözmek üzere atılacak yeni adımların ele alındığı aktarılan açıklamada, altı siyasi partinin genel başkanları olarak, "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakatımız" ile "Temel İlkeler ve Hedefler" metninin daha önce paylaşıldığı hatırlatıldı.

Görevlendirilen Seçim Güvenliği ve Kurumsal Reformlar komisyonlarının çalışmalarının da kamuoyunun takdirine sunulduğu anımsatılan açıklamada, Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu'nun çalışmalarını düzenli bir şekilde sürdürdüğü belirtildi.

- "Basın ve ifade özgürlüğünü savunma konusundaki kararlı tutumumuzu sürdüreceğiz"

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) geçen hafta içinde aldığı kararların da açık bir şekilde serbest kambiyo sisteminden sermaye kontrol sistemine geçişin adımları olarak görüldüğü ifade edilen açıklamada, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Siyasi iktidar tarafından haziran ayında TBMM'ye sunulan ek bütçe ise ekonomi politikalarının iflasının itirafıdır. İktidarın tercihini, bir kez daha enflasyonla ve işsizlikle mücadeleden, çiftçinin, memurun ve emeklilerin dertlerinden değil, yandaş müteahhitlerinden ve faiz lobilerinden yana yaptığını açıkça göstermiştir.

Genel Başkanlar olarak bizler, iktidarın ülkemizi geçen yüzyılda kalan, kapalı bir ekonomi-politik sisteme yöneltme çabalarına karşı mücadele etme kararlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz.

Kurallı, verimli, rekabetçi, istihdamı önceleyen bir ekonominin güvencesi olarak, yüksek enflasyon ve işsizliği bitirmeye, çiftçimizi, emekçimizi, sanayicimizi, esnafımızı, memurumuzu ve emeklimizi refaha kavuşturmaya, milletimizin hiçbir ferdini açlık sınırının altında bir asgari ücrete mahkum etmemeye kararlıyız.

Öte yandan, TBMM gündemindeki, özünde sansür niteliği taşıyan dezenformasyon yasa teklifi, siyasal ve toplumsal muhalefeti suçlu ilan ederek cezalandırmaya ve demokratik seçim ortamını zedelemeye odaklanmıştır. Dezenformasyon yasasının ertelenmesi bizi asla rehavete sürüklemeyecektir. Basın ve ifade özgürlüğünü savunma konusundaki kararlı tutumumuzu sürdüreceğiz."

Türk dış politikasına da değinilen açıklamada, "Son yıllarda kişisel ve tepkisel tercihlere bağlı olarak yaşanan savrulma, hedefsizlik ve vizyonsuzluğun son örneği, NATO'nun Madrid Zirvesi sürecinde görülmüştür. Türkiye'nin haklı taleplerini somut güvencelere bağlamayan üçlü mutabakat metni, bir iç siyaset malzemesi olarak kullanılması dışında herhangi bir değer taşımamaktadır." ifadeleri kullanıldı.

Dış politikanın, şahsi menfaatlere göre değil, milli menfaatlere göre yönetileceği belirtilen açıklamada, Türkiye'nin itibarı sarsılan değil, sözü dinlenen, saygın ve bölgesinin en güçlü ülkesi yapılacağı kaydedildi.

- "Milletçe hak ettiğimiz, 21'inci yüzyıla yakışır Türkiye'ye kavuşmaktır"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilen 2018'den bu yana sadece siyasi iktidarın ve "bir avuç azınlığın" memnun olduğu, vatandaşların ise "feryat ve isyan ettiği, adaletsiz, haksız ve keyfi uygulamalarla, çarpık ve gayri ahlaki kriterlerle" karşı karşıya olunduğu savunuldu.

Ortak açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Ülkemizin yaşadığı, özellikle son dört yıldır katlanarak artan ve milletimize ağır bir yük haline gelen tüm sorunların kaynağında, tek bir kişinin ve onun belirlediği dar bir zümrenin tahakkümünü esas alan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vardır. Bu sorunları aşabilmenin yolu, siyasi iktidar ve ortaklarının tüm gündem değiştirme çabalarıyla yıpratmaya çalıştıkları Cumhuriyet değerlerimize ve demokratik hukuk devleti ilkelerine sımsıkı sarılarak milli egemenliğimizi esas alan 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi' yine milletimizin teveccühü ile hayata geçirmek üzere, seçim sandığının bir an evvel milletimizin önüne getirilmesidir.

İşte bu nedenle, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile hedefimiz mahkum edildikleri işsizlik ve baskı altına alınmaya çalışılan özgürlükler de dahil olmak üzere, gençlerimizin önündeki tüm engelleri kaldırıp, hayallerine kavuşabilmelerini sağlamaktır. İşletmelerimizin yurt dışı ile rekabet edebilmeleri ve hem ulusal hem de uluslararası piyasalarda marka değeri oluşturmalarına destek olmaktır. Esnafımızın, üreticimizin, sanayicimizin ve çiftçimizin, tüketiciye uygun fiyata kaliteli ürün sunabilmesi, ürettiğinden kazanabilmesidir. Memurumuzun, işçimizin, emeklilerimizin hak ettiği yaşam kalitesine kavuşmasıdır. Kapsayıcı politikalarla yoksulluğun, özellikle de kadın ve çocuk yoksulluğunun sonlandırılması, milletimizin her bir ferdinin refahtan adil pay almasını sağlamaktır. Özetle, sadece yönetim sisteminin değil, topyekun hayatlarımızın değişmesidir. Milletçe hak ettiğimiz, 21'inci yüzyıla yakışır, mutlu ve refah içinde bir Türkiye'ye kavuşmaktır.

Bilinmesini isteriz ki altı siyasi partinin ortak akıl ve makulde buluşmak üzere oluşturduğu istişare mekanizmasını, adaylık tartışmasına indirgemeye çalışanlar, milletimizin ve ülkemizin geleceğine dair büyük bir kazanım olarak gördüğümüz çalışmalarımızı asla sekteye uğratamayacaktır. Bir kez daha ilan ediyoruz ki Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanı, Güçlendirilmiş Parlamenter sistemden yana olan, demokrasi aşıklarının adayı olacaktır."