Avrupa'daki kardeşlerimiz neyin, ne olduğunu çok iyi görüyor
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Bütün bu olayların karşısında Avrupa'daki, Almanya'daki kardeşlerimiz neyin, ne olduğunu çok iyi görüyorlar. Bütün bu olumsuzluklara çok güçlü bir cevabın da Avrupa'da kurulacak sandıklarda verileceğini görüyorum." dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kızılcahamam Belediyesinin ev sahipliğinde Anadolu Yayıncılar Derneği (AYD) tarafından düzenlenen Medya Çalıştayına katıldı.
Kızılcahamam Eğitimci Nuray Yeşil Şehir Müzesi'ni gezdikten sonra, Kızılcahamam Kaymakamı Mehmet Yıldız, Kızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney ile gazetecilerle sohbet toplantısı yapan Kurtulmuş, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları cevapladı.
Çalıştaya ev sahipliğinden dolayı Kızılcahamam Belediye Başkanı Güney'e teşekkür eden Kurtulmuş, çalıştayın geleneksel hale getirilmesinin, gazeteciler arasındaki ikili ilişkileri de geliştireceğini söyledi.
Halk oylaması sürecinin nasıl geçtiği, bu güne kadar oluşan havadan memnun olup olmadığının sorulması üzerine Kurtulmuş, şimdiye kadar gayet güzel, güle oynaya geçtiğini belirtti.
Herkesin kendi görüşlerini rahatlıkla ifade edebildiğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Açıkçası, Meclisteki yüksek gerilimli toplantılar herkesi endişelendirmişti. Maalesef muhalefetin Meclisteki ortamı geren tavırları hem Meclisteki o tartışmalar sırasında hem ondan sonraki ilk kampanya anında yanlış bir strateji ile başladılar. 'Rejim değişiyor', 'Bu rejimi değiştirmeyiz', 'kan' sözcükleri de işin içine karıştırıldı. Bunun yürümediğini, doğru olmadığını, bu argümanın tutmadığını da gördüler. Özellikle CHP'nin, ana muhalefet partisinin, kampanyada bir üslup değişikliğine gitmiş olmasını da önemli buluyorum. Nihayetinde Türkiye, bir anayasa değişikliği yapıyor. Biz baştan beri bunu söylüyoruz. Bu, bir rejim değişikliği değil, sistem değişikliğidir."
"İNŞALLAH ÇOK RAHATLIKLA SANDIKTAN "EVET" ÇIKACAK
Kurtulmuş, yaklaşık üç haftadır sahada cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlattığına işaret ederek, "En başından itibaren gördüğüm şudur, inşallah çok rahatlıkla sandıktan 'evet' çıkacak. Ancak, meselenin mahiyetiyle ilgili henüz toplumda henüz ciddi bir bilgilenme, bilgilendirme süreci gerçekleşmiş değildir. Ama gün be gün hızla ilerliyoruz, pozitif bir şekilde ilerliyoruz. Henüz kararını vermemiş olanların 'evet'e dönmesi işin doğası gereğidir. 'Hayır' demek için ortada bir nedenin olması lazım. 'Evet'in anlatılması, daha etkin, daha hızlı karar alan bir hükümet sisteminin Türkiye'ye neler getireceğinin anlatılmasıyla birlikte kararsız kısmın 'evet' tarafına doğru döneceğini görüyoruz." ifadesini kullandı.
Kampanyanın aynı güzellikle devam etmesini isteyen Kurtulmuş, korkulan terör olaylarının alınan ciddi tedbirlerle bertaraf edildiğini vurguladı.
Kurtulmuş, kampanyanın güvenlik içerisinde sürdürülmesini temenni ettiklerini, bütün güçleriyle buna odaklandıklarını bildirdi.
"AVRUPA'DA ÖZELLİKLE ERDOĞAN'IN ŞAHSINDA SOMUTLAŞMIŞ BİR İSLAM KARŞITLIĞI ETKİN"
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Mısır'ı ziyaretinde Devlet Başkanı Abdülfettah El Sisi ile görüştüğünün hatırlatılması ve "Merkel'in, darbeci birisi ile yan yana gelmesini ve demokrasiden söz eden Almanya'nın, Türkiye'nin bakanlarına kampanya yapma izni vermemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" diye sorulması üzerine Kurtulmuş, Mısır'daki darbe teşebbüsüne karşı, Batı dünyası başta olmak üzere her fırsatta demokrasiyi savunanların sesinin çıkmadığına değindi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şu görüşlere yer verdi:
"Darbeci yönetimle, aradan bu kadar vakit geçtikten sonra yan yana görünmeleri de şimdiye kadar ki takındıkları tavrın, tamamlayıcı bir cüzüdür. Antidemokratik, darbe yanlısı tavrın tamamlayıcı bir cüzüdür.
Sayın Bozdağ ve Zeybekci'nin toplantılarına izin verilmemiş olması, büyük bir ayıptır, büyük bir demokrasi skandalıdır, büyük bir çifte standarttır. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, bakanlarımız, bizler oraya gittiğimizde Almanya, Fransa ya da Avusturya'nın iç işlerine karışıyor değiliz. Büyük tenakuz şuradadır, hem siz Almanya'da Türklerin seçime katılmasının önünü açacaksınız hem de seçimin çok doğal bir parçası olan kampanyanın yapılmasına müsaade etmeyeceksiniz. Bu, açık bir antidemokratik, çifte standartlı bir uygulamadır. Kabul edilemez. Bu davranış, demokrasiye, insan haklarına, fikir özgürlüklerine AB'nin kurucu çerçevesinin hiçbirisine sığmaz. Almanların bu yanlıştan döneceğini ümit ediyoruz, dönmezlerse de büyük bir utançla, 'Biz ne yaptık' diyerek bunun utancını ileride yaşayacaklarını ifade edeyim. Bu kadar açık bir şekilde, Almanya'da böyle bir tutum sergilenebiliyor olmasında, Avrupa'da yükselen ırkçılığın, aşırı milliyetçiliğin, İslam ve Türk düşmanlığının, özellikle Erdoğan'ın şahsında somutlaşmış bir İslam karşıtlığının etkin olduğunu ifade etmek lazım. Avrupa'da gelişen aşırı uçların siyasi rüzgarlarının etkisi altında alınmış olan kararlardır."
Türkiye'nin bakanlarına orada konuşma izni, vatandaşlarıyla buluşma izni vermeyenlerin, PKK'nın, FETÖ'nün ve Türkiye karşıtı grupların çok açıktan "hayır" propagandası yapmasına göz yumduğuna, bunun da açık bir çelişki olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Bizim vatandaşlarımız da ferasetlidir. Bütün bu olayların karşısında Avrupa'daki, Almanya'daki kardeşlerimiz neyin, ne olduğunu çok iyi görüyorlar. Bütün bu olumsuzluklara çok güçlü bir cevabın da Avrupa'da kurulacak sandıklarda verileceğini görüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
CHP'nin üslubunu yumuşatmasına yönelik değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, "Ben siyaseten bu niyet meselesine hiç bakmam. CHP, bu üslup değişikliğini taktik gereği yapmaktadır. En başta kavgaların, gürültülerin, ısırmaların falan olduğu ortamlarda ana tartışmaları, 'rejim değiştiriyorsunuz' idi. Baktılar ki bu tutmuyor, kanaatimce taktik değiştirdiler." yanıtını verdi.
"MÜNBİÇ'TE ETNİK YAPININ DEĞİŞMESİNİ SAĞLAYACAK ADIMLARI DOĞRU BULMAYIZ"
Münbiç'e yönelik olası operasyon konusundaki bir soruya karşılık Kurtulmuş, Obama zamanında çok açık bir şekilde PYD'nin, Fırat'ın doğusuna çekileceği yönünde karar alındığını aktardı.
Kurtulmuş, terör örgütü PYD'nin hızla Münbiç'ten çıkarılması gerektiğine işaret ederek, "Münbiç dediğimiz yerde, yüzde 100 Araplar var. Orada bir etnik yapının değişmesini sağlayacak olan adımın atılmasını doğru bulmayız. Suriye'ye bir katkısının olmadığını düşünürüz. Bizim derdimiz buraların bir an evvel barışa kavuşmasıdır." ifadesini kullandı.