Abdurrahman Erzurum yazdı: "SIRTIMIZI NEREYE DAYASAK Kİ?"

Erzurum: "Sevgili seçmen kardeşim sırtını nereye dayadığın çok önemli. Ama ondan daha önemlisi senin sırtını dayadığın yerler sırtını nereye dayamışlar, bunu anlaman gereklidir. Asıl konu budur işte."

İnsan ne kadar güçlü olursa olsun hayatının birçok aşamasında bir güce güvenmek veya sırtını dayamak ister. Bir güç tarafından desteklenmek ihtiyacı hisseder.

Eskiden aile sınırları içinde olan bu dayanak bulma arayışı tam sistemleşememiş demokrasilerde siyasi partilere sırt dayama şeklinde evrilmiştir.

Nasıl mı?

Daha önce de birkaç yazımda belirttiğim gibi; ticaret erbabının kazanma, bürokratın yükselme ve yerinde kalabilme umudu siyaset olunca bu durum kaçınılmazdır.

Buraya kadar normal diyelim. Herkes sırtını bir yere dayamış. Herkes gemisini bir şekilde yürütüyor.

Ama dikkatli olunması gereken bir durum daha var.

Sevgili seçmen kardeşim sırtını nereye dayadığın çok önemli. Ama ondan daha önemlisi senin sırtını dayadığın yerler sırtını nereye dayamışlar, bunu anlaman gereklidir. Asıl konu budur işte.

Senin güvendiğin liderlerin binlerce masumun katili bir terör örgütüne mi dayamıştır sırtını. Yoksa telefonla arayıp destek veren ülkelere mi?

Birçok ülkede gösterilen yıkıcı faaliyetleri durdurarak gerçekten Türkiye için çalışan örnek kurumumuzu “TİKA’yı kapatacağım”, tarihi ve kaliteli yapımlar ile halkın bilinçlenmesini sağlayan televizyon kanalımızı “TRT’yi kapatacağım” derken kime ve kimlere dayamaktadır sırtını?

“3. havalimanını durduracağım”. “Devlete ait tüm uçakları satacağım”. “Çanakkale Körfez Geçiş Köprüsünü durduracağım”. “Şehir Hastanelerini durduracağım”. “Sarayı yıkacağım”. Bunları kim istemiştir de senin lider bildiklerin her yerde bu vaatleri vermektedirler.

Afrin kahramanı Paşamızın apoletleri kime güvenilerek, kimin emriyle sökülme yeminleri edilmektedir.

Herkesin gözü önünde ve hesapsızca olması da güvenin boyutunu gösteriyor.

Savaş kaybetmiş bir ülkeye dayatılan barış anlaşması şartları gibi. Mondros Anlaşmasının 7 ve 24. maddelerini de yazdırın da tam olsun bari. En son Gezi eylemcileri gelmişti böyle bir metinle. Onlarında güvendikleri dağlara karlar yağdı.

Kısacası güvendiklerinizin bu kadar hoyratça ve hunharca yıkma, satma, sökme vaatlerini verirken sırtlarını dayadıkları mahfil veya ülkelerin duyulan güveni boşa çıkarabileceği ihtimali hiç mi aklınıza gelmiyor.

Hiç mi Barzani’den ders almadınız? Hiç mi DAEŞ’e karşı kullanılan ve Afrin ve Münbiç’ten atılırken sırt çevrilen YPG’nin son açıklamalarını okumadınız.

Bir zamanlar her türlü destek verilen eli kanlı katil sürüsü PKK’nın halini hiç mi görmüyorsunuz?

Pek âdetim değildir ama yazıma bir fotoğraf ekliyorum. Bu fotoğraf size güvendiğiniz dağların ne durumda olduğunu anlatacaktır.

G7 zirvesinde yaşananlar, İran ve Kudüs konusunda ABD’nin yalnızlığı bir dönüm noktasını işaret ediyor. Trump, ABD’denin geriye gidişinin ve çöküşünün başlangıcı olacaktır. Vakit çok büyük gelişmelere gebedir.

Bu çekişmeli zeminde Türkiye’yi zincirlemek, yeniden bağımlı hale getirmek için son hamlesini yapanlar ellerindeki son kozun da kayıp gitmesini istemiyorlar.

Kısacası seçmen kardeşim senin sırtını dayayarak rahat etmek istediğin güçler pek sağlam yerlere sırtlarını dayamamışlardır.

“Ağaca dayanma çürür, insana güvenme ölür” sözünü anlaşılan hiç duymamışlardır.

Ölümden korkmayan, sadece ve sadece ölümlü olmayana güvenenlerle, gücüne, parasına güvenenlerin mücadelesinin ilk günden bu yana gelişimini biliyor olmalısın.

Sözüm ne yaparsanız yapın kendini “muhalefetçilik oynama” hastalığına kaptırmışlara değil.

Kimsenin bir şey demesine gerek yok. Parti liderlerinin vaatlerine bak ve kararını ver.

Bence vakit günlük kin ve nefretleri bir yana bırakıp tercihleri gözden geçirme vakti.

Vakit varken..