ABD’nin güvenli bölge oyunu! İşte ABD’nin PYD tutumu…

Recep Demircan/ AjansHaber

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Zirvesi için gittiği ABD’den Türkiye’ye dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı’yla yaptığı görüşmede Amerikalıların Kobani’deki YPG güçlerine gönderdiği yeni silah yardımının da gündeme geldiğini belirten Erdoğan, ‘Bizim itiraz ettiğimiz husus, terör örgütü olan PYD/YPG’ye silah verilmesidir. Ama o kadar çarpık bir yapı var ki, Biden’e iki gün önce Kobani'ye iki uçak dolusu silah indirdiklerini söyledim. Bana 'Benim bundan haberim yok' dedi. Ben de,  'Siz öyle diyorsunuz ama benim haberim var' dedim. Bu nasıl iştir? Başkan Yardımcısı Biden 'Haberim yok' diyor. Ertesi gün de Savunma Bakanı Carter çıkıp 'Silah verdik. Vermeye de devam edeceğiz' diyor’ ifadesini kullandı.

Bu açıklamaların ardından ABD’lilerin, Kobani’deki terör örgütü PYD unsurlarına silah yardımı yaptığını gösteren yeni görüntüler ortaya çıktı. Türkiye ziyaretinde Biden’ın, ‘PYD, Fırat’ın batısından çekilmezse yardım alamayacak’ ifadesinden sonra ABD’nin bu tutumunun altına ne yatıyor?

ALMANYA’DAN ABD’YE GÜVENLİ BÖLGE DESTEĞİ!

ABD, Suriye’de hedeflerin netleşmesini gerekçe göstererek güvenli bölge oluşturma talebinde bulundu.  Bu talebe Almanya’dan destek geldi.

Suriye’de BM’ye ait insani yardım konvoyunun vurulmasıyla ilgili olarak açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ‘Bize ayrım (muhaliflerin terör gruplarından ayrımı) yapabilme şansı verilmesi için Suriye savaş uçaklarının meşru muhalefetin ve El Nusra’nın olduğu bölgelerde uçuş yapması yasaklanmalı... Uçuşlara sınırlama getirmeliyiz arkadaşlar. Bu Suriye rejiminin geçmişte sıklıkla yaptığı gibi, ‘El Nusra ile mücadele ediyorum’ bahanesiyle sivil hedeflere saldırmasını engeller’ ifadesini kullanırken Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’da ateşkesin bütün koşullarının gerçekleştirilmesi  için ABD’nin çağrısı destekledi.

Peki, Batı’nın bu kararının altında ne yatıyor?

Emekli Tümamiral Soner Polat, ABD ve Almanya’nın uçuşa yasak bölge tutumunu ile ABD’nin PYD açıklamalarından sonra yapılan silah yardımının altında yatan nedenleri AjansHaber’e değerlendirdi.

‘OBAMA İFADESİNDE PYD’Yİ KARA GÜCÜ OLARAK NİTELENDİRMİŞTİ’

ABD, YPG’ye olan silah yardımını zaten sürdürüyor ve bunu gizleme çabasına hiçbir zaman girmedi. Kobani’ye yakın olan bölgelerde ABD 3 tane üs kurdu. Bu üsler genişletildi ve Kobani’ye yakın üs ABD savaş ile nakliye uçaklarının inişi için uygun hale getirildi. Obama bir buçuk sene önce YPG’yi Suriye’de ABD’nin kara gücü olarak gördüğünü söylemişti. Dolayısıyla sizin kara gücünüzü desteklemeniz gerekiyor. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’da diplomatik olarak ‘Bu bölgede böyle bir şey yok’ diyor.

‘ABD TÜRKİYE’Yİ MÜTTEFİKİ OLARAK GÖRÜYOR’

Türkiye’nin Avrasya Bloğu’na kaymasını engellemek istiyorlar. ABD, Türkiye’yle Suriye konusunda görüş ayrılığı olabileceğini düşünürken, Türkiye’yi NATO ve ABD’nin müttefiki olarak görmeye devam ediyorlar.

‘ÖRGÜT BATI’NIN MEŞRU GÜCÜ HALİNE GELDİ’

ABD sadece YPG’ye silah vermiyor. Örgütün, yemekleri, maaşları, kıyafetleri karşılanırken tarım ürünleri ve petrol kaçakçılığından da ABD pay veriyor.   Tarım ürünleri ve kaçak petrol Barzani üzerinden pazarlanıyor. Paris’te, Stockholm ve Prag gibi yerlerde PYD’nin büroları var. Örgüt artık Batı’nın meşru gücü haline geldi. ABD burada yaptıklarını artık resmi hale getirmeye başladı.

‘ABD’DE ESAS GÜÇ PENTAGON’DADIR’

Biden ve Obama’nın söylediklerinin hiçbir önemi yok. ABD’deki esas güç Pentagon’dadır. Rusya ile ABD arasında ateşkes anlaşması yapıldı ama Pentogon bu anlaşmayı tanımadığı belirtti. Bu açıklamaya paralel olarak göstere göstere Suriye’nin Deyrizor kentinde ABD, rejim güçlerini bombaladı. ABD’nin bir YPG ve Suriye politikası var. Bu 1991 yılından beri süreklilik arz ediyor ve hiçbir şekilde geriye dönüşler yaşanmadı. Büyük devletler kolay kolay politikalarını değiştirmezler, son ana kadar şanslarını denemek isterler. ABD gibi büyük devletler hiçbir şekilde sözle hareket etmez. Sahadaki raporlara bakarlar, ona göre adım atarlar.

‘ABD, TÜRKİYE’NİN İSTEDİĞİ BİR GÜVENLİ BÖLGE İSTEMİYOR’

ABD ve Almanya’nın Suriye’de uçuşa yasak bölge oluşturma talepleri Türkiye’de yanlış anlaşıldı. ABD Dışişleri Bakanı John  Kerry, Türkiye’nin istediği bir yerde uçuşa yasak bölge istemedi. Türkiye, 2011 yılından itibaren Kobani ve Afrin kantonu arasında 90 km uzunluğunda, 45 km derinliğindeki bir alanda güvenli bölge istiyordu.

‘RUSYA VE SURİYE, ABD’NİN TALEBİNİ KABUL ETMEZ’

Kerry’nin talebi Halep-İdlib bölgesinde, özelikle Rus ve Suriye Hava Kuvvetleri’nin yoğun olarak faaliyet gösterdiği alanla ilgiliydi. Bunu Rusya’nın da, Suriye’nin de kabul etmesi mümkün değil. Rusya bu talebin arkasından yaptığı açıklamada, bunun kabul edilebilir yanının olmadığı ve asla kabul edilemeyeceğini ifade etti.

‘ABD, TÜRKİYE’NİN İSTEDİĞİ BİR GÜVENLİ BÖLGEYİ KABUL ETMEZ’

Hiçbir zaman ABD bu bölgede güvenli bölge oluşumunu istemez. Birinci ve İkinci Körfez Harekatı, Irak’taki Türkmen ve Arap coğrafyasının dağıtılması, Cezire ve Kobani kantonunun kurulması  ve diğer kantonlarla birleştirilme sürecine baktığımız zaman Türkiye’nin istediği bir güvenli bölge oluşturulması mümkün değil. Halep-İdlip bölgesinde Rusya bunu kabul etmez, o zaman inisiyatif El Nusra’ya geçer. ABD’de Türkiye’nin istediği yerde güvenli bölge istemez. Bu konu şuan Türkiye’de tartışılması lüzumsuzdur.

‘ATEŞKESTEN ABD VE RUSYA BÜYÜK DERSLER ALDI’

Ateşkes artık bitti, bir daha da olmaz. ABD, Suriye’nin Deyrizor kentinde rejim askerlerine saldırarak, kendi ateşkesini kendisi bozdu. Suriye’de BM yardım konvoyuna saldırdı. Rejim güçleri kendi konvoyunu mu vuracak? Bu saldırının da kimin tarafından yapıldığı bellidir. Ateşkesin yeniden gündeme gelmesi mümkün değil, hem Rusya hem de ABD büyük dersler aldı. ABD, ateşkesi hem kendi çıkarları hem de El Nusra gibi terör örgütlerinin önünü açmak için kullandı.

‘ALMANYA, ABD POLİTİKALARIYLA HAREKET EDİYOR’

Almanya artık kendisini ABD politikalarına teslim etmiş durumda. FETÖ’yü desteklemesi, soykırım yalanını Meclis’inden geçirmesi ve keşif amaçlı tornado uçaklarını İncirlik’e göndermesi bu durumu kanıtlıyor ve Almanya bağımsız hareket edemiyor.  Bu süreç Almanya içerisindeki dengeleri de sarsıyor. Almanya’daki seçimlerde Merkel büyük bir oy kaybı yaşadı. Almanların yeniden politikalarını gözden geçirmesi gerekiyor.

‘ABD BU TALEBİYLE REJİMİN GÜCÜNÜ ZAYIFLATMAK İSTİYOR’

Türkiye, Halep ve İdlib’de belli gruplara destek verdi. Özellikle eski Başbakan Ahmet Davutoğlu döneminde Rusya, ılımlı muhalifleri vuruyor gerekçesiyle şikayet edilmişti.  Türkiye’nin Halep-İdlip politikası daha netlik kazanmadı ama bir takım anlaşmaların yapıldığı söyleniyor. Orada Türkiye’nin istediği bir uçuşa yasak bölge olmayacak. Halep-İdlip’teki Suriye’nin muharebe gücüne baktığımız zaman, rejimin en büyük eksikliği kara gücüdür. Rusya ve Suriye, bu eksikliği hava güçleriyle kapatıyor. ABD, bu durumu ortadan kaldırıp, Suriye ordusunun daha güçsüz duruma düşmesini hedefliyor. BM’nin yardım konvoyunun vurulması ABD tarafından bir gerekçe olarak gösteriliyor ama sahadaki gerçeklerle bu bağdaşmıyor.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.