ABD'de Cumhuriyetçiler Biden yönetimine baskıyı artırıyor
ABD Temsilciler Meclisindeki kritik komitelere Cumhuriyetçi partiden atanan isimler, ülke kamuoyunda tartışma yarattı.
8 Kasım 2022 ara seçimlerinde Temsilciler Meclisinde çoğunluğu ele geçiren Cumhuriyetçiler, yeni yasama döneminde Biden yönetimine karşı baskıyı artırırken, kritik komitelere aşırı sağcı milletvekillerinin atanmasına ilişkin tartışmalar sürüyor.
Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi James Comer, komitenin resmi sitesinde yeni atanan isimleri açıkladı.
Buna göre, Eski Başkan Donald Trump ile yakınlığı ve aşırı sağcı görüşleriyle bilinen Cumhuriyetçi milletvekili Marjorie Taylor-Greene, Gözetim ve Hesap Verebilirlik Komitesi'ne atandı. Gözetim Komitesi'ne atanan üyeler arasında aşırı sağcı Lauren Boebert ve Paul Gosar gibi isimler de yer aldı.
"Biden, hazırlıklı ol"
Gözetim Komitesinin resmi Twitter hesabından yapılan paylaşımda, "Amerikan halkının hak ettiği cevapları almak için" çalışacaklarını duyuran Cumhuriyetçiler, bu kapsamda güney sınırındaki problemler, Kovid-19 salgını, Afganistan'dan çekilme ve enerji krizi gibi konuların yanı sıra Biden ailesinin ticari faaliyetlerini soruşturacaklarını bildirdi.
Diğer taraftan Greene, resmi sitesinden yaptığı paylaşımda, atandığı komitelerden bir diğerinin İç Güvenlik Komitesi olduğunu duyurdu. Meclisin "en önemli komitesine" atanmış olmaktan gurur duyduğunu belirten Greene, hükümetin israf, dolandırıcılık, suiistimal ve kötü yönetim gibi faaliyetlerini denetlemeye hazır olduğunu öne sürdü.
"Biden, hazırlıklı ol." diyen Greene, Biden ailesinin faaliyetlerini de soruşturacaklarını belirtti ve göreve başlamak için sabırsızlandığını aktardı.
Bunların yanı sıra öz geçmişiyle ilgili yalanlar söylediği ortaya çıkan George Santos'un da ticaret ve bilim-teknoloji ile ilgili iki komiteye atandığı haberleri basına yansıdı. Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy de yaptığı açıklamada Santos'un meclisteki komitelerde yer alacağını doğruladı.
Vekil Taylor-Greene, "ırkçı söylemleri" ve "komplo teorilerini yaydığı" gerekçeleriyle 2021 yılında Demokratların liderlikte olduğu Temsilciler Meclisindeki komite görevlerinden alınmıştı.
Milletvekili Gosar da yine aynı yıl, sosyal medyada paylaştığı bir içerikte, Biden'a saldırdığı ve Demokrat vekil Alexandria Ocasio-Cortez'i öldürdüğünü gösteren bir görüntü paylaştığı gerekçesiyle komite görevinden alınmıştı. Santos'a ise birçok Cumhuriyetçi parti üyesi, seçmenleri aldattığı gerekçesiyle istifa çağrısı yapmıştı.
Cumhuriyetçi milletvekillerinin gelecek hafta komitelere yeni atanan isimleri onaylaması halinde milletvekilleri ilgili görevlerine başlayabilecek.
Cumhuriyetçiler Biden'a baskıyı artırıyor
Diğer yandan, Gözetim Komitesi Başkanı Comer, Biden'ın ofisinde ve konutunda "gizli belgeler" çıkmasıyla ilgili Pensilvanya Üniversitesi rektörüne dilekçe göndererek, gizli belgelere kimlerin erişebilmiş olabileceğinin yanı sıra üniversite ve ona bağlı Penn Biden Merkezini Çin'in finanse ettiğine dair bazı sorulara yanıt vermesini talep etti.
Penn Biden düşünce kuruluşunda çalışanların isimlerinin yanı sıra ne kadar maaş aldıklarına dair bazı bilgiler talep eden Comer, katıldığı birçok televizyon programında da Başkan Biden ve aile üyelerinin "şaibeli" ticari faaliyetlerinin de peşini bırakmayacağını ifade etti.
Temsilciler Meclisinde çoğunluğu ele geçiren Cumhuriyetçiler, federal hükümetin silahlandırılması, Çin ile mücadele, kripto paralar gibi konularda komiteler kurmayı planlıyor. Vergiler, enerji güvenliği ve kürtaj gibi konularda muhafazakar seçmene hitap eden yasa tasarıları hazırlayan Cumhuriyetçilerin ayrıca, İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas'a sınır güvenliğini sağlayamadığı gerekçesiyle azil soruşturması açılmasını talep etmesi bekleniyor.
Demokrat milletvekilleri ise "komplo teorilerine inanan bir grup" üyenin kritik komitelere getirilmesinin doğru olmadığını savunuyor. Cumhuriyetçilerin bu adımlarının, Temsilciler Meclisi Başkanı McCarthy'nin meclis başkanı olabilmek için kendisine destek vermeleri karşısında aşırı sağcı üyelere verdiği tavizlerin bir sonucu olduğu görüşünü savunan Demokratlar, Amerikan halkını "gerçeklikten kopuk" bir siyaset anlayışının beklediğini öne sürüyor.