'ABD, her an müdahil olabileceği bir fay hattı oluşturmak istiyor'
ABD’nin Ortadoğu’daki politikasında Bush döneminden itibaren ve özellikle de 11 Eylül’den sonra büyük değişiklikler yaşanıyor.
Recep DEMİRCAN/ AjansHaber
ABD’nin Suriye’deki politikası sorgulanıyor. Özellikle Bush döneminde, 11 Eylül saldırılarının ardından değişen politika ve Obama’nın ilk ve ikinci dönem politikaları büyük tezatlıklar taşıyor. Suriye’de son dönemde yaşananlar için de bir eksen kaymasından söz ediliyor.
ABD’nin Ortadoğu politikasının dinamiklerini AjansHaber’e değerlendiren Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ensar Nişancı, çok çarpıcı noktalara işaret etti. ABD’nin güçlenmeye başlayan rakiplerine karşı onları zayıflatma politikasına dikkat çeken Nişancı, ABD’nin Ortadoğu’da her an müdahale edebileceği bir fay hattı oluşturmak istediğini belirtti.
Prof. Dr. Ensar Nişancı, AjansHaber’e şu değerlendirmelerde bulundu:
“BUSH’UN ANA KONSEPTİ BOP’TU”
Obama öncesinde Bush vardı, ve Bush’un ana konsepti de BOP’tu, yani Büyük Ortadoğu Projesi. Bu projede Pakistan ve Afganistan’da vardı. Ortadoğu’yu genişleten bir projeydi. Amerika’nın operasyon alanları 11 Eylül’den sonra ilk olarak Afganistan oldu. Buradan Pakistan’a yansıyan olaylar gelişti ve dış politika bu şekilde gelişti.
BOP’UN AMACI
BOP’un Ortadoğu’da yeni bir düzen kurma, otoriter bir düzen değil, demokratikleşme yönünde bir ana parolası vardı. Kadın haklarından çok söz ediliyordu. Bu proje bölgedeki otoriter rejimler açısından bir tehdit olarak algılandı. Burada Amerika’nın çok önemli bir straejik değişikliğe gittiğini görüyoruz. Amerika’nın daha önce yapmış olduğu stratejileri reel politikasıyla etik politikası açısından örtüşebiliyordu. BOP’tan sonra bu denge çelişmeye başladı. Dolayısıyla Amerika kirli oyunlar oynamak durumunda. Kendini öyle hissetti. Buna demokratik bir meşruiyet kılıfı oluşturmaya çalışıyor.
“ABD, ORTADOĞU’DA DEMOKRATİK İSTİKRARSIZLIK KONSEPTİNE DÖNDÜ”
Amerika, Ortadoğu’da otoriter mizan konseptinden demokratik istikrarsızlık konseptine değişiklik yaptı. En temel değişiklik bu oldu. Otoriter rejimleri bu nedenle desteklediler. Taleplerde bulunanlara mürteci, dinci diyordu. Obama döneminde demokratik araçları kullanarak istikrarsızlaştırmaya yöneldiler. Amerika süper güç konumundan düştü. Amerika’nın gücü artık karşı konulamaz değil. Amerika yeni aktörleri kontrol etmek üzere istikrarı bozan kirli bir politikaya döndü.
AMERİKA’NIN MEŞRUİYET KILIFI
Suriye’de Amerika, SDG’lerini destekliyor. Arkasında ise YPG-PYD unsurları var, yanlarına bir tane Türkmen koyuyor, Arap koyuyor, onlar da hain. Aslında PYD’ye bir kılıf bulmuş oluyor. Amerika’nın bölgedeki politikaları ahlaklı olmasa da her zaman rasyoneldir. Dürüstlük diye bir şey yok Amerika için. Oraya bakmıyorlar bile. Stratejik çıkarlar ne gerektirirse bunu yapıyor. Hem iç kamuoyunu meşgul etmek hem de yerel güçleri teskin etmek için demokrasiyi, azınlık haklarını kullanarak bölgedeki harita makinasını işletiyor.
“ABD DEVLET DIŞI AKTÖRLERİ KULLANIYOR”
Ortadoğu’da Afganistan’dan başlayarak, Irak’tan Suriye’den uzanan ve Libya’ya kadar giden çok geniş hatta ABD, devlet dışı aktörleri kullandı. ABD, daha önce devlet aktörlerini kullanıyordu, şimdi devlet dışı aktörleri kullanıyor. Türkiye’de FETÖ ile hareket ediyor, Suriye’de PYD ile birlikte. CIA’in IŞİD’le iç içe olmama durumu düşünülemez.
“ABD, HER AN MÜDAHİL OLABİLECEĞİ BİR FAY HATTI OLUŞTURMAK İSTİYOR”
Amerika Kürt Koridoru’nun tesis ederken Kürtlere hayat amacı açmak yerine bölgeye bir istikrarsızlık alanı açmaya çalışıyor. Orada Kürtleri önde kullanıp arkada Afganinstan’dan Irak’a kadar Lübnan’a kadar uzanan hatta fakir Şii nüfusu yerleştirip onlara da kaynaklar sağlayıp orada tutarak hem İran’ın desteğini almak hem de her an müdahil olabileceği bir fay hattı oluşturmak istiyor ABD.
“BÜYÜK DEVLETLERDE DIŞ POLİTİKAYA GÖRE ADAM GETİRİRLER”
Ben Obama’nın dış politikada etkili olduğunu düşünmüyorum. Büyük devletler kişilere göre dış politika değiştirmez, değiştirecekleri dış politikaya göre adam getirirler. İran böyledir, Amerika böyledir. Obama’nın birinci döneminde Clinton gibi bir dışişleri bakanı vardı, şu anda Kerry, var. İki ismi aynı safhaya yerleştirmemiz mümkün mü? Birisi şahin, kirli oyunları daha çok oynayan, devlet dışı aktörleri kullanan bir dış politikası stratejisi izleniyor, Keryy ile beraber ama Clinton tam tersi insan haklarını temele alan bir politikanın savunucusuydu.
“OBAMA’NIN 1. VE 2. DÖNEMİ ARASINDA BÜYÜK FARKLAR VAR”
Obama’nın 1. ve 2. dönemi arasında büyük farklar var. Örtük olarak Esad’ı koruyan bir Obama var 2. döneminde. Birinci döneminde Esad’a karşı bir politika vardı. Çünkü o zaman düşman Suriye ve Esad rejimiydi. İran hedefteydi. Şimdi İran’la anlaşmalar yapan bir Obama ABD’si var. Esad’la da örtük olarak bir ittifak var. Amerika eksen değiştiriyor. Eksen değiştiren bir Obama var.
“AMERİKA, MUHTEMEL RAKİPLERE ÖN ALMA STRATEJİSİ İZLİYOR”
Amerika’nın muhtemel rakiplere ön alma stratejisini yaşıyoruz. Burada en önemli bölge de Ortadoğu. Dünyanın enerji deposu burası. Amerika’nın rakibi olması olası ülkelerin en büyük zayıflıkları da enerji. Bunlardan birisi kaynak fakiri Almanya. Diğer bir rakibi Rusya. Eğer siz Ortadoğu’yu elinizde tutarsanız muhtemel rakipleri de yönetebilirsiniz. Aynı şekilde liberalizme karşı güçlenen İslam’ı da rakip olarak görüp marjinal, radikal bir ideoloji haline getiriyorsunuz. İslam’ın yeni düşünce ve dünya görüşünün verimli bir alanı olmasını engelliyorsunuz.
ABD ORTADOĞU POLİTİKASINDA NE KADAR BAŞARILI?
ABD, rakiplerine engel olmak, zaman kaybettirmek bakımından Ortadoğu’da önemli sonuçlar aldığını söylemek gerekiyor. Türkiye’yi yoruyor, Çin’e karşı öyle, Rus ekonomisine müdahale yapabilecek kaynaklara sahip. Arabistan için de benzer şeyler düşünülebilir ama bu kısa vadede kazanç gibi görünen şey, ABD’nin gayrimeşru aktör haline gelmesinin zararları da olacaktır. Türkiye’nin ABD için dostluğu artık garanti değildir. Bölgesel güçlerin, Almanya’nın ABD’ye karşı ciddi kuşkuları var.
“BÖLGEDEKİ AKTÖRLER AŞILANIYOR”
Aynı zamanda bölgedeki aktörler aşılanıyorlar. Türkiye terörle mücadelede olağanüstü bir yetenek kazanıyor. Konvansiyonel mücadele tarzları tersi bir mücadeleye, stratejiye bırakıyor. Türkiye bu noktada önemli bir yetenek elde etmeye başladı. Buna örnek Güneydoğu’daki hendeklere karşı verilmiş olan mücadele.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.