81 Düzce'nin hemen ardından, 82 Kerkük, 83 Musul

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "O zaman geldiğinde, şartlar oluştuğunda, tarih coğrafyaya dar geldiğinde Misak-ı Milli uyanacak; '81 Düzce'den' hemen sonra '82 Kerkük, 83 Musul' deme hakkının önünde hiçbir güç duramayacaktır." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, terörle mücadelede son bir hafta içinde şehit olan güvenlik güçlerine Allah'tan rahmet diledi.

Bugün karşılaşılan tehlikelerin sadece günümüzün imkan ve şartlarıyla yorumlanmasından kaçınılması gerektiğini belirten Bahçeli, "Çevremizi saran tehditlerin iç yüzünü iyi görmeliyiz. Neyi yaşıyorsak, neye maruz kalmışsak bunun başlangıcı Anadolu’nun fethine kadar uzanmaktadır. Bugün yaşadıklarımızın kökü geçmişin derinliklerindedir. Türk milletine karşı bin yıldır sinmiş düşmanlık saklandığı delikten her fırsatta yeniden çıkmaktadır." dedi.

"PEŞMERGE BAŞI KABUSLA TANIŞACAK"

Bahçeli, Irak Kürk Bölgesel Yönetimince gerçekleştirilen referanduma da değinerek, "Bir aşiret lideri çıkıp, haddini hududunu aşarak bağımsızlıktan bahsedebilmektedir. Neymiş, bağımsızlık 16 yaşından beri hayaliymiş. Sonunda ölüm de olsa hazırmış. Buradan diyorum ki ham hayal peşinde koşan peşmerge başı kabusla tanışacak, ısrar ve inadı sürerse belasını muhakkak bulacaktır." diye konuştu.

Barzani'nin tüm itiraz, tüm tepki, tüm karşı çıkışlara rağmen 25 Eylül korsan referandumunu gerçekleştirdiğini anlatan Bahçeli, böylelikle Irak'ın siyasi ve toprak bütünlüğünün darbe yediğini, bölgesel denge ve hassasiyetlerin zemin ve mevzi kaybettiğini vurguladı.

Bahçeli, şöyle devam etti:

"Barzani, 25 Eylül referandumuyla bağımsızlığa giden dikenli, mayınlı ve karanlık yolda önemli bir merhaleyi aşmıştır. Ne var ki bu gaspçı, bu fırsatçı fiili dayatma gayrimeşrudur, gayrihukukidir, üstelik yok hükmündedir. Barzani Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayı göze almıştır. Bilinmelidir ki 25 Eylül referandumu dört parçalı büyük Kürdistan'ın ön çalışması, ön hazırlığı, ön kapısıdır. Buna sabır göstermek, gözümüzün önünde infaz fermanımızın yazılmasına sessiz kalmak mümkün değildir. 1 Ekim günü TBMM'nin açılış konuşmasını yapan Sayın Cumhurbaşkanı'nın 'Sınırımızda fitne kuyusu kazdırmayız' beyanı çok nettir, Türkiye Cumhuriyeti'nin duruşunu özetlemektedir. Irak'ın toprak bütünlüğü bizim için vazgeçilmezdir. Merkezi Yönetimin otoritesi tartışılmamalıdır. Özellikle Irak Türkmenlerinin tarihi çıkarlarına zarar verecek, soydaşlarımızın hayat ve varlık haklarına leke sürecek her girişim, her teşebbüs karşısında Türk milletini bulacaktır."

"SAYIN CUMHURBAŞKANI'NA TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM"

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kerkük Türkmen şehridir" ifadelerine değinerek, "Sayın Cumhurbaşkanı'na teşekkürlerimi sunuyorum. Gazze ve Filistinliler Türkiye için ne ise Kerkük ve Türkmenlerin de Türkiye için aynı anlam ve değeri taşımaya başladığından dolayı mutluyuz, umutluyuz." diye konuştu.

"Kerkük'ün statüsü üzerinde karalama yapanlar, Türkmenlerin boyun eğmesini, esaret altına girmesini bekleyenler ya çok ahmaktırlar ya da yedikleri yürek başlarını döndürmüş, gözlerini karartmıştır." değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, Türk milletinin zalimlleri ve zilletten gözleri kararanları pişman edecek güç ve kudrette olduğunu söyledi.

"BARZANİ'NİN İPİ BAŞKALARININ ELİNDE"

Rereferandumun hiç kimseye, Irak'ta yaşayan hiçbir gruba fayda sağlamayacağını belirten Bahçeli, "Peşmerge yabancı güçlerin, bölgede şer emelleri olan İsrail'in dümen suyundadır. Barzani'nin ipi başkalarının elinde, iradesi mefluçtur. Kürt kökenli kardeşlerim oyunu artık görmeli, bozmak için hamle yapmalı, inisiyatif almalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

"Bilhassa Türkiye'deki sözde aydın zümrenin içinde, yazarçizer taifenin kıyısında köşesinde gönüllü Barzani hafiyelerinin varlığı çok dikkat çekicidir." diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kerkük denilince üç maymunu oynayanların Barzani ismini duyunca yüzlerine kan gelmesi ve bu ifadeleri kullanması tam bir utanç vesikasıdır. Asıl bunların vanalarını kapatmak helali haktır..Biz, Barzani'nin acilen ıslah olmasını, yanlıştan dönmesini arzuluyoruz. Aksi halde, Irak'ın toprak bütünlüğü bozulur, bölgesel statü alt üst olursa 1926 Ankara Antlaşması başta olmak üzere, uluslararası antlaşmalardan doğan haklarımızı sonuna kadar kullanmalıyız. O zaman geldiğinde, şartlar oluştuğunda, tarih coğrafyaya dar geldiğinde Misak-ı Milli uyanacak; 81 Düzce'den hemen sonra 82 Kerkük, 83 Musul deme hakkının önünde hiçbir güç duramayacaktır."