Almanya'nın ana sorunu ırkçılık
BİG Parti Genel Başkanı Yıldız, "Almanya'nın ana sorunu ırkçılık. Maalesef bu ırkçılık 2013 yılından itibaren daha da tırmandı. Burada siyasetin ve Alman medyasının da ciddi bir parmağı var." dedi.
Almanya'nın ilk azınlık siyasi oluşumu Yenilik ve Adalet Partisinin (BİG) Genel Başkanı Haluk Yıldız, Almanya'nın terör örgütü PKK'yı yıllarca kullanan ve örgütün bu ülkede güçlenmesini sağlayan bir ülke olduğunu belirterek, "15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ terör örgütünün yaptıklarını hiçe sayıp, hatta marjinalleştirip ve olmamış gibi gösterip, bir de bu insanlara kucak açması da işin yine ikinci bir boyutu." dedi.
Genel Başkan Yıldız, Almanya'nın Bonn kentindeki BİG Parti Genel Merkezinde, AA muhabirine ülkede artan ırkçı hareketler ve yabancı düşmanlığı hakkında değerlendirmelerde bulundu.
"Almanya'nın ana sorunu ırkçılık" diyen Yıldız, Alman "Der Spiegel" dergisinin 1970'li yıllarda yayınlanan sayıları incelendiğinde, o yıllar da bile Türkleri tahkir eden yayınların görüldüğünü ifade ederek, Almanya'nın uzun yıllardan bu yana yabancı kökenlilere kurumsal ırkçılık uygulayan bir ülke olduğunu söyledi.
Yıldız, "Maalesef bu ırkçılık 2013 yılından itibaren daha da tırmandı. Türkiye'deki olaylarla paralel olarak, özellikle Gezi Parkı olaylarından sonra yabancı düşmanlığı, özellikle de Türkiye ve Türk düşmanlığı arttı." diye konuştu.
Irkçılık konusunun ciddiyetle ele alınması gerektiğini dile getiren Yıldız, şunları kaydetti:
"Bu konuda maalesef toplumda belli bir algı oluşturuluyor. İnsanlar barış ortamına çekilmesi gerekirken kargaşa ortamına sürükleniyor. Burada tabii bizim soğukkanlı davranarak bu tür oyunlara gelmememiz lazım. Biz, bu ülkenin bir parçasıyız. 56 seneden bu yana buradayız ve geleceğimiz de burada. Şu an dördüncü nesil bu ülkede yaşıyor ve umarız ki bu tür olaylar aklı selimle, toplumu da aydınlatarak bir yere getirilebilir, çözümlenebilir. Burada siyasete ve sorumluluk sahibi insanlara büyük görevler düşüyor."
"ALMANYA TERÖRE KUCAK AÇIYOR"
Yıldız, Almanya'nın terör örgütü yandaşlarına kucak açan ülkeler arasında başı çektiğini kaydederek, "Artık bilinen o ki; Almanya, terör örgütü PKK'yı senelerce kullanan, bir nevi onların burada gerek maddi gerekse yapılanma anlamında güçlenmesini sağlayan bir ülke. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ terör örgütünün özellikle yaptıklarını hiçe sayıp hatta marjinalleştirip, olmamış gibi gösterip bir de bu insanlara kucak açması da işin yine ikinci bir boyutu. Maalesef çok dostane bir tavır içinde değil. Türkiye'nin de artık bu konuda uyandığını görüyoruz. Ama burada önemli olan iki siyasi yapı arasında değil de halklar arasındaki diyaloğun bu konuda çok duyarlı olması lazım. Özellikle biz, Türkler tarafının gerek FETÖ gerekse PKK konusunda insanları bilinçlendirmemiz lazım ki insanlar medya ve siyasetin yapmış olduğu algı oyununa gelmesinler." değerlendirmesinde bulundu.
"NSU OLAYI TÜRKLERİN GÖÇ TARİHİNİN EN BÜYÜK YARASI"
Almanya’da 8’i Türk, 10 kişiyi öldürmek, banka soymak ve bombalı saldırılarda bulunmakla suçlanan NSU terör örgütü ve buna ilişkin devam eden dava hakkında ise Yıldız, "NSU olayı Türklerin göç tarihinin en büyük yarası diyebiliriz. Alman derin devletinin de maalesef ortak olduğu vahşice bir olay. Belki Almanya'nın 2. Dünya Savaşı'ndan sonra gördüğü en büyük dava da diyebiliriz." ifadelerini kullandı.
NSU davasından gerçeklerin aydınlatılması konusunda ümitli olmadıklarını belirten Yıldız, şunları söyledi:
"Devlet eliyle binlerce sayfa dosya yok edildi. Maalesef 2000-2006 yılları arasında işlenen bu cinayetlerde mağdur aileler de sanki bu cinayetlerin ortaklarıymış gibi kriminalize edildi. Daha sonra da çok yüzeysel özürlerle konu geçiştirilmek istendi. Şu an ne Türk kamuoyunun ne de genel kamuoyunun bu mahkemeden net birşey çıkacağı düşüncesi yok. Bu davanın derin kısmına da girilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü devlet bu kadar dosyayı yok edecek, insanlarımız yıllarca kriminalize edilecek ve sanki suçlular öldü yapacak birşey yokmuş gibi sonuçlanması ne kamu ne de Türklerin vicdanını rahatlatır. Biz de siyasi bir parti olarak bu davanın takipçisiyiz. Bu ülkede yetişmiş kaliteli hukukçularımız da bu olayın takipçisi. İnşallah konu aydınlanır ve Almanya bu kara ve kirli kirli lekesinden kurtulur."
Yorumlar