Akşener'den Kılıçdaroğlu'na başörtüsü tepkisi: Gerek yoktu
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bir TV kanalında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başörtüsü tartışmalarına ilişkin “Çözülmüş bir konu” diyen Akşener, iktidarın göstereceği cumhurbaşkanı adayının seçimi kazanamayacağını savundu.
İsmail Küçükkaya'nın Yeniden Sabah programına katılan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener gündeme ilişkin soruları yanıtlıyor.
Türkiye'de şu anda başörtüsü sorunu olmadığını ifade eden Akşener Kemal Kılıçdaroğlu'nun TBMM sunduğu yasa teklifini ise "Gerek yoktu" dedi.
Türkiye'nin yerli otomobil üretimi için açılan TOGG fabrikasının açılışına gidip, gitmeyeceği merak konusu olan Meral Akşener bu soruya da yanıt verdi. Kendisinin önceden planlanmış bir programı olduğu için gidemeyeceği ancak yerine genel başkan yardımcısı Koray Aydın'ın katılacağını söyledi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise gelen davete iştirak etmeyeceğini ifade etmişti.
Meral Akşener'in konuşmasının satırbaşları şöyle:
"Çok hızlı geçti. Çok heyecanlı geçti, bir tarafıyla başarılı bir tarafıyla çok mücadeleli geçti. Hem fiziksel hem ruhi olarak yorucu geçti ama günün sonunda 5 gün önceye döndüğümüzde iyi ki bu yolculuğa çıkmışız, iyi ki İYİ Parti'yi kurma iradesini o günün şartlarında göstermişiz diyoruz. İYİ Parti kuruldu 2018 seçimlerine katıldık. Bizi seçimlere sokmayacaklardı, bir dümen oluşmuştu. Sayın Kılıçdaroğlu'ndan 15 milletvekili talep ettim kendisi buna hiç sektirmeden 'evet' dedi. O 15 milletvekili arkadaşımızın bize katılmasıyla birlikte grup kurmuş olduk. YSK, seçime girme hakkı verdi. O 15 milletvekili arkadaşımız birer demokrasi kahramanı olarak tekrar partilerine geri döndüler. Benim sadece seçime girmek için 15 milletvekili teklifine sayın Kılıçdaroğlu'nun 'evet' demesi, CHP mensubu 15 milletvekili geçici süre olarak bize gelip tekrar partilerine dönmesi, onlardan herhangi bir menfaat sağlamamız Türkiye'de yepyeni bir şeyi getirdi. Türkiye'nin lehine yan yana gelebilmeyi, demokrasi için yan yana gelebilmeyi...
Ondan sonra zaten Cumhur İttifakı kurulmuştu. Bu demokratik tutum üzerine biz CHP ile aynı sistemin içinde ittifak yaptık. Demokrat Parti bizim listemizden, Saadet Partisi hem CHP hem ayrı olarak girdi. Biz 4 siyasi parti ittifak kurduk ve meclise taşındık.
CHP bu ittifak sisteminden ekstra kazandı, biz 4 milletvekili ekstra kazandık. Sonuçta Cumhur İttifakı çoğunluğunu kaybetti. Bugün biz Türkiye'de yan yana gelmiş siyasi partilerin bir sürü çalışmaları konuşmak yerine 'Adayınız kimdir?' diyorsa o zaman 13. Cumhurbaşkanı bizim masanın önerdiği kişi olacak inancımı karşı taraftan da kabul edildiğini gösteriyor.
Dış politikadan, ekonomiye, tarımdan, yandaş kayırmadan, gençlere söylenen ağır sözlere, kadınların tecavüz, taciz, dayak, öldürme gibi her türlü pislikle karşı karşıya kaldığı sistemde azıcık kafasını kaldırdığında bizzat bu ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından 'sürtük' dendiği bir Türkiye'de günlük hayattan, aylık sisteme, yurt dışı ilişkilerden içeriye dair her alanda kriz var.
Her türlü hakaretin yapıldığı bir dil, hatta etnik aidiyetler üzerinden kutuplaştırılıp bir de oralara hakaretler yağdırılıp inançlar üzerinden bir dil...Tarımda yaşananlar, ekonomide rüyada görülüp ertesi gün hayata geçirilen kararlar, bir avuç yandaşın korunması, 5-10 maaşlı ne iş yaptığı belli olmayan danışmanlar... Sincan'da bir eve girdim. Buzdolabının kapağını açtım sadece hoşaf vardı. Böyle evler... Bütün bunlara baktığınız zaman bir taraf da uçan, zenginleşen, acayip arabalarla, el yapımı ayakkabılarla yeni sistemin gençleri...
Krize çözüm
Üretimi en öne koyacağız. İstihdam ve kayırmanın son bulduğu, liyakatin öne geldiği, şeffaflığın mutlaka gerçekleştirildiği, yargının bağımsız, tarafsız, objektif olduğu, Merkez Bankası'nın gerçekten bağımsız olduğu, tahrip edilmiş kurumların yeniden ihya edildiği bir anlayışla çok kısa sürede bu iş çözülür. Siyasetçinin seçim kazanma istiakının önüne geçecek bir sistemin kurallar malzemesinin öne çıktığı bir ülke yapacağız.
Sayıların değiştiği bir yekpare grup Türkiye'ye geldi. Bunun çok problemi var. Biz kapılara açarak buna sebep oldu. Arap nüfus buraya geldi, buna karşılık orası YPG'nin yani bir nevi PKK'nın eline geçmiş oldu.
2019'du ilk söylediğimde sayın Erdoğan'a 'Sende bir ergen siniri var, bozuksun tamam anladık' çünkü ilişkileri bireysel kabul ediyor. Türkiye eşittir benim diyor. Devlet benim diyor. Bütün bunlar Putin'le, Biden'la olan ilişkilerine yansıyor. Ben inanamıyorum yaşlı başlı erkekler 'Beni çok sever, kadim dostum' diyor. Böyle bir şey yok uluslararası ilişkilerde. 2019'da beni gönderselerdi ben Esad'la konuşur sığınmacıları gönderirdim. Şimdi de göndereceğiz.
Burada dümen var
Mantık doğru 300 bin lira ev. Ama 3 çocuk yanlış. 1 ya da 2 çocuklu olan kadınlara neden yok. Burada bir dümen var. Demek ki 3 çocuklu kadınların sayısı az. Talimatları var. Vay patronun sözü yere düşmesin. derseniz siz çok büyük ayrımcılık olur.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü tutumuna söyleyecek bir sözüm yok. Sayın Kılıçdaroğlu bir helalleşme yolculuğuna çıktı. Orada da büyük saygım var. Zaman zaman bende kendimi bazı şeyleri hatırlatmakla görevli hissediyorum. Çünkü benim siyasi yolculuğum en başından beri o süreçlerle ilgili olarak yapılan her türlü eksik, gedik yanlışların karşısında durdum. Pek çok bedeller kendimize göre ödedik.
Bu çerçeve içinde bu helalleşme yolculuğuna çok büyük bir saygım var ama dediğim gibi bende başka şeyleri hatırlatmak durumundayım. Bu ülkede Rize Belediye Başkanı, açılım sürecinde, 'Boş yere açılım yapmayın. Bizler her seferinde bir Kürt kadını alalım ikinci eş olarak bu meseleyi çözelim' dedi. O günlerde ben bu gökkubbeyi yıkmaya çalıştım tek kişi olarak. AKP Samsun İl Başkan Yardımcısı, 'Başı açık kadın perdesiz eve benzer ya kiralıktır, ya satılık' dedi. Buna da zıtladım ben. Atatürk'ün annesine hakaret edildi. Bunlarla ilgili kim helalleşecek bu ülkede? Bende bunları hatırlatıyorum.
Başörtüsü çözülmüş bir konu. Yani bunun hukuki bir alt yapısının olması, olmaması meselesi değildi. Kapanmış yaraları yeniden açmak yerine, kanayan yaralara bakmak durumundayız. Ben saygı duyuyorum elbette sayın Kılıçdaroğlu'nun bu tavrına ama bugün neyi tartışıyoruz? Anayasaya koyulmayı, başörtüsü içinden yeni bir kavgayı tartışıyoruz. Kılıçdaroğlu'nun duruşunu biliyoruz zaten. Bence gerek yoktu.
Referandum konusu
Sayın Erdoğan seçimi kaybedeceğini gördü her bir manevi konuya, somut kavrama iki eliyle sarılıyor. Anayasalar bu Meclis'te olmaz çünkü gidiyor, seçime kalmış 7-8 ay... Böyle bir durumda anayasalar vaattir. Seçime giderken bunları söylersiniz, kazandıktan sonra da bu vaadi yerine getirirsiniz. 2010'da aklına gelmemiş sayın Erdoğan'ın, 2017'de de aklına gelmemiş, şu anda aklına geldi. Derhal seçim kararı alsınlar, bu vaatle gitsinler, seçimi kazanırlarsa yerine getirirler. Bizim bakış açımız bu.
Gelecek yeni isim var mı?
İYİ Parti vatandaş nezdinde çok ciddi bir teveccüh ile karşı karşıya. Bu partinin büyümesi lazım. Biz kurumsallaştırmaya, kalıcı hale getirmeye gayret ediyoruz. Bu ülkenin yetiştirdiği çok kıymetli insanlar var. Partimizde değerlendirmeleri için görüşmeler yapıyorum ben. Bir kısmı aktif olarak yer alıyor, bir kısmı bilgi ve birikimlerini projeler bazında, bilgi iletimi bazında, benim yaptığım çalışmalara katkı çerçevesinde dile getiriyorlar. Böyle bir çalışma biçimimiz var. Bu görüşmelerimize devam ediyoruz. Arkadaşlarımızın partimize kattıkları güçle kuvvetlenerek yolumuza devam ediyoruz.
Fakıbaba konusu
Ortak dostlarımız var bizim. Hakikaten bir gün telefon açtım görüşmeyi yapabilmek için ama evden bilgi sahibiyim bu arada. Gaziantepli eşi, çok güzel bir yumurtalı çiğ köfte yaptığına dair bilgim vardı. Direkt aradım, 'Sayın bakanım ben oralarda yalnız, gariban koca İstanbul'da... Aç geziyorum.. Ben hanımefendiden şöyle bir şey rica ediyorum' dedim. Sonra gittik.
Şu anda da görüştüğümüz isimler var. Sadece AK Parti'den bahsetmiyorum. Türkiye'ye katkıda bulunmuş, genç yaşlı ve bundan sonrada bulunabilecek insanların her biriyle görüşüyorum.
Altılı Masa
'Masayı muhafaza et, sürdürülmesine gayret et. Adamlar arasında arıza çıktığında düzelt' dediler. 'Jandarma Genel Komutanlığı'na çevirdiniz beni' dedim.
Masa çok iyi gidiyor. Cumhur İttifakı'nın masasıyla, altılı masa ittifaka dönüştüğü taktirde Millet İttifakı sistemi... Biz rasyoneliz, Cumhur İttifakı çok hissi. Yani tek parti gibi. Bizimki farklılıklar gören, saygı duyan ayrı ayrı alanlardan geliyoruz. Bu farklılıkları zenginlik olarak gören, kapsayıcı bir tutum alan, birbirini anlayan ve güvenen bir masa orası. Masa sürekli olarak üretiyor.
Altı genel başkan ve onların partileri oluşturdukları çeşitli komisyonlarla ortak çalışmalar yapıyor ve her biri kendi partisini eğitiyor. Parlamenter sisteme geçişin yol haritası nasıl olacak o çalışıyor. 2017 referandumunun sonuçları ortadan kaldırılması gerekiyor onunla ilgili bir Anayasa Komisyonumuz var.
Cumhur İttifakı'nı destekleyen gazetecimsi, akademisyenimsi arkadaşların 24 saat ayaklarını yere vurarak 'Hadi hadi' dedikleri Cumhurbaşkanı adayı meselesi var. Üçüncü adımda onu kararlaştıracak masa. En son bildiriye koyduk biz. Sayın Erdoğan çok merak ediyorsa seçim kararı alsın bizde üç gün içinde açıklayalım. Ortak aday, tek aday, kazanacak aday.
Cumhurbaşkanı adayı
Kapsayıcı olacak, kutuplaştırmayacak, ciddi bir devlet deneyimi olacak, çılgın olmayacak, gece rüya görüp ertesi gün onları hayata geçirmeye çalışmayacak. Bu ülkeyi tekrar demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, yandaş kayırmanın dışına çıkmaya, şeffaflığın önemine inanmış bir arkadaşımız olacak. Ve de kazanacak.
Parlamenter sistemi konuşacağımız son seçim. Masayı kuran sayın Kılıçdaroğlu. Hepimizi masanın etrafına davet eden kendisi. Bu masanın cumhurbaşkanı adayını seçeceğini de ilan eden kendisi. Bizde olumlu baktık, yanında durduk.
Kaybedersek parlamenter sistem bir daha bu konuşulmayacak. Kararnamelerle yönetilen bir ülke olacak. Erdoğan'ın son seçimi. Bir daha sayın Erdoğan aday olmayacak, olamayacak. Bu anlayış üzerinden dişini sıka sıka duran bir insan topluluğu olacak. Biz biliyoruz ki AK Parti'nin adayı seçilmeyecek. Benim Cumhurbaşkanı adayımızda olmazsa olmaz dediğim özellik "kazanması" Bu vasıflara uyan pek çok insan var. Ama "kazanmak" önemli. Henüz masada o noktaya gelmedik.
O gün gelince bakacağız. Kurumsallaşmayı önemseyen bir partiyiz. Henüz çalışmalar sürüyor. Pişman olmadım. İnanarak söylediğim bir şeydi. Birinin bir feragatte bulunması gerekiyor idi, kendi irademle o ben oldum. Buraya adayım demek pazarlık konusu değil. "Kadın bir şey istemiyor buraya bir bakmak lazım" desinler istiyorum.
Psikolojik üstünlüğü kayıp mı ettiniz?
Doğrudur. Algılar olgular bunu sağlar. Bir şımarıklık çöktü ama siyasilere değil. Genellikle CHP'yi destekleyen ve onu tanzim etmeye çalışan insanlarda... Sağcılar diye bir kavram çıktı. İpin ucu kaçtı. Gazetecilik yapan insanlar olmayan şeyleri söylediğinde incinir insanlar.
CHP'den gelen 15 milletvekili öyle hale döndü ki bu arkadaşlar tarafından.... O 15 milletvekilinin herkese en önemlisi Türkiye'ye faydası oldu. CHP'nin anti demokratik olarak kabul edilen algısını yıkan bir iştir. Teklif eden benim, kabul eden Kemal bey.
Masaya davet ettiniz geldik. Sağcı istemiyorsanız etmeyin kardeşim. Problem yok biz bunları anlıyoruz ama sonuçları itibariyle bu zararı herkes görür. Kazanılamadığı taktirde bu zararı herkes görür."
Yorumlar