Akiller Öcalan'la görüşmeye gidecekler mi?
Akil İnsanlar, Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretini ve Mesud Barzani ile görüşmesini AjansHaber’e değerlendirdi.
Merve AYYILDIZ / ANKARA
Akil insanlar, temsilen seçilen bir grubun da İmralı'da Öcalan ile görüşeceği yönündeki iddialar hakkında görüşlerini dile getirdiler.
Çözüm süreci kapsamında yaptığı çalışmalarla sürece katkı veren akil insanların değerlendirmeleri şöyle:
‘‘BARIŞA GİDEN HER YOLA VARIM’’
Marmara Bölgesi Akil İnsanlar Üyesi Hülya Koçyiğit, "Elbette çözüm süreci olarak başlayan bu barışa giden yolda, belli bir zaman var. Sonuçta çözüm süreci amacına ulaşacak. Ülkemizde barış içinde, bir arada yaşamayı öğreneceğiz. Ben barışa giden yolda her zaman desteğim." diye konuştu.
İMRALI İDDİASINDAN HABERİM YOK
Koçyiğit, ‘Akil İnsanlar’ın İmralı'ya gideceği iddiası ile ilgili olarak ise kendisinin konuyla ilgili bilgilendirilmediğini söyledi.
‘‘MÜSPET BİR KARAR’’
Doğu Anadolu Bölgesi Akil İnsanlar Heyeti Başkanı Can Peker: "Hem Kuzey Irak hem de bölgedeki ilişkiler için gayet müspet bir karar tabi ki." ifadelerini kullandı.
‘‘GÖRÜŞMENİN ANLAMI YÜKSEK’’
Güneydoğu Anadolu Bölgesi Akil İnsan Üyesi Ahmet Faruk Ünsal: "Önemli buluyoruz. Şiwan’ın ve Barzani’nin gelmesini sembolik anlamı oldukça yüksek. Çözüm sürecinde tıkanma konuşulurken bu ziyaretler psikolojik olarak durumu rahatlatacaktır. Ama çözüm süreci sadece sembolik adımlarla yürüyecek bir süreç değildir. Çözüm sürecinde yarım kalmış adımları var. Bunlardan en hayati olanları; ana dil konusu ve KCK sorunlarının durumları." şeklinde konuştu.
Ünsal, akil insanlar heyetinin İmralı'ya gideceği yönündeki haber konusunda da şunları kaydetti: "Mümkündür, önemli buluyorum."
"İSLAM DÜNYASINDA KARDEŞLİK VE DEMOKRASİNİN GELİŞMESİ AÇISINDAN HAYATİ GÖRÜYORUM"
İç Anadolu Bölgesi Akil İnsan Üyesi Erol Göka: "Sadece Türkiye’deki değil Türkiye dışındaki Kürtlerle Türklerin bundan böyle dış politikada ortak hareket etmeleri açısından çok önemli görüyorum. Cumhuriyet döneminin en önemli görüşmelerinden biri olarak görüyorum. Kuzey Irak Kürt yönetimiyle Türkiye’nin bölge barışının sağlanması ve İslam dünyasında kardeşlik ve demokrasinin gelişmesi açısından hayati bir değer atfediyorum." değerlendirmesini yaptı.
‘‘BİZE GÖREV DÜŞERSE GİDİLEBİLİR’’
Akil İnsanların İmralı ile görüşmesi yönünde bir talebin olduğunu hatırlatan Göka, "Bunun yönetiminin nasıl olacağı ile ilgili bir değerlendirmenin yapılması lazım. Bence akillere bu yönde bir görev düşerse olabilir. Bizim akillik süremiz bitti ama yeni bir heyet de kurulabilir. Burada ne demek isteniyor, bundan muradı nedir öğrenmek için gidilebilir." diye konuştu.
‘‘BU DENGELERİ ÇOK DEĞİŞTİRİR’’
İç Anadolu Bölgesi Akil İnsanlar Üyesi Doğu Ergil de şunları dile getiriyor: Ankara, epey süren bir soğukluktan sonra Bağdat’la yakınlaşmaya başladı. Bunu Amerika da istiyor. Çünkü Türkiye ile Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin bu kadar içli dışlı olması ve özerk yönetimin ekonomik bağımsızlığını sağlayacak düzeyde kendi kaynaklarını geliştirmesi ve dünyaya pazarlaması ile Bağdat’a ihtiyacı olmayacak duruma gelmesi Amerika’yı endişelendiriyor. Türkiye’yi de kaygılandırması lazım çünkü Irak’ın parçalanması söz konusu olur. Yani Kürtlerin özerklikten bağımsızlığa gitmesi söz konusu olur. Bu da dengeleri çok değiştirir Ortadoğu’da. Türkiye de bunu gördü. O yüzden Irak Anayasası’na göre doğal kaynakların değerlendirmesinde gelen gelirin yüzde 17’sini Kuzeydeki otonom bölgeye vermek esası yanında; bir de Kürdistan bölgesinin kaynaklarının gene Bölge Parlamentosu yönetimince daha da geliştirilmesi doğrultusunda bir anlaşmaya razı oldu.
‘‘BAĞDAT’LA YAKINLAŞILMASI YANLIŞ ANLAŞILSIN İSTENMEDİ’’
Bu anlamda Bağdat’la yakınlaşırken Erbil’i ihmal ediyor görüntüsü vermek istemedi, Ankara. Ve Barzani’nin çağrılması, ‘bak ben Bağdat’la yakınlaşıyorum ama seninle olan ilişkimde hiçbir şey değişmeyecek, seninle olan sıcak ilişkim devam edecek’ anlamını taşıyor. Bu, işin birinci tarafı.
İkinci tarafı ise Türkiye kendi Kürt sorununu çözerken muhatap olarak PKK liderini aldı. Fakat ne Türkiye ne Kuzey Irak Kürt yönetimi, PKK’nın bölgedeki ağırlığından memnun. İran’da süren hükümet karşıtı Kürt hareketi ve PKK’ya yakın olan parti yapıyor bunu. Suriye’de de giderek özerklik kazanan ve bölgeyi silahlarıyla ele geçirip yönetmeye başlayan PYD yapıyor. Onun da PKK ile ilişkisi var. Eğer PKK; Türkiye’de, İran’da ve Suriye’de yaşayan Kürtlerin önderliğini elde ederse kesinlikle Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi bunu kendisi için bir tehdit olarak algılayacak.
‘‘PKK KARŞISINDA ORTAK DURUŞ SERGİLİYORLAR’’
Bu kadar güçlenmiş bir örgütün Türk hükümeti ile olan ilişkileri de çok daha güçlü olacak. Yani kendi lehine olacak. O yüzden Türkiye yönetimi ile Kuzey Irak özerk yönetimi bir tür PKK’ya karşı ortak duruş sergileme ihtiyacı duyduğu anlaşılıyor.
Seçim arifesinde PKK’nın dışında kalan bir sürü Kürt var. Onlar Barzani ailesine, Orta Doğu’daki Kürtlere önderlik yaptığı için çok büyük saygı duyuyorlar. PKK’ya karşı da tavır sergileyen hem Türk hem Kürt yöneticileri bir araya gelirlerse ve Kürtlerin karşısına beraber çıkarlarsa seçim şansında AK Parti’nin oylarını artıracağını düşünüyorlar. Hem Türk yönetimi hem de Kuzey Irak Kürt yönetiminin, Türkiye’deki Kürt nüfusunun merkezi sayılacak Diyarbakır’da bir araya gelmeleri; Türklerin Kürtlere karşı bir tavrı olmadığını, barışçıl olduğu sürece her şeyi destekleyeceği gözüyle bakılıyor.
‘‘BANA GELEN BİR TALEP YOK’’
Akil insanların İmralı'da Öcalan ile görüşeceği yönündeki iddiaları da değerlendiren Ergil, "Öcalan’ın böyle bir talebi oldu ama hükümet bu konuda bir karar vermedi. Bana o yönde gelen bir bilgi yok." açıklamalarında bulundu.
Yorumlar