Afrika'nın yükselen ekonomisi: Mozambik
Afrika'nın güneydoğusunda yer alan Portekiz'in eski sömürgesi Mozambik, son dönemde ülkede keşfedilen doğalgaz ve kömür yataklarıyla ekonomik büyümesini hızlandırmayı hedefliyor.
Zengin kaynaklarına rağmen kıtanın en fakir ülkelerinden olan Mozambik'in kuzeyinde Tanzanya, Malavi, Zambiya, batısında Zimbabve, güneybatısında ise Güney Afrika Cumhuriyeti ve Svaziland ülkeleri yer alıyor.
Yüzölçümü bakımından Türkiye'yle benzer büyüklüğe sahip Mozambik'in başkenti Maputo.
Nüfusun 25 milyonu aştığı ülkenin yüzde 99'unu Afrikalı yerel kabile grupları oluşturuyor. Ülke nüfusunun yarıya yakını Makua yerli halkından meydana gelirken Tsongalar, Şanganlar ve Senalar bölgedeki diğer etnik gruplar arasında sayılıyor.
Sömürge döneminden miras kalan Portekizcenin resmi dil olduğu, nüfusun dörtte birinin ikinci bir lisan konuştuğu Mozambik'te, 40 farklı dil ve lehçe günlük hayatta kullanılıyor.
Nüfusun çoğunluğunu Hristiyanların ve Müslümanların oluşturduğu ülkede hiçbir dine mensup olmayan çok sayıda kişinin yanı sıra doğadaki her varlığın ruhu olduğuna inanan animistler de yaşıyor.
ÜLKENİN İSMİ ARAP SULTANDAN GELİYOR
Müslüman Arapların ilk defa 7'nci yüzyılın ortalarında ayak bastığı Mozambik'e Arapların ardından Şiraz kökenli İranlılar, Hint ve Çinliler ticaret yapmak amacıyla geldi. 10'uncu yüzyılın sonlarında İran'dan bölgeye sığınan Şiraz emiri tarafından Kilve Adası'nda kurulan sultanlık, 12'nci yüzyılın sonlarında hakimiyet alanını kuzeyde Zanzibar ve Pemba, güneyde Mozambik ve Süfale adalarına kadar genişletti.
Adanın Sultanı Musa b. Bik'in adı zamanla "Musambih" ve ardından Mozambik'e dönüşerek adanın ismi haline geldi, 16'ncı yüzyılın başlarında buraya gelen Portekizliler bölgedeki bütün sahiller için Mozambik adını kullanmaya başladı.
Portekizli denizci Vasco da Gama'nın Mozambik Adası'na ilk kez 1497'de ayak basmasıyla bölgenin tarihi değişti.
Adaya ikinci kez 1502-1504 yıllarında gelen Vasco da Gama bu kez Süfale'den epeyce altın alıp bunları Portekiz Kralı'na götürdü. Süfale ve Kilve'yi Hindistan yolu üzerinde birer üs olarak kullanmak isteyen Portekiz Kralı 1. Manuel bölgeye bir donanma gönderdi.
Portekizli kumandan Francisco d'Almedia, Süfale ve Kilve'de kaleler inşa ettirdi. 1507'de tarihi Süfale İskelesi'nin yerini Mozambik Adası aldı.
Adada Hindistan seferine çıkan Portekiz gemileri için depo, denizciler için sağlık evi ve bir kilise yaptırıldı. Mozambik Adası kısa zamanda Hint Okyanusu sahilinde Portekiz sömürgeciliğinin en önemli merkezi haline geldi.
ASIRLARCA PORTEKİZ TARAFINDAN SÖMÜRÜLDÜ
Portekizliler, 1498'de ilk saldırıları düzenledikleri Mozambik'i 1752'de sömürgeleştirdi.
Portekizlilerin Doğu Afrika'da en önemli geçim kaynağı, 19'uncu yüzyılın ortalarına doğru yasaklanıncaya kadar köle ticareti oldu.
Portekizliler köle ticaretini asırlarca Mozambik Adası üzerinden yaptı. Sömürge idaresi, 16'ncı-19'uncu yüzyıllarda Mozambik'ten köle ticareti sayesinde altın çağını yaşadı. 1814 yılına kadar Mozambik Adası köle ticareti için en önemli liman iken buranın yerini sonrasında farklı limanlar aldı. 19'uncu yüzyılın ilk yarısında 400 bin Mozambikli, Portekizliler tarafından köleleştirilip topraklarından koparıldı.
Fransa 1881'de, Komor adalarından Mayotte ve Madagaskar'da ihtiyaç duyduğu iş gücü açığını Mozambik'ten sağlamak üzere Portekiz ile anlaştı. Mozambik Adası ve Quelimane Limanı'ndan 1852'de başlayan ve 1902 yılına kadar aralıklarla devam eden bu süreçte, 115 bin Mozambikli işçi Fransız sömürgelerine götürüldü.
Portekiz, 1884-1885 yıllarında düzenlenen Berlin Konferansı sırasında bugünkü Mozambik Devleti'nin sınırları içinde kalan toprakları himayesine aldığını ilan etti. Mozambik topraklarının önemli bir kısmının sömürgeleştirilmesi 1924'te tamamlandı.
Yaklaşık beş asırdır Mozambiklileri yurt dışına köle ve işçi olarak pazarlayan Portekiz, bu dönemde ülkedeki arazileri işletmek için Avrupa'dan göçmen getirmeye başladı. 1932’de 18 bin olan Avrupalı işçi sayısı 1960'ta 85 bine ulaştı. Bölge 1951 yılında Portekiz'in deniz aşırı eyaleti ilan edildi.
İÇ SAVAŞTA 1 MİLYON KİŞİ ÖLDÜ
Sömürgecilik karşıtı örgütlerin bir araya gelmesiyle Portekiz'den bağımsızlığını kazanma çabasına 1962'te giren Mozambik, 1975'te sona eren zorlu bir savaştan sonra ancak özgürlüğüne kavuşabildi.
Bağımsızlığına kavuşan ülkede kısa süre sonra Mozambik Kurtuluş Cephesi (FRELIMO) ile Mozambik Ulusal Direnişi (RENAMO) arasında kanlı çatışmalar baş gösterdi. 1977-1992 yılları arasındaki iç savaş nedeniyle 1 milyondan fazla kişi hayatını kaybetti, 1,7 milyon kişi ise komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı.
DEVLET BAŞKANI HÜKÜMETİN DE BAŞKANI
İç savaşın sona ermesi amacıyla 1990'da başlatılan müzakereler, iki yıl sonra yapılan anlaşmayla sonuçlandı. Yeni anayasayla ülkede tek partili sistemden çok partili demokratik siyasi hayata geçildi.
İdari olarak 10 vilayete ayrılan Mozambik, başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Siyasi yapı içinde bir başbakan olmasına karşın geniş yetkilerle donatılmış devlet başkanı aynı zamanda hükümetin de başı. Yarı başkanlık olarak adlandırılan bu sistemde, devlet başkanı en fazla iki dönem görev yapabiliyor.
Ülke şu anda, 2014'teki seçimin galibi Devlet Başkanı Felipe Nyusi tarafından yönetiliyor. Oyların yüzde 50'ye yakınını alarak iktidara gelen Nyusi, Ocak 2015'te yemin ederek göreve başladı. Başbakan Carlos Agostinho do Rosario da Ocak 2015'ten bu yana görevini sürdürüyor.
ZENGİN YER ALTI KAYNAKLARI
Mozambik, Batılı ülkelerin öncülüğünde doğalgaz ve kömür rezervlerinin keşfedilmesi sonrasında Afrika'daki yeni cazibe merkezlerinden biri haline geldi.
Son 10 yılda, ABD, İtalya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri, Japonya, Norveç, Güney Kore, Hindistan, Portekiz, Kanada ve İngiltere'den en büyük enerji şirketlerinin gerçekleştirdiği doğal gaz, petrol, kömür gibi hidrokarbon arama faaliyetlerinin sonucunda Mozambik'te, 5,7 trilyon metreküp doğalgaz ve 23 milyar ton kömür keşfedilerek çıkarılma çalışmalarına başlandı.
ABD merkezli Anadarko ve İtalya merkezli Eni şirketlerinin başlıca imtiyaz sahibi olduğu, ülkenin kuzey bölgesinde çıkarılmaya başlanacak doğalgaza yönelik toplam yatırım bedeli ise yaklaşık 30 milyar dolar.
Sıvılaştırma tesisleri ve terminallerinin 2022 yılından itibaren devreye girmesiyle Mozambik'in, dünyanın önde gelen sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatçısı ülkelerden biri olması bekleniyor.
İSTİHDAMIN YÜZDE 75'İ TARIMDA
Geçen yıl 5 milyar dolar üzerinde ithalat, 3 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştiren Mozambik esas itibarıyla bir tarım ülkesi.
Tarım sektörü, Mozambik ekonomisinin yüzde 30'unu oluşturuyor ve istihdamın yüzde 75'ini sağlıyor. Ülke, tarıma elverişli geniş arazilere sahip olmasına karşın ekilebilir alanlarının ancak yüzde 16'sını kullanabiliyor.
Mozambik'te her türlü sebzenin yanı sıra tütün, şeker kamışı, çay, pamuk, kaju, mısır ve tropikal meyveler yetiştiriliyor.
Sanayi sektörü ise ekonominin yüzde 25'ini teşkil ediyor. Halihazırda alüminyum, kömür, doğalgaz, elektrik enerjisi üretimi, tütün sanayi, şeker sanayi, çimento, gıda işleme, su ürünleri işleme sanayi ülkenin en önemli sanayi alanları arasında bulunuyor.
Mozambik aynı zamanda, denize çıkışı bulunmayan Zambiya, Zimbabve, Botsvana, Svaziland, Malavi ve hatta Güney Afrika Cumhuriyeti'nin kuzey kısmının denizle bağlantısını sağlıyor.
Güney limanı Maputo, merkez limanları Beira ve Quelimane, kuzey limanları Nacala ve Pemba ile bu ülke pazarlarına doğal giriş sağlanıyor. Mozambik'e yüzde 90'ı son 5 yılda olmak üzere yaklaşık 26 milyar dolar yabancı sermaye girişi olduğu biliniyor.
Yorumlar