AB'de zorunlu sığınmacı kavgası
Avrupa Adalet Divanı, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin zorunlu olarak sığınmacı almasına karşı açılan davayı reddetse de davacı Macaristan ve Slovakya ile diğer ülkeler arasında kararın uygulanmasına ilişkin gerginlik sürüyor.
Merkezi Lüksemburg'da bulunan, AB'nin en yüksek mahkemesi Avrupa Adalet Divanı, Slovakya ve Macaristan'ın, AB'nin sığınmacı kotasına karşı açtığı davayı 6 Eylül'de karara bağladı.
Sığınmacıların geçici süreliğine zorunlu olarak üye ülkeler arasında dağıtımına karşı açılan davayı reddeden mahkeme, böylece sığınmacı almayı kabul etmeyen ülkelere karşı AB Komisyonunun elini güçlendirdi.
AB Komisyonu, İtalya ve Yunanistan'daki 160 bin sığınmacının diğer ülkelere dağıtılmasına ilişkin 2 yıl önce açıklanan plana aykırı hareket eden Macaristan, Polonya ve Çekya hakkında "ihlal prosedürü" başlatırken, hangi ülkenin plan kapsamında bugüne kadar ne kadar sığınmacıyı yerleştirdiğine ilişkin raporlarını açıkladı.
160 BİN SIĞINMACIDAN SADECE 27 BİN 695'İ YERLEŞTİRİLDİ
Rapora göre, 160 bin sığınmacıdan sadece 27 bin 695'i diğer ülkelere yerleştirilirken, Macaristan ve Polonya, plan kapsamında tek bir kişiyi bile kabul etmedi.
Çekya 12, Slovakya 16 sığınmacı alırken, Finlandiya, İrlanda, Litvanya, Lüksemburg, Malta ve İsveç hariç geri kalan tüm üye ülkeler zorunlu kotalarının yüzde 50'sinin altında kaldı.
BÜYÜK ÜLKELER DE SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMEDİ
Almanya, 27 bin 536 sığınmacı alması gerekirken 7 bin 852 ile kotasının yüzde 28'ini, Fransa 19 bin 714'ten 4 bin 278'ini yerleştirerek kotasının yüzde 21'ini tamamladı.
Böylece uygulanması 26 Eylül'de sona erecek olan planı, 20 gün önce alınan mahkeme kararı da kurtaramadı. Üstelik, davacı ülkeler ve onlara destek veren diğerleri, açıklamalarıyla kararı tanımayacaklarını da ortaya koydu.
"MACARLARIN ONAYI OLMADAN KİMSE YERLEŞEMEZ"
Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, mahkeme kararına karşı çıkarak "Kota sistemiyle ilgili karar sorumsuzca ve kabul edilemez. Asıl savaş şimdi başlıyor. Macarların onayı olmadan ülkeye hiç kimsenin yerleştirilmemesi için tüm hukuki adımlar atılacaktır." dedi.
Kararın tüm Avrupa'nın geleceğini tehlikeye attığını, Avrupa ulusları ve Macarların çıkarına ters olduğunu savunan Szijjarto, "Avrupa mahkemesinde siyasi karar verildi. Siyaset, Avrupa hukukuna tecavüz etti. Karar, anayasanın aksine, Avrupa Komisyonunun üye ülkelerin üstünde olduğunu gösteriyor. Bu kabul edilemez. Ülkeyi korumak için her şeyi yapacağız." diye konuştu.
"SIĞINMACILARI ZORUNLU KABUL ETMEMEK ÜZERE ÇALIŞACAĞIZ"
Slovakya Başbakanı Robert Fico da "Slovakya, Avrupa Adalet Divanının kararına saygı duyuyor ama hükümet bugüne kadarki duruşunu değiştirmeyecek." diyerek sığınmacıların zorunlu olarak kabul edilmemesi yönündeki çalışmalara devam edeceklerini söyledi.
Polonya Başbakanı Beata Szydlo da ülkesinin AB'ye bağlı olduğunu, sorumluluklarını yerine getirdiğini ama kararın Polonya'nın sığınmacı politikasını değiştirmeyeceğini kaydetti.
Szydlo, ''Bunu bekliyorduk. Böyle bir kararın verileceğine emindik ama bu hiçbir şekilde Polonya hükümetinin izlediği sığınmacı politikasını etkilemeyecek. Vişegrad Grubu'nun da (Macaristan, Polonya, Çekya ve Slovakya) değiştirmeyeceğini düşünüyorum.'' diye konuştu.
"KARARI YÜRÜRLÜĞE GİRMEYECEK"
Polonya Dışişleri Bakanı Witold Waszczykowski de zorunlu kota kararının 2 yıl önce Avrupa Birliği (AB) içişleri bakanları toplantısında hukuk dışı şekilde alındığını savunarak ''Polonya'nın güvenliği, Avrupa kurumlarının mültecilerle ilgili düşüncesizce aldığı kararlardan daha önemlidir. Bu nedenle Avrupa Adalet Divanının kararı yürürlüğe girmeyecek." dedi.
"KARARLARI TEREDDÜT ETMEDEN UYGULAMALIRINI BEKLEYEBİLİRİZ"
Plan kapsamında en çok sığınmacı alan ülkeler arasında bulunan Almanya ise kararı memnuniyetle karşıladı. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, "Şimdi tüm Avrupalı ortaklardan bu karara uymalarını ve alınan kararları tereddüt etmeden uygulamalarını bekleyebiliriz ve bekliyoruz." dedi.
"AB'NİN KURUCU İLKELERİNİ ÇİĞNİYORLAR"
Sözlerini tutmayan diğer ülkelere tepkili olan İtalya da beklentilerini dile getirdi. İtalya'nın Avrupa Birliği (AB) İşlerinden Sorumlu Başbakanlık Müsteşarı Sandro Gozi, kararın herkese insan yaşamına, temel haklara, hukukun üstünlüğüne ve yasalara saygılı olmayı hatırlattığını belirterek "Yeniden yerleştirmeyi kim kabul etmiyorsa AB'nin kurucu ilkelerini çiğniyordur." açıklamasını yaptı.
Yorumlar